Gelecekte irade özgürlüğümüzü korumanın temelleri, bugün herhangi bir baskın güç ya da plan tarafından dayatılan koşullandırmalara teslim olmaksızın, çözüm arayışımızı başlatmamıza; bize “kaçınılmaz” gibi sunulandan başka bir yolu ısrarla talep etmemize dayalıdır. Yani direnmektir, yaşamak gibi…İnstagram sayfanızda beliren size özel bir slogan, alışveriş sitesinde belli bir ürünün duygusal durumunuza uygun “zamanlama” ile öne çıkarılması ya da aracınızın sigorta süresi dolduğunda “çalışamaz” hale getirilmesi gibi gerçek müdahalelerle, bunların sonucu olarak yapacağınız “davranışın” kesinliği sağlanabilmektedir. İnsan davranışlarının kusursuz olarak modellenebileceği, tahmin ve kontrol edilebileceği düşüncesi, beraberinde, toplum bireyleri arasında eşitlik ilkesine uygun ilişkiler kurulmasının ve kurumlara olan güvenin çöküşünü getirir. Olan biteni fark edemeyeceğimiz şekilde tasarlanmış yöntemlerle ve olası sonuçları değerlendiremeyeceğimiz hızlılıkla bilgi toplayan şirketler hakkımızda “her şeyi” bilirken, bizim onlarla ilgili hiçbir bilgimiz olmaması, gittikçe artan güvensiz bir sosyal ortam doğurur. Bu, şimdiye değin hiç olmadığı kadar fazla bilgi ve gücün, belli bir grup kişi, özel kurum ve şirketin elinde toplanması demektir. Bizim dışımızdaki taraflara maddi fayda sağlamak üzere toplanıp biriktirilen bilgi ve bundan doğan gücün böylesine eşitsiz dağılımı, -son derece anti-demokratik olmasının yanı sıra- toplum katmanları arasındaki gelir uçurumunu hiç görülmedik bir hız ve oranda açmaktadır. Gelecekte irade özgürlüğümüzü korumanın temelleri, bugün herhangi bir baskın güç ya da plan tarafından dayatılan koşullandırmalara teslim olmaksızın, çözüm arayışımızı başlatmamıza; bize “kaçınılmaz” gibi sunulandan başka bir yolu ısrarla talep etmemize dayalıdır. Yani direnmektir, yaşamak gibi… Zira Yaşamak Direnmektir…
Teknoloji ve cep telefonları siyah mı, beyaz mı?: Ben Gri Dizisi
Tahmin ya da hayal edemediğimiz, irade ve kontrolümüz ötesinde hızla şekillenen bu yeni gelecekte kendimizi huzurlu yuvamızda hissedebilecek miyiz? Ben Gri dizisi bu soruya bir yanıt veriyor, izleyip görün derim.
Disney +’ın bence şimdiye kadar yayınladığı en iyi yerli yapım olan Ben Gri dizisinin halen etkisindeyim ki ilk bölümden başlayarak haftalık izledim, bingewatching yapmadım. Disney’in Kaçış ve Dünyayla Benim Aramda gibi vasat altı dizilerinden sonra Ben Gri bomba gibi geldi.
Yönetmen Taylan Kardeşler, başrolde Timuçin Esen, müzikler son zamanlarda çok beğendiğim Hedunotopia ve senaryo ise Black Mirror-vari… Dört başı mamur bir gerilim, çok iyi bir teknoloji eleştirisi ve duyuları pornografi malzemesi haline getirmeden iliklere işleten bir yapım. Çok beğendim.
İlk bölüm suratımıza çarpan kuvvetli bir tokatla başlıyor; izleyici kendini bir anda Fuat’ın ve ailesinin yaşadığı travmanın tam ortasında buluyor. Ancak Fuat’ın telefonuna gelen gizemli mesajlar hikâyeyi başka bir yere tırmandırıyor. Geriye doğru açılması gereken bir gizem uzun süre aydınlanamadığı gibi bir de ileriye doğru sarmaya başlıyor. Dizinin en büyük sürprizi ve gerilim kaynağı da bu, geçmişi anlamaya çalışırken geleceğin de belirsizleştiği muazzam bir senaryo örgüsü.
Akıllı telefonları cebimizle kalmayıp koynumuza bile sokmuş, hatta işi hacet giderirken dahi elimizden düşürmemeye vardırmış bizlerin durumunu da görüyoruz dizide. Ancak dizideki örgüt özellikle çocuk taciziyle alakalı konularda ‘ilginç’ bir adalet anlayışına sahip.
Tabi daha ziyade bizi ilgilendiren modern zamanlar ve teknolojinin ruh sağlığına etkileri. Dijital teknolojideki gelişmeler, yaşadığımız çağı ve geleceğimizi, düşünme ve seçim yapma haklarımızı dikkate almayan, buna zaman bile bırakmayan bir hızla değiştirmektedir; modern zamanın tüm yenilik ve özelliklerini kavrama ve geleceğimizi öngörme becerilerimizin de devre dışı bırakıldığı bu süreçte yeni kaygı, korku ve stres kaynakları karşımıza çıkmaktadır.
Tahmin ya da hayal edemediğimiz, irade ve kontrolümüz ötesinde hızla şekillenen bu yeni gelecekte kendimizi huzurlu yuvamızda hissedebilecek miyiz? Ben Gri dizisi bu soruya bir yanıt veriyor, izleyip görün derim.