Türkiye’de sağlık sistemine dair yaşadıklarım
Omuzundaki yırtık ve “tansiyon problemi” nedeniyle İzmir’deki sağlık sektörüyle cebelleşen Murat Kartalkaya’nın trajikomik hikayesi: "Özel hastanede SSG farkı 150 TL'den başlıyor. Prof 400 TL. Ama adam çok iyiymiş, güler yüzlüymüş. Yahu 400 TL fark alsam gerdan kırarım hastaya!"
Sağlık sistemi derken tamamını bildiğimi iddia etmiyorum tabii. Kendi yaşadığım örneklerden çıkarımlarımı paylaşacağım. AKP iktidarının güzel başlayıp sonunu getiremediği işlerden biri daha gibi duruyor. Hastanede randevu sistemi, ihtiyaçlı olanlara ücretsiz sağlık hizmeti, aile hekimliği, hele özel hastanelerde küçük bir fark verip tedavi olma kolaylığı harika gelişmelerdi. Ben çok takdir etmiştim. O zamanlar bir doktor ağabeyim karşı çıkmıştı benim beğenime. “Bu sistem bir müddet sonra hastane ağaları yaratacak ama sağlık sistemini çökertecek” demişti. Size yaşadığım iki örnek anlatacağım.
Birincisi; omuzumda aylardır dinmeyen bir ağrı var. Kolumu kaldıramıyorum. Bazen dişimi fırçalamak bile çok ağrı yapıyor. Dedim ki, devlet hizmetinden yararlanayım, randevu alayım. Covid aşısı sebebiyle MHRS sistemini de hazır öğrenmişim. Tam iki ay İzmir şehir içindeki tüm hastanelerinden randevu almaya çalıştım. Hemen hemen hergün denedim. İmkan yok. Fark verip özel hastaneye gitsem, yüzüme bakar mı bakmaz biliyorum - ki, MR, röntgen, kan tahlili v.s isteyecekler. Bin lira verip çıkacağım. İnatla randevu aramaya devam ettim. En sonunda bir hastanenin semt polikiliniğinde randevu yakaladım. Bir hafta sonraya randevu aldım.
Dar gelirli bir semtteki bir polikilinik. Günüm gelince gittim. Temiz, sakin bir polikilinik. Girişimi yaptırdım. Tam saatinde doktorun yanına girdim. İçimden “özel hastanelerde bu konfor yok vallahi” dedim. Doktorun yanına girdim. Doktor bey tam annemin “Hiç ağız görmedin de pazara da mı gitmedin” türünde biri çıktı. “Otur” emrini verdi, sandalyenin köşesine yerleştim. Adamın yapısı kaba belli. ‘Diploma meslek verir, ünvan verir ama adamlık vermez’in tipik örneği. Diğer devlet doktorlarını ayrı tutarım. İki defa devlet hastanesi acile gittim çeşitli sebeplerle, doktorların ilgisi gayet yerindeydi.
RÖNTGEN İÇİN ŞEHRİN ÖBÜR UCUNA GİTTİM
Biz ortepedi doktorumuza geri dönelim. Doktor bey benim rahatsızlığımı dinleyip yerinden hiç kalkmadan gözleriyle muayene ettikten sonra röntgen istedi. Hemen alt kata indim, 10 dakika bekleyip son derece nezih bir teknisyen veya hemşire tarafından röntgenimi çektirdim. “ Doktorunuzun yanına çıkın” dedi. Hemen mi diye şaşırdım. Hemenmiş. Doktorun yanına çıktım, içerdeki hasta çıkar çıkmaz yanına girdim. Röntgene bakıp “yırtık olabilir MR çekelim” dedi. “Polikiliniğin bağlı olduğu hastaneye git, sana bir barkod verecekler. Röntgen için randevu al. Sonra 10 gün bekle. Yine bana randevu al, gel” dedi. Randevu almak büyük sorun dedim. ”O da senin sorunun” dedi. Bari bir ilaç yazabilir misiniz, çok ağrım var dedim. Sağolsun yazdı ve hiç beklemiyordum ama verdiği ilaç iyi geldi; iki gün sonra ağrılarım ciddi azaldı. Polikilinikten çıktım hastahaneye gittim. Kendi arabam olmasa İzmir sıcağında otobüs veya minübüs ile gidecektim. Araba ile on dakika, toplu taşıma ile bir buçuk saat. Öğle paydosundan önceye imkansız yetişemezdim.
Hastaneye gittim. Bir vezne var. İsmimi söyledim. Hemen bir barkod ve bir telefon numarası verdiler. Telefonu arayıp MR için randevu alacakmışım. Yandık dedim. Bu telefon hayatta düşmez. Eve gelip telefon ettim. Tınk diye düştü, şaşırdım. Durumu anlatıp randevu istedim. İlk iki gün yoktu, üçüncü gün gece yarısı 02.45 dedi, dördüncü gün 00.20 ye randevu aldım. MR çekileceğim hastane, bununla alakası olmayan çok ayrı semtteki bir hastane. Arabası olmayan biri bu kadar hastane arasında ve gecenin bir yarısı nasıl halledecek bu işleri diye düşünmeden edemedim. Günü gelince MR çektirmeye gittim. Yine çok beklemeden yine nazik bir teknisyen tarafından MR çekildi. “Sekiz gün sonra rapor çıkar, doktorunuzdan randevu alın” dedi. MR raporunun çıkacağı onuncu günden itibaren doktoruma randevu almaya çalıştım imkân yok. Raporum çıktı, doktorumun o günden sonraki 15 günü de dolu. Ben de iki gün başka bir doktor randevusu aradım. Nihayet çok alakasız bir hastanede bir ortepedi doktoru bulup sekiz gün sonraya randevu aldım. Hani diyorlar ya “hastaneni, doktorunu kendin seç” diye. O biraz zor be arkadaşım!
