Pazar Politik Gündem

Üniversitelerin Kanseri: “Organize Kopya”

Üniversitelerin Kanseri: “Organize Kopya”
Abone Ol
Sınavlardan en az 100 üzerinden 80 notunun garanti edenler bile var! Bir sınav Türkçe ise 300 TL, İngilizceyse 500 TL’den açılıyor. Ödevler sayfa başına 70-100 TL civarı. Bu fiyatlara da Akademiklink youtube kanalında rast geldim.

Loading...

Son yazım akademide mobbing üzerineydi. Bu yazımda ise öğrenci ve akademisyen arasındaki bitmeyen kedi fare oyununa, yani kopyaya ayırmak istiyorum. Araştırmama başlarken karşıma çıkan en dikkat çekici cümle, akademik danışman Mitat Özder’in Linkedin’de 14 Kasım 2020’da paylaştığı Neil Degrass Tyson’un “Öğrenciler okulda kopya çeker; çünkü sistem, öğrencilerin öğrenmeye verdiği değerden daha çok yüksek notlara değer verir.” şeklindeki cümlesi oldu. Diplomaya çok fazla değer yüklenmesi, kolay para kazanma arzusunun tetiklediği kolay ve emek harcamadan özel ders ve hizmet alımı sayesinde üniversite bitirme çok yaygın. 200 civarında üniversitenin 8,3 milyon civarında öğrencinin ne kadarının düzenli kopya ile geçtiğini ve kopya kullanım sıklığını bilemiyoruz. Düzesiz.org sayfasında Zeki Seskir yazısı ve AkademikLink Youtube kanalı da kopya konusunda oldukça ufuk açıcı bilgilerle dolu. Yazımı dayandırdığım temel akademik kaynak Sevgi Koç’un Van Yüzücü Yıl Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde kabul edilen doktora tezinden yola çıkıyor. Koç ve Memduhoğlu (2021) makalesi, üniversite öğrencilerinin kopya çekmeye yönelik eğilimlerini çeşitli değişkenler açısından inceliyor. Araştırmanın verisini Van Yüzücü Yıl Üniversitesi’nin Fen, Mühendislik, Ziraat, Diş Hekimliği, Tıp, Veterinerlik, Edebiyat, İktisadi ve İdari Bilimler ve İlahiyat Fakültelerinden 2016-2017 öğretim yılı bahar döneminde öğrenim görmekte olan toplam 2718 son sınıf öğrencisi ile yapılan anket oluşturuyor. Her ne kadar Doğu Anadolu Bölgesi’nin ekonomik gücünün ve gelir seviyesinin Marmara Bölgesinden daha düşük olduğunu bilsek de çalışma bize kopyanın boyutunun ölçümü kıyaslanması açısından bir fikir veriyor. Elbette çalışma İstanbul ve Ankara kopya piyasası ile ilgili tam bir bilgi sunmuyor. Yine de kopyanın yaygınlığı konusunda en son yayınlanan akademik çalışma olarak dikkat çekiyor. Bu araştırmaya katılan öğrencilerin en çok kullandıkları kopya çekme teknikleri, başkalarının sınav kağıdına, sıra, duvara yazılan kopyalıklara bakma şeklinde çıkmış. Araştırmaya katılan üniversite öğrencilerinin kopya çekmeye yönelik eğilimlerinin orta düzeyde olduğu ve içsel kaynaklı kopya çekme eğiliminin nedenlerinin (ilgi çekmeyen dersler, çalışma alışkanlığı, sınavlarda düşük not alma kaygısı, ders çalışmaya yeterince zaman ayrılmaması) olduğu sonucu bulunmuş. Yangın ve Kahyaoğlu (2009) ise çalışmasında öğrencilerin kopya çekme yöntemleri arasında en çok %38.1 ile “başkasının kağıdına bakma”yı kullandığı; Semerci (2004) ise Fırat Üniversitesi’nde okumakta olan 73 tıp fakültesi öğrencisiyle yaptığı çalışmada, tıp fakültesi öğrencilerinin daha çok “yanındakiler ile konuşmak” ve “başkalarının sınav kağıdına bakmak” suretiyle kopya çektiği bulgusuna ulaşmışlar. Çetin (2007), 300 üniversite öğrencisi ile yaptığı çalışmasında, kopya çeken öğrencilerin %20’sinin arkadaşlarının sınav kağıdına baktığını, %12.3’ünün sıra, duvar vb. yerlerdeki kopyalıklara baktığını; Özden vd. (2015), kopya çekmeyi alışkanlık hâline getiren öğrencilerin belli bir süre