Dünyanın önde gelen işçi sendikaları ILO'nun 2-5 Ekim tarihleri arasında İstanbul'da düzenleyeceği 10'uncu Avrupa Bölgesel Toplantısı'nı Türkiye'deki anti-demokratik uygulamalar nedeniyle boykot etme kararı aldı. ILO toplantısı, dünyanın dört bir yanından işçi, işveren ve hükümet temsilcilerini Türkiye'ye getirecek olması nedeniyle büyük önem taşıyor. Ancak yaklaşık iki yıl önce Türkiye'de yapılmasına karar verilen toplantı, 15 Temmuz sonrası hükümetin birbiri ardına çıkardığı KHK'lar nedeniyle protesto riskiyle karşı karşıya geldi. Sözcü'den Erdoğan Süzer'in haberine göre, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ile Avrupa Sendikalar Konfederasyonu'nun (ETUC) işçi temsilcileri, geçtiğimiz nisan ayında yapılan ILO toplantısında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı protesto etmek amacıyla İstanbul'daki toplantının ya ertelenmesi ya da Türkiye dışında başka bir ülkeye kaydırılması önerisini getirdiler. Ancak işçilerden gelen bu öneriye ITUC ve ETUC'un işveren ve hükümet temsilcileri katılmadı. Böylece toplantı yeri Türkiye olarak kaldı. Bunun üzerine ETUC, üyesi olan Avrupa ülkelerinin işçi sendikalarına, ITUC da Avrupa dışında kalan diğer ülkelerin işçi sendikalarına “Türkiye'de halk bir gecede çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) antidemokratik baskılara maruz kaldı. Bunu protesto ediyoruz. İstanbul'daki ILO toplantısına katılmayın, protesto edin. İşveren ve hükümet temsilcilerinin de katılmamasını sağlayın” çağrısı yaptı. Çağrıya ilk destek Alman İşçi Sendikaları Konfederasyonu'ndan geldi. ETUC Dış İlişkiler Sorumlusu Patrick Itschert, Alman basınından Deutsche Welle Türkçe'ye yaptığı açıklamada, birçok ülkenin bu çağrıya ‘olumlu' karşılık verdiğini açıkladı. Itschert, Türkiye'ye niçin gelmeyeceklerinin açıklamasını ise şu kritik cümlelerle yaptı: "AKADEMİSYENLER PİZZACILIK YAPIYOR" “ILO'nun İstanbul toplantısını boykot ederek, Türkiye'deki anti-demokratik uygulamalara dünya kamuoyunun dikkatini çekmek istiyoruz. ITUC, ETUC ve tüm Avrupalı sendikaların İstanbul toplantısına katılmaması Erdoğan'ın, Türk halkına hizmet etmeyen politikalarına karşı çok güçlü bir itirazın ifadesidir. Bu olimpiyat boykotları gibi tüm dünyaya Erdoğan'ın yaptıklarının kabul edilemez olduğunu duyuracak. Türkiye'de basın özgürlüğü yok. Türklere kış lastiğini ne zaman kullanacakları bile KHK ile söyleniyor. Bu iş artık çok ileriye gitti. Akademisyenler pizzacılık yapar oldu. Tek istediğimiz olağanüstü halin kaldırılması için gerekli koşulların oluşturulması, masum tutukluların serbest bırakılması, ifade ve basın özgürlüğünün yeniden tesisi, demokratik ve bağımsız basın kuruluşları ile derneklerin yeniden açılması.”