Dünyadan

Ukrayna: Cehennemin kapıları nasıl açıldı? 1

Abone Ol
Bazı uzmanlar Zelenski'nin ülkesini bir maceraya attığını ve onun hataları sonucu Rusya’nın saldırıya geçtiğini savundular. Oysa Rusya’nın müdahalesine gerekçe olarak gördüğü olaylar onunla başlamadı. Dönüm noktası 2013 yılı… Uzunca bir süredir “beklenen sürpriz” gerçekleşti ve Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilim bir “savaşa” dönüştü. Bizleri savaşın vahşetine bir kez daha tanıklık etmek zorunda bırakan bugünlerde, dünyanın gündemi sürecin olası seyrinden tutun da “bazı masum siviller dünyanın farklı yerlerindeki diğer sivillerden daha mı masumdur”a kadar bir çok tartışma ile dolu. Krizin nasıl bu noktaya evrildiği ve önemli aktörlerin kimler olduğu da olası çözüm yollarını ortaya koyabilme adına bu tartışmalar kadar önemli. Bu yazı dizisi tam olarak bu konuda bir çaba olacak. Bazı dış politika uzmanları Volodimir Oleksandroviç Zelenski'nin ülkesini bir maceraya attığını ve onun hataları sonucu Rusya’nın saldırıya geçtiğini savundular. Oysa Rusya’nın müdahalesine gerekçe olarak gördüğü olaylar Zelenski ile başlamadı ama Zelenski ile kriz bugünkü zirvesine ulaştı. Ukrayna ve Batının son aylardaki yakınlaşmasının yaşanan gerilimi artırdığı algısı yaygın olsa da aslında en belirgin dönüm noktası 2013 yılı. OLAYLAR NASIL VE NE ZAMAN BAŞLADI? 2013 yılının kasım ayında Avrupa Birliği ile Ukrayna arasında ortaklık anlaşması imzalanması planlanıyordu. Rusya'ya yakınlığı ile bilinen Yanukoviç son gün anlaşmayı imzalamayacağını açıkladı. Ukrayna finansal desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi ama AB ile bu konuda anlaşamadılar. Gerçi AB finansal taahhütte bulunsaydı bile Yanukoviç, Rusya'ya karşı ihanet olarak gördüğü bu iş birliği anlaşmasını büyük olasılıkla imzalamayacaktı. Ukrayna ile AB arasındaki iş birliği anlaşmasına önce sıcak bakıp son anda imzalamayı reddeden Yanukoviç böylece kendi cumhurbaşkanlığını bitiren süreci başlatmış oldu. Ortaklık anlaşması imzalanmayınca Ukrayna'da gösteriler başladı. Aşırı milliyetçi Ukraynalılar ve diğer provokatörlerin de karışmasıyla gösteriler kana bulandı, protestocuların üzerine keskin nişancı ateşi başladı. Başkent Kiev'deki Maidan Nezalezhnosti yani Özgürlük Meydanı’nı gören Ukrayna Oteli'nin çatısından keskin nişancılar tarafından açılan ateş esnasında yüzün üzerinde kişi hayatını kaybetti. Bu kişiler Ukrayna’da “Nebesnaya Sotnaya” yani “Göklerdeki Yüz Kişi” olarak anılıyorlar. Yevromeydan hareketi olarak anılan gösterilerden sonra Yanukoviç ülkeden ayrılmak zorunda kaldı ve Rusya’ya kaçtı. Böylece Pravy Sektör, Azov Tugayları gibi aşırı milliyetçi unsurlara gün doğdu ki Azov Tugayları’nın bir kısmı günümüzde Ukrayna ordusunun bir parçasıdır. Bu gelişmelerden sonra genelde Ukrayna’nın batısında karşılık bulabilen bu ırkçı örgütler, ülkenin doğusuna da nüfuz etmeye çalıştılar. DONETSK VE LUHANSK’TA NELER OLDU? Rusça konuşan toplulukların olduğu bölgelerden Donetsk ve Luhansk'ta 2014 yılında ayrılıkçı Antimeydan hareketi başladı. Bu iç savaşa Rusya da destek verdi. Tam o sıralarda da Kırım’ın bağımsızlık oylaması gerçekleşti ve