sınava hazırlansalar bile kendi bilgilerine güvenmedikleri için yetersiz bir akademik benlik algısı geliştirdiklerini ve bunun sonucunda kendi yazdıklarının doğruluğunu kontrol etmek amacıyla diğer öğrencilerin sınav kağıtlarına bakmakta olduklarını belirtmişlerdir. Ayrıca öğrencilerin çoğunluğunun, okudukları bölümün kopya çekme üzerinde etkisi olmadığı ve arkadaşlarının %50 ile 70 arasındaki kısmının sınavlarda kopya çektiğini düşündüğü görülmüş. Yukarıda saydığım makalelerin konu aldığı kopya çekme davranışları, benim bu yazıda konu etmek istediğim ve bence “nitelikli dolandırıcılık” kapsamında suç teşkil eden, topluca, dijital teknolojilerin kullanıldığı ve haksız rekabet ve statü (diploma) elde etme amaçlı hareketlerdir. Aslında sıraya ya da sınav kağıdına iliştirilen birkaç formül vs. değil bir hocayı rahatsız eden kopya olayı. WhatsApp grubu, Telegram ya da Discord kullanarak, soruların sınav esnasında görsellerinin yollanması suretiyle karşı taraftaki profesyonel ekiplerin soruların cevaplarını bir şekilde paylaşmalarına yönelik, para karşılığı yapılan/yaptırılan organize iş birlikleri burada esas sorun. Ve bu ciddi ekonomik büyüklük kazanan bir sektör. 200 civarında üniversitede 8,3 milyon öğrencinin sadece %10’u bu hizmetlerden yararlanmak istese söz konusu pasta üniversite ekonomisi açısından önemli bir büyüklük. Sınavda sorularınızı yollayıp cevap alacağınız örneğin Chegg.com gibi bir site bile var. Deutsche Welle’nin Şubat 2019’da yayınlanan “Türkiye’de üniversitelerin büyüyen sorunu: Parayla tez yazımı” başlıklı yazısında da parayla tez yazdırmanın 150 milyon liralık bir sektör olduğundan bahsediyor. En pahalısı ise Tıp tezleri.
Lisede test sonuçlarına indirgenen eğitim, üniversitede bir an evvel elde edilmesi gereken ama maddi imkanların ders çalışmayı gereksiz kıldığı bir rekabet ve teşvik boşluğu oluşturuyor.
Ve maalesef akademimiz bu konuda da başını kuma gömmekte ve bu sebeple iyi öğrencilerini yurtdışındaki isim yapmış üniversitelerin lehine kaybetmekte olduklarının farkında değiller. Bu nitelikli dolandırıcılık zaman içinde mikroiktisadın önemli konseptlerinden biri olan “limon problemi” dediğimiz hadiseyi yaratacaktır. İyi öğrenciler sınıfları terk ettiği için sadece kopya ile sınavları geçme hevesinde öğrencilerin çoğunlukta olduğu, öğrenmenin arka plana atıldığı ve şekilcilikten ibaret bir lisans eğitimi şu an sürdürülemez olan. Akabinde bize kalan ise şaşalı törenlerle, bombastik reklamlarla dağıtılan, parlatılan yanıltıcı bir belge niteliğinde ve neredeyse adrese teslim dağıtılan diplomalar, milyonlarca “vasıfsız” mezun. Tek kelimeyle hızlandırılmış vasatlık. Üniversiteye giden insanlarımızın sayısını arttıralım derken aslında üniversitede okumayı akademik olarak hak edebilen her gencin okumasını hedeflemiştik. Heyhat! Her gencin üniversite diplomasının dört yıl sonra otomatik olarak verilmesi garantisi sanki ta başında verilen bir söz gibi ön kabul görüyor. Epey çarpık işler. Diplomanın iyi bir iş için ön koşul olması, diplomayı her ne pahasına olursa olsun elde edilmesi gereken bir “prize money” bir ödül haline getiriyor. Lisede test sonuçlarına indirgenen eğitim, üniversitede bir an evvel elde edilmesi gereken ama bunun için rekabet koşullarının oldukça gevşetildiği, dopinglendiği, maddi imkanların ders çalışmayı gereksiz kıldığı bir rekabet ve teşvik boşluğu oluşturuyor. İşte bu boşluk özellikle de çabuk gelir elde etmek