Türkiye suç örgütlerinin merkezi mi oluyor?

Abone Ol
Yerli-yabancı kişilerin sadece belge imzalayıp tutar bile beyan etmeksizin altın ve dövizlerini bavullarla yurda sokmalarına izin verdikten sonra ülkemizin uluslararası suç şebekelerinin, kara para aklama organizasyonlarının cirit attığı bir alana dönüşmesi tesadüf olabilir mi? Türkiye; küresel mafya, haraç, uyuşturucu trafiğinin, uluslararası organize suç ve kara para aklama örgütlerinin, yeni adresi haline geldi. Afgan, Azeri, Rus, Çeçen, Güney Amerika mafyaları, uyuşturucu baronları, kara para aklama organizasyonlarının savaş ve hesaplaşma alanına dönen ülkemizin bu yüzden uluslararası saygınlığı ve imajı hızla dibe vuruyor. Bu suç makineleri nasıl rahatlıkla ülkemize girebiliyor, faaliyetlerini sürdürebiliyor? Almanya’da korku salan, silahlı örgütüyle haraç, uyuşturucu ticareti ve paralı- kiralık cinayetler işleyen Afgan kökenli Sanger Ahmadi, örgütüne operasyon düzenleyen Alman polisini ve polis ailelerini, yargı mensuplarını ölümle tehdit edip, Almanya’daki Afgan mültecileri cinayetler için ayaklandırma tehditleri savurunca geçtiğimiz ay adamlarıyla birlikte Almanya’dan Afganistan’a deport edildi. SUÇA GÖZ MÜ YUMULUYOR Ancak suç örgütü lideri ve adamlarının Türkiye’de, İstanbul’da oldukları sosyal medyadan yaptıkları silahlı poz paylaşımları, lüks yaşam kareleriyle ortaya çıktı. Bu kişiler ellerini kollarını sallayarak nasıl Türkiye’ye girdi ve lüks otellere, rezidanslara yerleşti. Yasa dışı yollarla girdilerse bu kişilere kimler, hangi amaçla ve ne karşılığında yardım etti? Neden daha ülkeye giriş yaparken gözaltına alınıp sınır dışı edilmedi? Ta ki paylaşımları medyada yer aldıktan günler sonra, varlıkları gizlenemez hale gelince, güvenlik güçleri İstanbul’da kaldıkları otele operasyon düzenledi. Ülkemizde kayıtlı-kayıtsız 300 binin üzerinde Afgan mülteci-göçmen- sığınmacı olduğunu bizzat CB Erdoğan söylüyor. Almanya’yı Afgan göçmenleri ayaklandırmakla, polisleri, yargıçları öldürmekle tehdit eden bu kişinin Türkiye için de tehdit olabileceği yönünde istihbarat alınamadı mı? Bunun gibi son dönemde küresel kokain-uyuşturucu-kara para aklama-haraç çetelerinin ülkemizi yeni adresleri, mekânları haline getirdiği, milyonlarca dolarlık para kaynaklarını, uluslararası uyuşturucu ağlarını yönetip, kontrol ettikleri yönünde gerek medyamızda gerekse uluslararası medyada yaygın haberler yer alıyor. Rus, Azeri, Çeçen, Kazak, Özbek, Latin Amerika ve Afgan mafyalarının, suç örgütlerinin hâkimiyet kurma, çatışma, hesaplaşma alanına dönen Türkiye’de, kırmızı bültenle aranan küresel suç örgütleri ve kokain-uyuşturucu baronlarının rahatlıkla ülkemize girip-çıkmaları, örgütlerini yönetmeleri hangi ihmallerin, zafiyetlerin, göz yumma ya da görmezden gelme politikalarının sonucudur. Özellikle son yıllarda peş peşe çıkartılan Varlık Barışı düzenlemeleriyle yurt dışından getirilecek paralara, altın ve dövizlere, kıymetli taş ve menkul kıymetlere yönelik hiçbir denetim, inceleme yapılmayacağı iktidar tarafından taahhüt ediliyor. Bu paraların kaynağının, nasıl kazanıldığının, nereden getirildiğinin soruşturulmayacağı, varlıkların üçüncü kişiler üzerinden de ülkeye getirilmesinde sakınca olmadığı güvencesi veriliyor. Yerli-yabancı kişilere istedikleri takdirde gümrüklerde sadece bir belge imzalayıp tutar bile beyan etmeksizin altın ve dövizlerini fiziki olarak bavullarla da yurda sokmalarında engel olmadığı varlık barışıyla yasal hale getiriliyor. Bu düzenlemelerden sonra ülkemizin adeta mafyaların, çetelerin, uluslararası suç şebekelerinin, kara para aklama organizasyonlarının cirit attığı bir alana dönüşmesi tesadüf olabilir mi? Uluslararası kara para trafiği, yasa dışı uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığı organizasyonları üzerinden dönen milyarlarca doların izini süren OECD- Uluslararası Mali Eylem Gücü’nün (FATF) Türkiye’yi sürekli uyarmasının, gri listeden kara listeye geçirme tehditlerinin gerisinde bu aymazlıklar ve zafiyetlerin yattığını rahatlıkla öngörebiliriz. Uluslararası alanda ülkemizin adının mafyayla, kokainle, uyuşturucu ticareti ve kara para organizasyonlarıyla yan yana anılmasına zemin hazırlayan bu tabloyu içimize sindirmemiz mümkün değildir. Türkiye’nin Latin Amerika ülkeleriyle ikili ticaretinin boyutları ortada olmasına karşılık son dönemde Venezuela, Ekvador, Panama üzerinden hızla artan gemi taşımacılığı ve özel uçak seferlerinin ardındaki ekonomik mucize nedir? SİYASİ BECERİKSİZLİK VAR İktidarın zaafiyetleri, suç örgütleriyle mücadeledeki tablo ve ülkemizin sokaklarında, caddelerinde başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerinde çete- mafya savaşları aleni hal alırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin grup toplantısında niçin ‘AK Parti çatısı altında uyuşturucu ile iştigal eden bir insan bulamazsınız’ deme ihtiyacını duyuyor? Türkiye Cumhuriyeti bir yasa, hukuk devletidir. Siyasi irade tavizsiz şekilde ortaya konulduğunda ülkemizin güvenlik güçleri, emniyeti, istihbaratı bu suç şebekelerini bir günde yok edecek güç ve kabiliyettedir. Dolayısıyla bu tablonun ortaya çıkması ve kök salmasında en önemli etken siyasi irade eksikliği, yönetme yetersizliği ve beceriksizliğidir.