Sizlerin aracılığıyla bir kez daha uyarmak isterim ki; Türkiye'yi kapalı bir topluma, Kuzey Kore'ye döndürmekten kimseye yarar gelmez. Kaybeden tüm Türkiye olur, 84 milyon olur, hepimiz oluruz!
Loading...
Ülkede milyonlar yokluk, yoksulluk içinde, geçim mücadelesi verirken ülkeyi yönetenler “vatandaşı nasıl sustururuz, gerçekleri yazanları nasıl cezalandırırız”ın derdinde! Meclis’te 27. Dönemin son yasama yılı geçtiğimiz hafta başladı. İktidar ise Meclis çalışmalarının ilk gündemine sansür yasasını aldı!
Meclis’e gelen kanun sözde ‘Basın Kanunu’nda değişiklik yapıyor ama bakıyorsunuz Türkiye'de basın özgürlüğü alanında yaşanan ve son dönemde olağanüstü artışlar yaşanan ihlallere ilişkin yapıcı bir düzenleme ya da basın özgürlüğü alanına ilişkin hiçbir iyileştirme yok!
ENGELLENEN, DÖVÜLEN GAZETECİLER YOK!
Haber takibi sırasında dövülen, nefessiz bırakılan basın emekçilerinin can güvenliğine ilişkin bir kelime dahi yok bu yasada! Aylık hazırladığımız basın özgürlüğü raporlarında göre gazeteciler 2022 yılının 9 ayında 410 kez hâkim karşısına çıkmış. Haberi, yazısı, paylaşımı gerekçe gösterilerek neredeyse her ay hâkim karşısına çıkan gazetecilere, tutuklu gazetecilere özgürlük yok.
RTÜK VE BİK’İN HUKUKSUZ CEZALARINA ‘DUR’ DENİLMİYOR
Düzenleyici kurumlar olan RTÜK, BİK ve İletişim Başkanlığı gibi kurumlar iktidarı savunan ve iktidara karşı eleştirilere kalkan olan kurumlar haline dönüşmüş durumda. Halkın haber alma hakkı için çalışan televizyonları, Halk TV'yi, Tele 1'i, FOX'u, KRT'yi, TV5'i bu yıl tam 42 kez hukuksuzca cezalandıran RTÜK'e ‘dur’ diyecek bir düzenleme yok! Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına rağmen Sözcü'ye, Cumhuriyet'e, BirGün'e, Evrensel'e, Yeni Asya'ya, Korkusuz'a ilan ambargosu uygulayan Basın İlan Kurumuna ‘Yetkini aştın’ demek de yok bu kanunda! Türkiye’de basın özgürlüğünü kısıtlayan Basın İlan Kurumu ceza kurumu niteliğini koruyor, daha fazla yetkilerle donatılıyor.
YASAKLAMA YETKİSİ GENİŞLETİLİYOR
Ülkemizde basın özgürlüğünü ve yurttaşların haber alma hakkını engelleyen önemli unsurlardan biri de erişim engellemeleri. Yolsuzluk, rüşvet suçları bilinmesin diye iki yılda 548 unutulma hakkı kararıyla toplam 9.913 habere, paylaşıma erişim yasaklandı! Erişim engeli getirilen içerik ve paylaşımların yüzde 95'inde kişilik hakkı ihlali yok; hepsinin bilinmesinde, okunmasında kamu yararı var! Anayasa Mahkemesi’nin erişim engelleri konusunda verdiği ‘ifade ve basın özgürlüğünün ihlalidir’ kararı var. Meclis’te görüşülen 40 maddelik yasanın hiçbir yerinde AYM’nin ihlal gerekçesini ortadan kaldıracak bir düzenleme yok! Aksine, BTK’nın elindeki zaten geniş olan erişim engelleme yetkisinin kapsamı son derece endişe verici şekilde genişletiliyor. Spesifik olarak MİT ile ilgili birçok hususun haberleştirilmesine yasak engeli getirilmekte. Tabii ki istihbarat alanı gizlilik gerektiren bir alandır. Ancak bu alandaki haber gelişmelerinin tamamen engellenmesi bu önemli kurumumuzun denetimi bağlamında ciddi sakıncalar yaratacaktır!
ANADOLU BASININA CAN SUYU YOK
Bu kanunda Anadolu basınına, yerel gazetelerimize, televizyonlarımıza can suyu hiç yok! Yerel gazetelerimizin ana yaşam kaynağı olan resmi ilan gelirlerinin yüzde 75 oranında azalması söz konusu. İnternet siteleri Basın İlan Kurumu havuzuna dahil edilirken, yeni kaynak yaratılmadığı için gazetelerin ilan payı iyice küçülecek. Yaklaşık bin gazete için gelirlerini önemli ölçüde kaybetme riski olabilir.
SİTELER TEKZİP DOLACAK
Kanun teklifi ile internet sitelerinde çalışanların gazeteci sıfatını kazanarak basın kartı almaya hak kazanması önemli, olumlu. Ancak internet sitelerine yönelik ağır yaptırım düzenlemeleri yükümlülüklerini yerine getirmeyen sitelere 1 milyar liraya varan cezalar ile sitelerin tekzipler ile doldurulması söz konusu. Teknik yükümlülükleri yerine getirmediği için haber sitesi vasfını yitiren sitelerdeki basın mensuplarının basın kartları iptal edilebilecek.
