Taliban İslam’ın neyi olur?
DİNLER TEK BAŞINA NE İYİ NE KÖTÜDÜR
Taliban’ın siyasal pratiklerini yorumlayacak olsak da, şunu ifade ederek başlamakta yarar var; Hiçbir din gibi Müslümanlık da tek başına ne “iyi” ne “kötü”dür. Ona bu “değerleri” kazandıran o dine inananların pratiklerdir. İslam’ı da Hristiyanlığı da Yahudiliği de iyi ya da kötü yapan, kutsal kitapları, peygamberleri değil onu yorumlayan, gündelik hayatın pratiklerine çeviren Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudilerdir.
İkinci nokta din ne kadar geniş coğrafi alana yayılmış olursa olsun temelde kültüreldir. Ve dini yorumun pratikleri yorumlandığı kültürün kendisidir.
Bir adım daha atarak şunu da ifade edelim ki, konu devlet yönetimine geldiğinde yönetenler meşruiyetlerini İslam’dan -dinden- alsalar da tasarrufları dini/ilahi değil dünyevi/sekülerdir.
Bu açıdan İslam ülkelerinde yönetimlerin yozlaşmışlığının nedeni din değildir. Dinin yönetimi için meşruiyet aracı olarak kullanılmasıdır. Hele İslam dünyasının içinde olduğu durum için, Batı’yı ya da güçlü ülkeleri suçlamak da işin kolaycılığıdır.
İslam Dünyası genel olarak bir siyasi bir yozlaşmanın içindedir. Bu yozlaşmanın kaynağı ise Müslüman ülkelerdeki yönetici sınıflar ve onların kurdukları düzenin kendisidir.
Tarihin bir anında sahip oldukları hak ve imtiyazları, ebedi kılmak için kendi ülkelerinin halkını yokluğa ve yoksulluğa mahkum eden yöneticilerdir.
Her fırsatta bize İslam’ın, Müslümanlığın faziletlerini anlatanların, kendi ülkelerinde yaşanan insan hakları ihlallerini, yoksulluğu, dışlanmışlığı, seçme ve seçilme hakkının yokluğunu, temel hak ve özgürlüklerin sınırlı olmasını ve daha pek çok olumsuzluğu ortadan kaldırmamalarını nasıl açıklayacağız.
LAİKÇİLİK DEĞİL LAİKLİK
Dahası her fırsatta İslam’a ve Müslümanlığa mündemiç olduğu yönünde fetva verilen temel hak ve özgürlükleri kendi halkına hak görmeyen yönetim anlayışları, İslam’ın hangi yorumuyla açıklanabilir?
Ya da “İslam”’la açıklanabilir mi?
Açıklanamaz.
Bu açıdan Taliban’ın hiçbir siyasi adımını ve siyasi tasarrufunu İslam’la açıklamayız. Adına “emirlik” ilan etseler bile.
İki gündür gördüğümüz fotoğraf ve videolar yüzünden ABD’yi, Batıyı suçlamak işin kolayı. Benzer görüntüleri görmesek de, Afganistan’da yaşanan hak ihlallerinin, halkın yoksulluğunun benzerleri Arap ve Ortadoğu ülkelerinde de yaşanmaktadır.
O fotoğraf ve videolar bize bir kez daha laikliğin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmıştır. Çünkü, o görüntülerin ortadan kalkması da, Müslüman ülkelerin halklarının özgürleşmesinin yolu laiklikten geçmektedir.
Siyasi iktidar tasarruflarıyla laikliği aşındırsa da, laikçiler anti emperyalizm ortak keseninde Taliban’la ideolojik ortaklık kursa da, laikliğin demokrat yorumu insanlık için de, İslam ülkeleri için de tek çıkış yoludur.