isteyen, eğitim sektörünün problemini kavramış kişilerce paraya dönüştürülerek kopya ekonomisi sektörü nemli yerde üreyen organizmalar gibi kontrolsüz büyüyor. Elbette bu sektörde vergi yok, ekonomik boyutunu tahmin etmek kolay değil. Ancak çıkarımlar yapılabilir. Sınavlardan en az 100 üzerinden 80 notunun garanti edenler bile var! Bir sınav Türkçe ise 300 TL, İngilizceyse 500 TL’den açılıyor. Ödevler sayfa başına 70-100 TL civarı. Bu fiyatlara da Akademiklink youtube kanalında rast geldim. Sistemde çok fazla taşeron var ve komisyonlar %15 şeklinde dağıtılıyor. Yani Bay X’in networkünde çalışırsanız ona kazandığınızın %15’ini veriyorsunuz. Ben 2020 Yaz döneminden 2021 Sonbahar dönemine kadar olan pandemi süresince olan rezaletleri bu yazının konusu bile etmiyorum. O dönem ayrı ve o dönemki sınav sonuçları son derece şaibeli. Pandemi süresince pek çok hocaya da dava açıldı. Bazı sınavlarda öğrencilerin kopya çektiğini herkes bildiği halde çok fazla bir şey yapılmamıştı. Kopya çekilmeyen üniversite yoktu. Pandemi döneminde okumuş olanların, ileride işe alımlarda zorlukla karşılaşacakları açık. Pandemi mezunlarını gelecekte kimse tercih etmeyecek, diplomalarına kuşkuyla bakılacak. Üniversiteler ise bu konuyu çok dikkate almadılar. Ama neticede pandemi kâbusu bitti. Fakat kopya ekonomisi aynı hızda ilerliyor.
Pandemi süresince pek çok hocaya da dava açıldı. Bazı sınavlarda öğrencilerin kopya çektiğini herkes bildiği halde çok fazla bir şey yapılmamıştı. Kopya çekilmeyen üniversite yoktu.
Yönetmeliklerde çok ciddi boşluk var, öğrenci yakalansa bile ceza verilemiyor. Alacağı ceza kınama, yarım dönem uzaklaştırma vs. Bu cezalar gerçekten caydırıcı değil. Şu olay da unutulmasın. Ocak 2019’da Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ana Bilim Dalı'nda araştırma görevlisi olan Ceren Damar Şenel, sınavda kopya çektiğini tespit ettiği öğrenci Hasan İsmail Hikmet tarafından üniversitedeki odasında öldürülmüştü. BBC Türkçe'nin üniversite kaynaklarından edindiği bilgiye göre, Ceren Damar Şenel'i öldüren zanlı Hasan İsmail Hikmet, 2016 yılında yine kopya çekmekten uzaklaştırma cezası aldı ve kopya çektiğini tespit eden yine Şenel'di. Şenel, gözetmen olarak girdiği Medeni Usul Hukuku sınavında kopya çeken öğrenciyi önce uyarmış, sonra hakkında tutanak tutmuştu. Kopyayı tespit ettiği için hayatından olan ilk akademisyenimiz olarak kendisini burada rahmetle analım ve umarım son olur demek istiyorum. Sağlık şehitlerinden sonra eğitim şehitlerimizin sayısını arttırmaya çalışmayalım. Kaynakça: Çetin, Ş. (2007). Üniversite öğrencilerinin kopya çekme davranışlarının farklı değişkenler açısından incelenmesi. Milli Eğitim, 2007(175), 129-142. Koç, S ve H.B. Memduhoğlu, (2021), “Üniversite Öğrencilerinin Kopya Çekmeye Yönelik Genel Eğilimlerinin Belirlenmesi”, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi · Mart 2021 Özden, M., Uçansoy-Baştürk, A. & Demir, M. (2015). Kopya çektim, çünkü... : Bir olgubilim çalışması. Turkish Online Journal of Qualitative Inquiry, 6(4), 57-89. Semerci, Ç. (2004). Tıp fakültesi öğrencilerinin kopya çekmeye ilişkin tutum ve görüşleri. Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 18(3), 139-146. Seskir, Z. Online Sınavlarda Kopya İkilemi ve Türkiye Gerçekleri Yangın, S. & Kahyaoğlu, M. (2009). İlköğretim öğretmen adaylarıın kopya çekmeye yönelik tutum ve görüşleri. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 12(21), 46-55.