Tevfik Kızgınkaya yazdı | Anmak mı, anlamak mı?

Abone Ol
  • Mahalledeki bakkaldan manava, sanayideki atölyeden taksi durağına, işyerlerinden okullara kadar her yere fotoğraflarını astık. Meydanlara heykellerini, büstlerini koyduk. Yakalarımıza rozetlerini taktık,
  • Her fırsatta Mustafa Kemal Atatürk’ü sevdiğimizi söyledik,
  • 77 yıldır Mustafa Kemal Atatürk’ü hep andık ama
  • Mustafa Kemal Atatürk’ü anladık mı, düşüncelerini öğrendik mi, yaptıklarının bizler için ne anlama geldiğini düşündük mü?
Yanıtım: HAYIR. Toplum olarak, millet olarak Mustafa Kemal Atatürk’ü sevdik ama anlamadık, düşüncelerini öğrenmedik, yaptıklarını örnek almadık. Sevgi bir duygudur ve kalptedir. Düşünceler ise olgudur ve beyindedir,  akılla şekillenir. İtiraf edelim ki, bizler “akıl toplumu” olamadık, kalbiyle düşünen “duygu toplumu” haline geldik. Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi mirasına, bilime ve akla sahip çıkamadık. ***** İnsanlar doğar, yaşar ve ölür. Yaşamaya devam edense düşüncelerdir, yapılanlardır, bırakılan eserlerdir. Mustafa Kemal Atatürk de bir insandı. Doğdu, yaşadı ve öldü. 78 yıl sonra bugün yaşayan ise, düşünceleridir, ilkeleridir ve en büyük eserim dediği Cumhuriyettir. Cumhuriyetin tartışılmaya çalışıldığı bu dönemde herkesin bilmesi ve kabul etmesi gereken gerçekler var.
  1. Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Kurucu iradenin sahibi, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Kurtuluş Savaşını yöneten ve Cumhuriyeti ilan eden Kurucu Meclistir ve Kurucu Meclisin temsil ettiği bu uğurda savaşan Millettir.
  2. Cumhuriyet, Demokratik bir Devrimdir.
Devrimdir çünkü; saltanat yönetiminden halk yönetimine Demokratik Cumhuriyete geçilmiştir. Demokratiktir çünkü; Kurtuluş Savaşımızın yönetimi, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ve Cumhuriyet Devrimi yasaları Mecliste alınan kararlarla gerçekleştirilmiştir. Cumhuriyet Devrimi, bağımsız, demokratik laik Cumhuriyetin ve Sosyal Hukuk Devletinin temelidir. Yani bugün sahip olduğumuz çağdaş yaşama biçiminin kendisidir. Bugünün seçim sonuçlarına bakarak demokrasi adına bu kurucu iradeyi yok saymak, Cumhuriyet Devrimini yok saymak demektir. Böylesi bir söylem ve girişim karşısında Cumhuriyet yurttaşı olmanın sorumluluğu ile Demokratik Laik Cumhuriyete ve Sosyal Hukuk Devletine yani çağdaş yaşamımıza sahip çıkmak herkesin görevidir. *****
  • Bugün ülkemizin bütünlüğü ve ulusal birliğimiz tehlikede ise,
  • Hala sanayileşememiş ve ekonomik açıdan dışa bağımlı bir ülke durumundaysak,
  • Hala gelişmekte olan ülkeler sınıfında görülüyorsak,
  • Kuruluşunda “Yurtta barış, Dünyada barış” hedefi olan Türkiye, bugün Ortadoğu’da savaşın içine doğru çekiliyorsa,
  • Ve geleceğimizden, çocuklarımızın geleceğinden endişe duyarak yaşıyorsak,
Hepimiz iyi bilmeliyiz ki, bütün bunların temel nedeni; Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yoldan yürümediğimiz, Cumhuriyetin kuruluş felsefesinden ve temellerinden uzaklaştığımız içindir. Norveç’te yerleşik bir deyim vardır. Çözemedikleri bir sorunla karşılaştıklarında “Mustafa Kemal gibi düşün” derler. Bugün var olan sorunlarımızın yarınlara taşınmasını istemiyorsak, Mustafa Kemal gibi düşünmemiz gerekmektedir. Ancak unutmamalıyız ki; Atatürkçülük söylem değil eylemdir. Düşünceleri, eylemeleri ve eserleri ile sonsuza dek yaşayacak olan Mustafa Kemal Atatürk’e Saygıyla…