Günü gelince hastaneye tam zamanında gittim. Hastane 1980’li yılların hastanelerine benziyor aynı. Sadece bilgisayar sistemi var o günlerden farklı. Aynı kalabalık, aynı bakımsızlık. Tam zamanında doktorun kapısının önünde ismim yazdı. İçeride son derece ilgili, sempatik, beyefendi bir doktor arkadaş gülümseyerek karşıladı beni. Durumumu anlattım. “Kendi doktoruna git” diyecek diye çok korktum ama “iyi yapmışsınız” dedi. Uzun uzun muayene etti. MR görüntümü görmek istedi ancak, sistemde bir sorun vardı. Kendi telefonumdan E-Nabız vasısatısyla görüntümü doktora gösterebildim. Omuz kaslarımdan birinde yırtık olduğunu, şimdilik ameliyata gerek olmadığını ve fizik tedavi görmemim yeterli olacağını söyledi. Doktoron nezaketi ve ilgisi karşısında ezildiğimi hissetim.
Eve dönüp hemen Fizik tedavi için randevu aradım yine tüm İzmir hastanelerinde. Bilin bakalım ne oldu !? Tabii ki yer yok. SSK anlaşmalı özel bir fizik tedavi merkezi buldum. 35 TL muayene, 15 seans içinde 450 TL fizik tedavi ücreti ödeyip fizik tedavime başladım. Fizik tedavi için 500 TL ödedim sonuçta ve 15 gün iki vasıta ile gidip iki vasıta ile gelmek gerek. Hadi benim arabam var. Arabası olmayan dar gelirli için 500 lira iyi paradır sanırım.
HEMEN ANJİYO YAPALIM, LÜTFEN YAPALIM, 1000 TL VER
Gelelim ikinci örneğime. Tansiyon sorunu için özel bir hastaneye randevu aldım. Üç, dört yıl önce özel hastanaye 10 bilemedin 15 TL SSG farkı veriyordun. MR, röntgen, tahlil filan en fazla 150 TL ye çıkıyordun. Şimdi özel hastaneye gitmek için mangal gibi yürek gerek. Hem vatandaş olarak biz fakirleşmişiz hem hastane ağaları gerçekten türemiş sanırım. Özel hastanelerde SSG farkı muayene ücreti 100 – 150 TL den başlıyor. Prof ise 400 TL. Ama adam çok iyiymiş, çok güler yüzlüymüş. Yahu SSG farkı 400 TL alsam güler yüzü bırak bir de gerdan kırarım hastaya!..
Bir özel hastane buldum 70 TL fark alıyor. Randevu aldım gittim. Anam eski devlet hastanesi gibi. Pandemi dönemi olmasına rağmen içerisi mahşeri kalabalık. Gerçi 150 TL olan özel hastanede çok farklı değildi. Sıram oldukça gecikmeli geldi. Doktorun yanına girdim. Bana yıllar evvel yüksek tansiyon teşhisi koydular. İlaç içmek umurumda değil ama iki yılda üç tansiyon ilacı verdiler hepsi ciddi yan etki yaptı. Ben de sekiz ay önce tansiyon ilacını bıraktım. Ancak yine de ne olur ne olmaz sizden fikir almaya geldim dedim. En sevdiğim ve her kardiologun sorduğu soru geldi. ”Ailede kalp rahasızlığı olan var mı?” Var dedim. Amcam ve babam. “Hemen anjiyo yapalım, yeni bir makina geldi, damara filan girme yok. Bir boruya girip öbür ucundan çıkıyorsun. Her şey yüzde 99 belli oluyor. 1000 TL” dedi. Üç yıl önce anjiyo yaptılar, tertemiz çıktım. İstemiyorum dedim. Önce ultrason ile dinledi. Eforlu grafi, kan tahlili ve holter yazdı. Vezneye gittim doğal olarak önce, 650 TL ödedim. Kanı verdim, eforu yaptım. Epeyce bir bekledikten sonra doktorun yanına gittim. Sonuçlar elinde yine şikayetimi sordu. Yine anlattım. İlk defa dinler gibi dinledi. “Anjiyo olsaydınız iyiydi, siz şüphelisiniz” dedi. Bir şey mi gördünüz dedim. “Yok burada pek bir şey yok ama siz şüphelisiniz”dedi. İstemediğimi bir kez daha belirttim. Holter takmaya yönlendirdi. 24 saati kolumda holter ile geçirip geri gittim. Bir saat kadar bekledim tekrar doktorun yanına girdim. “Sonuçlarda bir tuhaflık yok ama yine de anjiyo olsanız emin olurduk, bin lira hemen bitiyor”dedi. Canıma tak etti. Tamam, şimdi maddi durumum yok ama eylül ayında söz gelip anjiyo olacağım dedim. Hafiften bir gözleri parladı. ”Direk bana gel, muayene parası ödeme” dedi. İnsan ya, insan! Reçete yazdı, çıktım. Ertesi günü çok güvendiğim, şehir dışındaki bir doktor abime tüm raporlarımı gönderdim. Akşam beni aradı. “Bir gün holter takılmış bir defa tansiyonun 14.1 olmuş. Ortalaman 12.8. Kan tahlillerinde bir şey yok, eforda yok, ultrasonda yok. Bırak tansiyon ilacına başlamayı, sana daha önce neden tansiyon ilacı verdiler anlayamadım” dedi. Kısaca dar gelirli bir vatandaşın SSG farkı ile özel hastaneye gidebilmesi artık hayal. Bu macera bana 700 TL ye mal oldu. Dar gelirlilere Allah yardımcı olsun.