Pazar Politik Gündem

Tarkan’ın yüzümüze vurduğu gerçek ne?

Abone Ol
Sonuç olarak sanatın, sanatçının misyonu konusunda çok fazla teori, görüş ileri sürülebilir ama bunların arasında sanatın ve sanatçının devlet/iktidarı kutsaması muhtemelen yoktur. Tarkan sadece Türkiye’de değil dünyada sanatıyla başarılı olmuş bir sanatçı. Türkiye’de elde ettiği başarıyla yetinmemiş, dünyaya açılmış ve orada da başarılı olmuş, bu açıdan yerli değil küresel bir dünya yıldızı. Tarkan bu kez yeni çıkardığı “Geççek” adlı parçasıyla gündeme geldi. Tarkan’ın şarkısı sanatsal başarısından bağımsız olarak sözleriyle gündemde ve bunun temel nedeni de ülkenin içinde olduğu siyasal konjonktür. Siyasi iktidara yakın olanlar şarkı sözlerinin iktidarı hedef aldığını ifade edip Tarkan’a yönelik eleştiriler yaparken, iktidara mesafeli duranlar ise şarkıyı sahiplendi. İtiraf edelim ki bu tablo sorunlu. Öte yandan gerçek şu ki ortaya çıkan bu tablo, siyasi iktidarın uzunca bir süredir sürdürdüğü kimlik siyasetinin bir sonucu… Dahası var olan siyasal iklim hepimizi hangi alanda olursak olalım, zorunlu bir seçim yapmak zorunda bırakıyor. Bu seçim en genel haliyle siyasal alanla ilgili ve seçenekler sınırlı; iktidardan yana olmak ya da olmamak. *** Bu son tartışmaya girmeden önce şu tespiti yapalım. Türkiye’de ne yazık ki sanatçılar, dönemin ruhuna uygun biçimde “devlet”in yanında ve “öteki”olan her şeye karşı tetikte olmuşlardır. Bu durum “devletin” kamusal alanı tasnif etmesi, kimin “sanatçı “olarak kamusal alanı girip giremeyeceğine karar verici olmasından kaynaklanıyor. Bununla ne demek istediğimi açıklayayım. Tarih, 10 Şubat 1999 ve mekan Magazin Gazetecileri Derneği’nin ödül gecesi. O gecede ödül alanlardan biri de Ahmet Kaya’dır. Kaya teşekkür konuşmasında, “Önümüzdeki kasette Kürtçe şarkı yapıyorum, Kürtçe klip yapıyorum” ifadesini kullandıktan sonra salonda bulananlar tarafından lince uğradı. O gece yaşanan linç girişimi, 28 Şubat Süreci’nin sembollerinden olan “10.Yıl Marşı” eşliğinde olmuştu. Aradan 20 yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede Kaya’yı linç eden grupta yer alan bazı isimler -sanatçılar- bugün -o günün koşullarında devletin yasaklı çocuğu olan-, siyasi iktidar ve Cumhurbaşkanı’na hayli yakınlaşmış durumdalar. Bu durumu ilginç kılan ise iki dönemin siyasal ruhunun, toplum anlayışının, yönetenlerin siyasal kimliklerinin birbirine 180 derece zıt olmasında. Birbirinden farklı iki dönemde görüldüğü gibi “bazı sanatçılar” için değişen bir şey olmadı. Onlar, yine gücün yani devletin/iktidarın yanında. Üstelik gündelik hayatları iktidardan çok farklı olmasına rağmen. Bu sanatçıların bu pozisyonlarının temelde birbirine bağlı iki nedeni var. İlki seçtikleri alanda kalıcı ürünler vermekten çok popüler olanı seçmeleri ve buna bağlı ikinci neden ise bu isimlerin en büyük müşterilerinin devlet ve kamu (belediyeler) olmasıdır. Özetle, iki dönem birbirinden ne kadar farklı olsa da, ortak olan şey; sahip olanın kimliğinden bağımsız olarak iktidarın gücü. Ve bu sanatçılara, sanatın gücü değil iktidarın gücü yetiyor. Ve bu güçten faydalanmak için iktidarın ideolojik taşıyıcılığına soyunuyorlar. Lümpen bir tüketim ikonuna dönüşüyorlar. Hatta Cumhurbaşkanı’na havaalanında sürpriz doğum günü yapıyorlar, kendisini özel ziyaret ediyorlar,  Cumhurbaşkanı’na eşlerini şikayet ediyorlar, Cumhurbaşkanı’nın başlattığı çeşitli kampanyalara ilk destek veren isimler olarak karşımıza çıkıyorlar. *** Tam bu noktada son dönemde bazı sanatçıların yaptıkları açıklamalar, yazdıkları tweetler, söyledikleri şarkılarla diğerlerinden ayrılıyorlar. Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Sezen Aksu, Gökhan Özoğuz gibi isimler sanatlarından çok sadece iktidara eleştirel sözleri, duruşları nedeniyle iktidar ve yandaşların hedefi oluyorlar. İşte Tarkan’ın şarkısının yarattığı etki de bu. “Geççek” şarkısının sözlerinden geçecek olan pandemi dönemi değil destekledikleri iktidar dönemi olduğunu düşünüp, onu hedefe koyuyorlar. Sonuç olarak sanatın, sanatçının misyonu konusunda çok fazla teori, görüş ileri sürülebilir ama bunların arasında sanatın ve sanatçının devlet/iktidarı kutsaması muhtemelen yoktur.