“Toplum İçin Yerel Yönetim” Yazı Dizisi: Mahmut Üstün yazdı | Yeni yasal düzenlemeler için mücadele

Abone Ol
Sol belediyelerin önündeki en önemli görevlerden biri de mevcut anti demokratik ve anti halkçı yasal düzenlemelerin teşhirini yapmak ve toplumcu bir belediyecilik anlayışının yasal altyapısını oluşturacak düzenlemeler için toplumda bilinç, talep ve mücadele yükselmesini sağlamaktır. Kentsel dönüşümle ilgili düzenlemelerden ihale usul ve esaslarına ilişkin maddelerdeki “Demokles'in Kılıcı” hükümlere, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin yetki ve görev tanımındaki anti demokratik hükümlerden halka ücretsiz ya da ucuz hizmet götürmeyi engelleyen hükümlere, asfalt katılım payı alma zorunluluğundan norm kadro uygulamasına kadar bir dizi alanda mevcut yasal düzenlemelerin anti demokratik ve halk karşıtı niteliğini teşhir etmek ve toplumcu bir yerel yönetim anlayışının hukuki altyapısını oluşturacak alternatif yasa tasarıları hazırlamak çok önemli… Mevcut yasalar belediyeleri şirket gibi çalıştırmayı adeta zorunlu kılmakta, personel politikasına doğrudan müdahale ederek güvenceli/örgütlü personel istihdamı yerine taşeronlaştırmayı dayatmaktadır. Sermaye kesimine büyük rantlar dağıtılması karşısında sesiz kalan, hatta teşvik eden mevzuat, yoksul halka ücretsiz hizmet verilmesi koşullarında belediye başkanlarının "kamuyu zarara uğratmak" suçlamasıyla yargının önüne çıkarılmasına hukuki dayanak oluşturmaktadır. Bu konuda sol belediyelerde adeta kabullenmişlik hissi yaratan genel bir suskunluk gözlemliyoruz. Son dönem toplumcu belediyecilik anlayışının öncü ve örnek isimlerinden Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven’in halka su ve ulaşım alanlarında ücretsiz ve ucuz hizmet sunması üzerine başına gelmedik bela kalmadığı hepimizin hatırlarında… Bizce bu konular sol belediyelerce çok daha fazla önemsenmeli ve çabalar bu alanda da yoğunlaştırılmalıdır. Dahası sol belediyeler gerekirse ve topluca, asfalt katılım payı almayarak, sosyal hizmetlerin bir bölümünü ücretsiz halka sunarak bu konuda zorlayıcı ve kamuoyu oluşturucu öncü tutumlar gösterebilmelidir. Büyükşehir ve ilçe belediyesinin yetkileri... Yerel yönetimler doğuşları ve anlamları itibariyle demokrasinin genelleştirilmesi, yaygınlaştırılması sürecinin bir ürünü, bir kurumsal simgesidirler. Oysa Türkiye’deki önce Büyükşehir ve ardından da Bütünşehir Yasası ile yerel yönetimler alanında keyfi yerel imparatorluklar hüküm sürmektedir. Büyük şehirler mevcut yasalarla oldukça büyük yetkilerle donatılmıştır. Yetki ve keyfiyet bir araya gelince yerel yönetim alanında var olan tablo  bir tür yerel  padişahlık niteliği kazanmıştır. Farklı olan, farklı davranan ilçe belediyeleri Büyükşehir Belediyeleri tarafından büyük bir cendereye alınarak iş yapamaz hale getirilmeye çalışılmakta, bu bölgelere bilinçli olarak hizmet götürülmemektedir. Büyükşehir Belediyeleri tarafından  yapılan bu haksız, tarafgir uygulamalarla yalnızca ilçe belediyesi değil, o ilçe de yaşayan tüm vatandaşlar cezalandırılmaktadır. Mevcut yasa ve yönetmeliklere göre  bir ilçe de,  o ilçe belediyesinin ve Büyükşehir Belediyesi’nin görev ve yetkilerinin ne olduğunu ortaya koyduğumuzda  bu cezalandırılmanın boyutlarının hayret uyandırıcı bir büyüklüğe ulaştığı daha net görülecek ve anlaşılacaktır. * İlçe de bulunan 1 küçük sokakların asfalt, kaldırım, ağaç budama ve karla mücadele çalışması ilçe belediyelerine, geniş sokaklar ise Büyükşehir Belediyesine aittir. Daha somutlarsak bir ilçedeki sokakların ve caddelerin ancak yüzde 30’u ilçe belediyelerinin görev, yetki ve sorumluluk alanındadır.
  • Yasalara göre ilçe belediyelerinin su, kanalizasyon ve doğalgaz ile ilgili hiçbir görev ve sorumluluğu yoktur. Yani bir ilçedeki su, kanalizasyon, doğalgaz ile ilgili altyapı çalışmalarının hepsi Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğu ve yükümlülüğü altındadır.  
Aynı Büyükşehir Belediyeleri o ilçede toplanan vergilerin çoğunu almakta, ama o ilçeden topladığı vergileri rahatlıkla başka ilçelerde ya da başka alanlarda kullanabilmektedir. Diyelim ki ilçedeki belli caddeler delik deşik, yollar yürünmez halde. İlçe Belediyesi buralara müdahale etmek istediğinde Büyükşehir Belediyesi, yasaları gösterip yetkiniz yok demekte ve çalışmayı engellemektedir... Örneğin caddeler  de ilçe belediyesi kar küreme çalışması yapmak istediğinde yine Büyükşehir Belediyesi bu çalışmayı engellemekte ama aynı caddeler de Büyükşehir Belediyesi siyasal nedenlerle  kar küreme çalışması yapmadığı zaman ilçe belediyesinin kendi sorumluluğunda olan ara sokaklara girip kar küreme çalışması yapması da oldukça güçleşmektedir... Kısacası bu günkü mevzuatlar nedeniyle ilçe belediyelerinin hizmetleri ancak Büyükşehir Belediye başkanına rağmen, onun siyasi tarafgirliği ve keyfi engellemeleri aşılarak gerçekleştirilebilmektedir. Bu yasal karmaşa nedeniyle ilçe belediyelerinin eli kolu bağlı hali, Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yönetim anlayışı ve üslubu ile birleşince hem ilçe halkına hem de genel olarak kent halkına  çok ciddi zararlar verebilmektedir.