Türkiye için nasıl bir seçim sistemi? (1)

Abone Ol

Dar bölge sistemi üzerine

Türkiye siyasetinin önümüzdeki günlerde hararetli tartışma konularından biri muhtemelen seçim kanununda değişiklik arayışı olacak. Tartışmaların merkezinde Cumhur İttifakı bileşenlerinin dillendirdikleri seçim çevrelerinde tek sandalye (Dar bölge)ya da eşit sayıda birden fazla (muhtemelen 5-8) sandalye seçimine dayalı yöntemlerin (Daraltılmış Bölge şeklinde ifade ediliyor) olması muhtemel.

Seçim sistemleri, sandalyelerin seçim çevrelerine dağılımı, seçim formülü, seçim çevresi büyüklüğü, seçim barajı gibi unsurlar ve kriterler bağlamında değerlendirilebilir [1]. Şimdiye kadarki tartışmalarda iktidar kanadı seçim çevrelerinden 5-8 temsilci seçilmesine imkan sağlayacak şekilde Daraltılmış Bölge Seçim Sistemini telaffuz etse de, Ersin Kalaycıoğlu’nun da belirttiği gibi, literatürde ‘Daraltılmış Bölge sistemi’ şeklinde bir kategori yoktur. Daraltılmış bölge bir seçim çevresinde seçilecek milletvekili sayısının azaltılması, aynı zamanda seçim çevresinin coğrafi olarak daraltılması esasına dayalı olacağı ve tüm seçim çevrelerinden seçilecek temsilci sayısı aynı olacağı için, bu durumda bir seçim çevresi daralırken, küçük seçim çevrelerinin birleştirilmek suretiyle genişletilmesi gerekir. Bu durumda eşit temsilci seçimine dayalı daraltılmış bölgelerden söz edilemez. [2]

DAR BÖLGE SİSTEMİ NEDİR?

Çoğunluk sisteminin bir uygulaması olan dar bölge sistemin de her seçim çevresi bir tek temsilci seçer ve seçim çevreleri küçük alanlar şeklinde dar bölgelerden oluşur. Seçmenlere adayların bir listesi sunularak, bir adaya oy vermesi istenir. Belirlenen bu dar seçim çevrelerinde en çok oyu alan aday seçilmiş olur ve her seçim bölgesi tek bir temsilci çıkarır. 1- Tek turlu dar bölge (Single Member District Plurality) sistemi bir seçim bölgesinde tek bir turda rekabet eden adaylar arasında en çok oyu alan adayın seçimi kazanması esasına dayanır. Bu uygulama “en çok oyu alan aday sandalyeyi kazanır” (First-Past- the Post) olarak bilinir. İngiliz Avam Kamarası Seçimleri, Singapur devlet başkanlığı seçimleri, Kanada ve Hindistan genel seçimlerinde, Belize, bazı Karayip ülkeleri Bangladeş, Burma, Malezya, Nepal’de bu sistem uygulanır.Tek turlu dar bölge sisteminin bir diğer uygulaması “Alternatif Oy” sistemi olup, bu basit çoğunluktan farklı olarak seçmenlere adayları tercihlerine göre sıralama imkanı tanır. Oy çokluğu esasına değil, bir adayın oyların çoğunu alması esasına dayanır ve tek turlu olarak işler, tercih sıralamasına imkan tanır. Avustralya genel seçimlerindeki uygulama konuya ilişkin tipik bir örnektir. Ayrıca Fiji, Papua Yeni Gine’de uygulanır. 2- İki Turlu dar bölge (Majority Runoff)çoğunluk sisteminde ise ilk turda oyların çoğunluğunu bir tek aday elde edemediği takdirde, belirli oy oranına ulaşan adaylar (örneğin yüzde 25) veya ilk turda en çok oy elde eden belirli sayıdaki aday ikinci turda yarışır, bu turda en çok oy alan aday seçilir. Fransız Yarı Başkanlık sisteminde Cumhurbaşkanının seçimi bu yönteme göre yapılır [3]. Ayrıca Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali, Togo, Gabon, Kongo, Belarus, Kırgızistan, Özbekistan’da uygulanır.

AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI

Dünyanın çeşitli ülkelerindeki uygulamalar göstermiştir ki, Dar bölge sistemleri avantaj ve dezavantajlara sahip. Sistem basit olduğu için, seçmenler tarafından anlaşılması kolaydır. Her seçim çevresinde bir aday seçileceği için, seçmenlerin adayları tanıyıp, değerlendirmesi, ona göre oy kullanması sözkonusu olur. Bu da seçmenlerin daha bilinçli tercihte bulunmalarına imkan tanır. Dar bölgeler güçlü bir seçmen temsiliyetine yol açar. Bunun nedeni; her seçim çevresinden bir temsilcinin seçilebilmesidir. Bu aynı zamanda temsil organı Meclis ile seçmen bağını güçlendirir, seçilenin hesap verebilirliğini zorunlu kılar. Çünkü, seçmenler seçtiklerinin faaliyetlerini yakından izleme imkanına sahip olur ve bir sonraki seçimde temsilcinin performansı seçilmede önemli bir kriter olur. Sistem partilerin içindeki oligarşik eğilimlerin, liderlerin temsilciler üzerindeki hakimiyetini azaltır. Nedeni; temsilcilerin yasama faaliyeti sürecinde, yeniden seçilebilmek için lidere değil, seçmenin taleplerine duyarlı olma zorunluluğudur.

