Uluslararası finans merkezi olduk mu, olabilecek miyiz?

Abone Ol
İstanbul sadece finansın değil, tüm ekonominin, hatta ilave edilebilecek birçok konunun da merkezi durumunda. Ancak büyük resme baktığımızda, yani dünya genelini dikkate aldığımızda bu iddialı ifade ne kadar doğru? “Gelişmiş ülke; fakirlerin bile arabaya bindiği ülke değil, zenginlerin bile otobüse bindiği ülkedir.” Gustavo Petro Seçim haberlerinin yoğunlaştığı son haftalarda ekonomi ile ilgili haberler de gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Geçtiğimiz haftanın gündem konularından biri 17 Nisan 2023’de açılışı yapılan “İstanbul Finans Merkezi” idi. Aslında tam olarak bankalar etabının açılışının yapıldığı ifade edildi. Dünyada finans merkezlerini analiz edip, rekabet güçlerini dikkate alarak 29.000’den fazla merkezin değerlendirildiği ve her yıl 2 kez (Mart, Eylül) sıralama yapıldığı bilinmektedir. Değerlendirme yapılırken; Dünya Bankası, The Economist Intelligence Unit, OECD ve Birleşmiş Milletler tarafından önem verilen kriterler, anketler ve 151 faktör dikkate alınmakta. Nitekim Mart 2023 içinde Londra’daki Z/YEN ve Shenzhen’deki Çin Kalkınma Enstitüsü’nün ortaklaşa yayınladığı Küresel Finans Merkezleri (GFCI 33) sıralamasında 120 merkez bulunmakta olup, ilk 20 merkez ve puanı şöyle:
Sıra Merkez Puan   Sıra Merkez Puan
1 New York 760 11 Washington DC 713
2 Londra 731 12 Shenzhen 712
3 Singapur 723 13 Pekin 711
4 Hong Honk 722 14 Paris 710
5 San Fransisco 721 15 Sidney 709
6 Los Angeles 719 16 Amsterdam 708
7 Şangay 717 17 Frankfurt 707
8 Şikago 716 18 Münih 706
9 Boston 715 19 Lüksemburg 705
10 Seul 714 20 Zürih 704
İlk 20 sıradaki merkezlerin bulundukları ülkelere bakıldığında; Amerika, İngiltere, Çin, Güney Kore, Fransa, Avustralya, Almanya, Lüksemburg ve İsviçre gibi ülkeler yer almakta. Liste uzun olduğundan burada tüm listeyi paylaşmadım ancak listenin devamında şu an savaşta olan Moskova’nın 86. sırada olup İstanbul’un 90. sırada olması dikkat çekici. Bunun dışında başka kuruluşların da finans odaklı değerlendirme ve sıralamaları var. Ama çoğu birbirine benzer. Şimdi biz öncelikle şu sorulara nasıl yanıtlar verdiğimize bakalım (Bu başlıklar Prof. Dr. Şenol Babuşçu’nun 23.04.2023 tarihli tweet’inden alıntılanmıştır.): 1- Ülkedeki tasarruf oranı yüksek mi? 2- Uluslararası ödemelerde kabul edilen istikrarlı bir paraya mı sahip? 3- Uluslararası sermaye hareketliliğinde serbesti tam mı? 4- Güçlü ticari ve endüstriyel potansiyel ile ekonomi destekleniyor mu? 5- Hukuk sistemi uluslararası kabul açısından güçlü ve bağımsız mı? 6- Teknolojik altyapı bu yükün altından kalkabilecek güçte mi? . . . . Yukarıda sıraladığım soruların tamamının yanıtının “evet” olması gerekir. Bu kadarı yeterli mi? Tabii ki değil. Konuyu fazla detaylandırmamak adına kısaca bahsetmek istedim. Gelelim bize. Bir şeye adını koyuyorsak, isimle gerçek ne kadar uyumlu, bakmak gerekir. Kendi içimizde ülkemiz sınırları çerçevesinde konuyu düşünürsek, evet, ülkemiz açısından İstanbul bir Finans Merkezi. Bu açıdan bakıyorsak İstanbul sadece finansın değil, tüm ekonominin, hatta ilave edilebilecek birçok konunun da merkezi durumunda. Ancak büyük resme baktığımızda, yani dünya genelini dikkate aldığımızda bu iddialı ifade ne kadar doğru? Yukarıdaki sorulara “evet” diyebiliyor muyuz? Sorgulamadan olmaz. “Gelişmiş ülke; fakirlerin bile arabaya bindiği ülke değil, zenginlerin bile otobüse bindiği ülkedir.” Gustavo Petro