BASIN KARTLARINDA KEYFİ DÜZEN SÜRECEK
Türkiye’de basın kartı, gazetecilerin mesleklerini yapabilmeleri için önemli bir faktörken, ülkede binlerce gazetecinin basın kartı iptal edilmiş ya da yenileme bahanesiyle gazetecilerin kartları verilmemiştir. Daha yeni 50 yıllık gazeteci Tuğrul Eryılmaz’ın sürekli basın kartı iptal edildi. Güçler ayrılığından, hukuk devletinden kopmuş tek adam yönetiminde soyut, keyfi ve yoruma dayalı ifadelerle gazetecilerin basın kartı alması zorlaştırılırken, Meclis’e gelen teklifle gazeteciler için kimlik kartı özelliği taşıyan ve haber takibi sırasında kolaylaştırıcı imkanlar sağlayan basın kartlarının verilmesi ve iptal edilmesinde keyfi düzen kanunlaştırılıyor. Bunun sonucunda basın özgürlüğü, halkın haber alma hakkı yok ediliyor.
GERÇEKLERİ YAZAN, PAYLAŞANLARA HAPİS YOLU…
Önümüze gelen teklifte en çok karşı çıktığımız düzenleme ise, sosyal medya paylaşımları nedeniyle tamamen muğlak ifadelerle gazetecilere, yurttaşlara hapis öngören 29. madde!
İfade ve basın özgürlüğümüze darbe niteliğindeki bu düzenleme komisyonlardaki uyarı ve çağrılarımıza rağmen noktası değiştirilmeden Genel Kurul’a getirildi. Genel Kurul’da da Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak maddeyi geçirmemek için protestolarımızı gerçekleştirdik. 29. madde ile “
Halk arasında endişe korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yaymak” diye yeni bir suç tanımı yaratılmakta.
Yolsuzluk, rüşvet suçları bilinmesin diye iki yılda 548 unutulma hakkı kararıyla toplam 9.913 habere, paylaşıma erişim yasaklandı! Erişim engeli getirilen içerik ve paylaşımların yüzde 95'inde kişilik hakkı ihlali yok; hepsinin bilinmesinde, okunmasında kamu yararı var!
Bu suça bir ceza olarak da basın çalışanları, yurttaşlar 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Tamamen muğlak, ucu açık ifadelerle gazetecilerin çalışması, yurttaşlar ifade özgürlüğü, haber alma hakkımız ortadan kaldırılıyor. Enflasyon rakamlarını eleştirenleri, yolsuzlukları, rüşveti duyuranları, kadın cinayetlerinin, çevre katliamlarını yazanları, zam haberlerini yapan ve paylaşanları, kısacası iktidarın istemediği tweet, retweet ya da yorumu yapanları hapse atacaklar!
Aynı şekilde 29. Madde kapsamında yaratılan suç maddesiyle ilgili bu kez de twitter, ınstagram, facebook, yotube gibi sosyal medya ağ sağlayıcılarına ve whatsapp, telegram gibi mesajlaşma platformlarına paylaşımları silme ve ellerindeki kişisel bilgileri devletle paylaşmaları zorunluluğu getirilmekte. Ağ sağlayıcıları ve platformlar bu bilgileri paylaşmadıkları takdirde ağır para cezalarından (30 milyon lira) yayın durdurmaya kadar (bant daraltma) gidecek yaptırımlarla karşı karşıya bırakılmakta.
WHATSAPP, FACEBOOK TÜRKİYE’Yİ TERK EDEBİLİR…
Son derece sıkıntılı ve antidemokratik olan bu düzenlemeler ile sosyal medya şirketleri üzerinde baskı kurularak düşünce ve ifade özgürlüğü alanı baskı altına alınmak isteniyor. Yurttaşlarımızın ifade özgürlüğünün aracı konumundaki Facebook, Twitter, Instagram, TikTok, YouTube, WhatsApp, Signal, Telegram iktidarın hukuksuz taleplerine boyun eğecek, bizi sansür edecek, bilgilerimizi paylaşacak ya da en ağır para cezaları, yayın durdurma cezalarıyla yüzleşecek ve Türkiye'yi terk etme noktasına gelecekler.
TÜRKİYE KUZEY KORE OLMAMALI!
Yukarıda sıraladığım unsurlar Meclis’ten geçerse, uyarı ve çağrılarımıza rağmen bu yasası önümüze getirenler maalesef Türkiye’yi Kuzey Kore’ye döndürecek yolu açacaklar. Ülkede zaten sıkıntılı durumda olan basın ve ifade özgürlüğü tamamen ortadan kalkacak. Korkutma, sindirme, ceza ve hapisle sadece ifade ve basın özgürlüğü değil, haber alma hakkımız yok edilecek.
Sizlerin aracılığıyla bir kez daha uyarmak isterim ki; Türkiye'yi kapalı bir topluma, Kuzey Kore'ye döndürmekten kimseye yarar gelmez. Kaybeden tüm Türkiye olur, 84 milyon olur, hepimiz oluruz! Genel Kurul’da da ifade ettiğim gibi hangi sansürü getirirlerse getirsinler bu millet çok yakında bu zorbalıklara, baskılara ‘Dur’ diyecek! Demokrasimize sahip çıkacaktır.
Sansür yasasına hayır!