böylece Ukrayna Kırım’da toprak kaybetti. Ukrayna’nın en zengin şehri olan Donetsk’de zengin kömür yatakları var. Ayrıca doğal gaza alternatif olarak kabul edilen bir yakıt türü olan kaya gazı için araştırma ve işleme tesislerine de sahip. Ayrılıkçı hareketin başlangıç noktası da tam bu tesislerin yakınındadır. Nüfusu dört milyonun üzerinde olan Donetsk ve nüfusu yaklaşık bir milyon civarında olan Luhansk'ta çatışmalar başladı ve binlerce insan hayatını kaybetti. Donetsk'teki havaalanı, stadyum ve şehrin alt yapısının bir kısmı yok oldu. Şehir kuşatma altında kaldı. MİNSK ANLAŞMALARI Donetsk ve Luhansk’ta ayrılıkçıların ciddi toprak kazanımlarından sonra ateşkes sağlamak ve politik çözümün temellerini atmak için Minsk müzakerelerine başlandı. Sırasıyla 2014 ve 2015 yıllarında, Birinci ve İkinci Minsk Anlaşmaları kapsamında müzakereler yapıldı. Eylül 2014 yılında imzalanan Birinci Minsk Anlaşmasında Ukrayna ve Rusya destekli ayrılıkçılar arasında 12 maddelik ateşkes anlaşması yapıldı. Bu anlaşma esir değişimi, insani yardım ve ağır silahların çekilmesi gibi konuları içerdi. Fakat bu anlaşma iki tarafın da ihlalleri yüzünden kısa sürede anlamını yitirdi. 13 maddelik İkinci Minsk anlaşması ise Ukrayna, Donetsk ve Luhansk’ın Rusya destekli ayrılıkçı liderleri, AGİT ve Rusya arasında Şubat 2015’te imzalandı. Bu anlaşmada ateşkes ve insani yardım ile ilgili konular dışında açıkça yabancı birlik, savaşçılar ve askeri ekipmanın çekilmesi, özerklik konusunda anayasal reformlar yapılması, Donetsk ve Luhanks’ın bu bağlamda özellikle belirtilmesi ve seçimlerin yapılması gibi maddeler var.
Minsk Anlaşması’ndaki “tüm yabancı birlik, savaşçı ve silahlardan” kasıt aslında Rusya destekli birlikler ile Rusya birlikleri. O birliklerinin bu dönemde ülkede olduğuna dair kanıtlar var. Şimdi Rusya, Ukrayna’yı suçluyor ve kendi uygulamadığı anlaşmayı uygulamasını talep ediyor.
Bu anlaşmada "Tüm yabancı birlik, savaşçı ve silahlardan" kasıt aslında Rusya destekli birlikler ile Rusya birlikleri. Rusya birliklerinin bu dönemde ülkede olduğuna dair kanıtlar var. Örneğin; Rus birliğinden bir asker mesajlaşıyor ve aslında biz sınırın öbür tarafındayız diyor ama telefonun jeolokasyon kayıtlarından sınırı geçtiği ortaya çıkıyor. Resmi uydu kanıtları da olduğu halde Rusya orada zaten bulunmadığını, bu maddenin Rusya’yı bağlamadığını ifade etti. Şimdi de Rusya, Ukrayna’yı suçluyor ve kendi uygulamadığı Minsk Anlaşması’nı Ukrayna’nın uygulamasını talep ediyor. Sonuçsuz kalan bu anlaşmaların akabinde Donetsk ve Luhansk’taki olaylarda onbinin üzerinde insan hayatına mal oldu. Bölgeden kaçan insanların çoğu Batı ülkelerine giderken bir kısmı da Rusya’ya gitti. Bir süre sonra belli ölçüde detant oluştu ama Donetsk ve Luhansk bölgeleri abluka altında kaldı. Bugünlerde Minsk’i uygulamadığı için suçlanan Zelenski ama Minsk anlaşmalarını uygulamaya geçirmeyen,“Rusya ile asla uzlaşmayacağız, asla anlaşmayacağız” çizgisinden taviz vermeyen Petro Oleksiyoviç Poroşenko’dur. Bu da ortaya koyuyor ki süreçteki Ukraynalı liderlerin ve siyasetçilerin rolü irdelemeye değerdir. Bunu da bir sonraki bölümde ele alacağız.