Türkiye-CHP dünyadan nasıl gözüküyor?

Abone Ol
Türkiye düşünülenin aksine uluslararası sistem için çok önemli bir ülke değil. Eğer görünüyorsa sadece AKP görünüyor ve onun yerine hiç olmadığı kadar talip olanlar ne yazık ki hiçbir varlık gösteremiyorlar. Cennet vatanın fertleri sanıyorum diğer ülkelerin insanları ile karşılaştırıldığında her şeyi yarım ama daha fazla bilir durumdalar. Demek istediğim şey şu; Türkiye’de herkes her şeyin uzmanı ve herkes her şeyden ama öyle ama böyle anlıyor. Asla da hata yapmıyor. Bir yerininiz mi ağrıyor doktora gitmeye gerek yok, köşedeki teyze size neyiniz olduğunu ve de nasıl geçeceğini hemen söyler. Bir şeyiniz mi bozuldu, yani başınızda duran amca sizin için bir şekilde tamir etmeye cabalar. Bu konu ne yazık ki bir yanı ile kültürel bir yanı ile de sistemin zorlamasının bir sonucu ortaya çıkmıştır. Dışarıdan gelenleri rahatsız eden bu durum ister istemez bu topraklarda bir olan olmuştur ve de değiştirmek çok zordur. Son zamanlarda bu bilme isine bir şekilde “yatırım danışmanlığı” da eklendi. Herkes doları, altını takip ediyor, Merkez Bankası rezerveler hakkında konuşuyor ve birbirlerinin gelecek hamlelerine, yatırımlarına karışmaya meylediyor. Ya da en azından kendilerince iyilik yaptıklarını düşünüyorlar. Hal böyle olunca her şeyden anlayanlar ülkesi, kendisini çok önemli, çok büyük ve de çok dikkate değer zannediyor. Kuskusuz Türkiye’de ve onun içerisinde bulunan insanlar da çok değerli ama onların bu değeri sanılanın aksine bütün dünyanın onları konuştuğu ya da onları takip ettiği anlamına gelmiyor. Hatta daha acı bir gerçeği ben size söyleyeyim: Türkiye düşünülenin aksine uluslararası sistem için en azından şimdilik geçmişe oranla öyle çok önemli bir ülke de değil. Hatta nasıl görünüyor sorusuna çok net olarak “görünmüyor” cevabını verebilirim. Eğer görünüyorsa da sadece AKP görünüyor ve onun yerine hiç olmadığı kadar talip olanlar ne yazık ki hiçbir varlık gösteremiyorlar. Ancak eğer gerçekten iktidara taliplerse bu görünür olamama sorunu ile başa çıkmaları ve de mevcut durumu olumluya döndüreceklerini bir şekilde dış dünyaya da anlatmaları gerekiyor. Zira elbette Türkiye’de iktidar olmak onların onayı ile olmuyor ama küresel bir sistemde yasadığımızı da unutmamak lazım. İşte belki o zaman Türkiye Türkiyelilerin düşündüğü gibi önemli bir ülke olabilir. AKP TÜRKİYE’SİNİN DIŞARIDAKİ PUSLU GÖRÜNTÜSÜ Eğer benim gibi sizler de yurtdışında yaşıyorsanız ve de siyaset ile bir şekilde ya profesyonel ya da mesleki anlamda ilgileniyorsanız, size Türkiye’deyken ya da Türkiyeliler ile karşılaştığınızda size Türkiye’nin bulunduğunuz ülkeden nasıl göründüğünü sorarlar. Ben hemen cevap vereyim buna: Türkiye öncelikle İngiltere’den öyle her zaman görünecek büyüklükte ya da etkide bir ülke değil. Kuşkusuz diasporası ile doğru orantılı bir şekilde Almanya, Fransa, Hollanda ve de İsveç gibi yerlerden daha çok görünüyor olabilir ama onlar da sabah akşam Türkiye ile yatıp kalkmıyorlar. Bunun en temel nedeni kuşkusuz Türkiye’nin zayıflayan ekonomisi ve çok da rasyonel olmayan dış politikası. Dahası iç politikada tamamen otoriter olan Türkiye’nin dünya için söyleyecek çok sözü de olmuyor ya da bir cazibe merkezi konumunda da olamıyor. Bu bağlamda görünüyorsa bile sadece AKP ile doğur orantılı bir şekilde onun yaptıkları ya da yapamadıkları ile varlığını sürdürüyor. Bununla beraber Yeni Türkiye’nin ortaya çıkardığı yeni diasporanın da bir etkisi kuşkusuz bulunmakta. Fakat bu farklı bir tartışılmanın konusu. Ancak asıl etki hala ve hala AKP’nin. Her ne kadar Erdoğan Türkiye olmasa da bu böyle ve bu bağlamda da çok puslu bir görüntüye sahip. Bununla beraber AKP Türkiye’sini puslu bile olsa görünür yapan şeylerin başında onun ulus ötesi siyasal aygıtları bulunmakta. Diyanet, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, Avrupa Demokratlar Birliği ve daha birçok resmi, yarı resmi ya da gayri resmi kurum sayesinde Türkiye puslu bir görüntü sağlıyor. Çünkü bunlar bir şekilde bulundukları ülkelerin siyasetine müdahale etmeye çalışıyorlar. Elbette bu müdahale otoriter bir liderin komutları ile gerçekleştiği için oldukça puslu ve kuşku dolu bir görüntü sağlıyor. Ama yine de kendinden bahsettiriyor. GÖRÜNEMEYEN CHP VE GÖRÜNME ZORUNLULUĞU İstediğiniz kadar “Türkiye’de iktidar olmanın yolu Batı’dan geçmiyor” deyin ya da bunlar boş laflardır önemli olan Türkiye kamuoyudur deyin kendinizi bile inandıramayacağınız bir gerçek var. Dünya olmadığı kadar küresel ve de siz Türkiye gibi orta-zayıf güçlükte bir ülkeyseniz sizin kendinizi birilerine anlatma zorunluluğunuz var. Bu bağlamda CHP eğer ülkenin geleceğini restore etmek, onu koptuğu dünya sistemine entegre etmek istiyor ise Brüksel’de, Londra’da ya da dünyanın diğer önemli başkentlerinde kendisini göstermek zorunda. Bu göstermekten kastım kendini “pazarlamak” değil, tanıtmak. Ancak bu sayede Türkiye için küresel bir değişimin gerçekçi olduğunu kanıtlayabilir. Ancak ne yazık ki CHP “bizi zaten biliyorlar ve de takip ediyorlar” ön kabulü ile çok büyük bir yanılgı içerisinde. Açık söyleyeyim kimse ciddi anlamda onu bilmiyor. Bilinmesi için ise mutlaka yurt dışı ofislerinin bir şekilde aktif hala getirilmesi gerekiyor. Bununla beraber Türkiye’nin yurtdışı kurumları iyi çalışılmalı ve de bir şekilde diaspora içerisinde aktif olunması gerekiyor. Yoksa İngilizler Canan Kaftancıoğlu’nu istiyor ya da Almanların tavrı Kemal beyden yana gibi elle tutulmayan boş hayaller ile kendini avutan bir yığın ile yasamaya devam ederiz. İktidar olur mu belki ama küresel bir aktör olabilir mi? Hiç sanmıyorum.