Bu sistem parlamenter sistemlerde parti sisteminin, dolayısıyla parlamentodaki sandalye parçalanmasının azalmasına, güçlü, istikrarlı hükümetlerin kurulmasına imkan tanır. Sistemin dezavantajı olarak öne çıkan unsurlarına bakıldığında, dar bölgeler esasına göre tanzim edilmesi coğrafi, göreli nüfus yoğunluğu, kültürel eşitsizlik ve temsil adaletsizliği sorunlarına yol açabilir. Seçim çevrelerinden birer temsilci seçilmesi ilk bakışta temsil adaletine yol açıyor görünse de, bir oy az alanın seçilme imkanı ortadan kalktığı için, adaletsizlik daha belirgindir. Bu sistem popüler, hemşehrilik, cemaat, mezhepsel ilişkilere dayalı adayların seçiminde avantaj sağladığı için, siyasette

niteliğin, donanımın zayıflamasına yol açabilir. Siyasette bölgesel olarak etnik, dinsel açıdan güçlü partilerin, adayların seçilme şansını arttırdığı için, parlamento içinde kültürel çatışmaların artma potansiyeli yüksek olur. Ayrıca, özellikle kadının statüsünün güçlü olmadığı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kadınların güçlü olarak Meclise girmeleri daha zordur. Küçük yerleşim yerlerinde ise bölgesel gücü olan yerel adayları politik alanda güçlendirdiğinden parti örgütlenmelerini zayıflatabilir. [4]

YOL AÇTIĞI ADALETSİZLİKLER

Bu sistemin uygulamada ne gibi adaletsizliklere yolaçtığına bakalım: 1954, 1961, 1969, 1990, ve 1998 seçimlerinde Avustralya’da seçimi kazanan parti muhalefet partisinden daha az oy alarak iktidara gelmiştir. Nitekim 1998 seçiminde, seçilen adaylar ortalama 37531 oy almış iken, ülke çapında toplam 936621 oy toplayan Tek Ulus partisi hiçbir bölgede birinci gelemediğinden Meclise girememiştir [5]. Sistemin seçim çevresinde tek temsilci seçimine imkan veren özelliği, 1 oy az alan partinin temsilcilik elde etme şansını ortadan kaldırması, en temel temsil adaletsizliğidir. Belirli seçim çevrelerinde güçlü olmayan partilerin ilgili seçim çevrelerinde temsilcilik elde etmelerini engellediği için, güçlü partinin ülke genelinde aşkın temsiline (elde edilen oyla kazanılan sandalye arasındaki fark), dolayısıyla temsil adaletsizliğine yol açar. Belirli bölgelerde güçlü partilerin temsilcilik kazanmasına imkan tanıması sistemin avantajlı yönü olarak iddia edilse de, ülke bütünü itibarıyla bakıldığında, bu sınırlı adalet makro düzeyde temsil adaletsizliğini örtememektedir.

Aynı sistem, partileri kazanmak için ekonomik olarak güçlü, hemşehricilik, cemaatçilik, mezhepçilik gibi ilksel bağları güçlü aktörleri aday göstermeye zorladığı için, entellektüel birikim, donanım, teknik uzmanlığı olan kişilerin siyasete girmelerini teşvik etmez. Dolayısıyla burada da dolaylı bir temsil adaletsizliği oluşur. Coğrafi ve etnik olarak güçlü partilerin Meclise temsilci sokmalarını kolaylaştırdığı için temsilde adaleti sağlayıcı etkiye sahip olsa da, sistem Meclis içinde etnik, kültürel açıdan çatışmacı sonuçlar üretmeye daha yatkındır. Özellikle ülke genelinde en güçlü olan parti, belirli seçim çevrelerinde rakibi karşısında daha zayıf olsa bile, iktidar olmanın avantajını kullanarak, o bölgelerde oy avcılığı yaparak seçim kazanma yoluna gidebilir. Bu da güçlü partinin parlamentoda mutlak çoğunluğa sahip olması gibi demokrasi ve temsil açığı yaratabilir.

Dar bölge sisteminin hesap verme/sorma kültürünün zayıf, etnik, dinsel bölünmelerin yaygın, partilerdeki lider egemenliği ve oligarşik yapıların hakim olduğu, sosyolojik yapıda ilksel bağların baskın, uzlaşı ve bir arada yaşama kültürünün sığ olduğu ülkelerde politik kutuplaşma, gerilim ve demokratik gerilemeyi arttırması kaçınılmazdır. Dar bölge sisteminin Türkiye’de istikrar ve demokrasiye ne ölçüde hizmet edeceğinin takdirini okuyuculara bırakıyoruz.


[1] Emre Erdoğan; “Seçim Sistemi Tartışmalarının Arkasında Yatanlar”, Perspektif, 16 Haziran 2020, https://www.perspektif.online/secim-sistemi-tartismalarinin-arkasinda-yatanlar/
[2] Ersin Kalaycıoğlu; KADER Online Konferans, 23.06.2020.
[3] Karşılaştırmalı Siyaset: Temel Konular ve Yaklaşımlar; (der.)Sabri Sayarı, Hasret Dikici Bilgin, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, s.151-152.
[4] Erhan Erkut; “Dar Bölge Sistemi Üzerine”, http://erhanerkut.com/analiz/dar-bolge-sistemi-uzerine/Erişim Tarihi: 24.06.2020.
[5] Aktaran, a.g.e.