Suriye’de Beşar Esad yönetiminin 8 Aralık’ta cihatçılar tarafından devrilmesinin ardından, Orta Doğu ve Batılı aktörler arasındaki temaslar ve bölgedeki askeri hareketlilik dikkat çekici düzeyde arttı.
İsrail, Suriye’ye ait askeri mühimmat noktalarına saldırırken Suriye topraklarına fiili olarak girmiş durumda. Öte yandan ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) arasında bazı bölgelerde çatışma haberleri gelirken, bazı bölgelerde de SDG’nin anlaşmalı olarak çekildiği iddia ediliyor.
ABD’nin Türkiye ile temasları
Hafta başından bu yana Orta Doğu ülkelerinden mevkidaşları ile telefon diplomasisini yoğunlaştıran ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, cuma günü Ankara’da temaslarda bulunacak.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Blinken’in ziyaretine ilişkin yaptığı açıklamada, “Ankara’da Bakan Blinken, terörle mücadele ve bölgesel istikrar gibi ortak öncelikler üzerinde devam eden ikili iş birliğini görüşmek üzere değerli bir NATO müttefiki olan Türkiye’nin üst düzey hükümet yetkilileriyle bir araya gelecek’’ ifadelerini kullandı.
Blinken, Türkiye’den önce Ürdün’ü ziyaret edecek. Blinken’a Ankara ziyaretinde Ankara’dan hemen önce Irak’ta temaslarda bulunan ABD’nin Siyasi İşlerden Sorumlu Dışişleri Vekil Müsteşarı John Bass ve Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara Leaf eşlik edecek.
Blinken pazartesi günü de Türk mevkidaşı Hakan Fidan ile Suriye’deki gelişmeler üzerine bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler arasında 9 Aralık'ta gerçekleşen Suriye konulu telefon görüşmesiyle ilgili Pentagon tarafından yapılan açıklamada iki bakanın “(Suriye'de) ABD kuvvetleri ve ortaklarına yönelik riskleri engellemek ve İŞİD’le mücadele misyonunu desteklemek için yakın koordinasyon önemini yeniden teyit ettiği” ifadelerine yer verildi.
Ankara, 8 Aralık’tan bu yana yaptığı resmi açıklamalarda sınırlarında SDG’nin yönetiminde bir oluşuma müsaade etmeyeceğini vurgularken Washington tarafından yapılan açıklamalarda ABD’nin SDG ile IŞİD’e karşı koordinasyonunu sürdüreceğinin altı çizildi.
ABD’nin bölge temasları: CENTCOM Komutanı Irak ve Suriye’yi ziyaret etti
ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Michael Erik Kurilla hafta başında SDG ile bir görüşme gerçekleştirdi. CENTCOM görüşmeye ilişkin "(Kurilla) IŞİD'in (Suriye’deki) mevcut durumdan faydalanmasını önlemeye yönelik devam eden çabalar hakkında ilk elden bir değerlendirme aldı. CENTCOM, IŞİD'in kalıcı olarak yenilgiye uğratılması konusundaki kararlılığını sürdürmektedir" açıklamasını yaptı.
Kurilla ve beraberindeki üst düzey askerler, Suriye’nin ardından Irak’ı ziyaret ederek Irak Başbakanı Muhammed Şia el Sudani ile görüştü. Görüşmenin ardından CENTCOM tarafından yapılan açıklamada Irak’taki IŞİD’e karşı mücadele koalisyonunun varlığının sona erdirilmesine ilişkin bir yorum yapılmadı.
ABD Başkanı Joe Biden, Ürdün Kralı II. Abdullah ile telefonda görüşürken, Blinken da hafta boyunca Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar ve Mısır’dan mevkidaşlarıyla Suriye’deki durumu görüştü. Görüşmelerde ’ABD’in IŞİD’ karşı mücadeleye bağlılığı vurgulanırken BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı çerçevesinde Suriye'nin öncülüğünde bir geçiş sürecine ABD desteği’ vurgulandı.
Azerbaycanlı yetkililerin Suriye diplomasisi
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov'la dün bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre görüşmede, Suriye'deki son durum ele alındı.
Önceki gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Suriye’deki son gelişmeler, ele alınırken Erdoğan’ın Türkiye’nin Suriye’de kalıcı istikrarın tesisi için Suriye halkına destek vermeye devam edeceğini ifade ettiği bildirildi.
Aliyev, ABD’nin gelecek Başkanı Donald Trump ile de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Öte yandan hafta başında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı Dış Politika İşleri Departmanı Başkanı Hikmet Hajiyev, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar ile görüşürken, İsrail tarafından yapılan açıklamada görüşmede Orta Doğu’daki son gelişmelerin konuşulduğu ifade edildi. Haciyev, Saar’ın yanı sıra İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog ile de görüştü.
Türkiye’nin Avrupalı ve Orta Doğu’lu aktörlerle temasları
Erdoğan, salı günü Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile Suriye’deki son gelişmeleri ele aldıkları bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı tarafından Erdoğan’ın görüşmede, "Suriyelilerin ülkelerine onurlu, güvenli ve gönüllü geri dönüşleri ile ilgili sürecin planlandığını, Suriye’nin yeniden imarı ile ilgili çalışmaların geri dönüşleri hızlandıracağını belirttiği" aktarıldı.
Von der Leyen 17 Aralık Salı günü Türkiye’yi ziyaret ederek yüz yüze görüşmelerde de bulunacak.
Erdoğan, salı günü NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Suriye’deki son gelişmeler ele alındı. Erdoğan aynı gün İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile de Suriye konulu bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Öte yandan Dışişleri Bakanı Fidan, pazar günü AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas ve İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ile görüştü. Bakan Fidan Doha Forumu marjında hafta sonu katıldığı etkinlikte de Katar, Mısır, İran, Irak, Ürdün, ve Suudi Arabistanlı mevkidaşları ve Rusya temsilcisi ile birlikte Suriye’deki son gelişmeleri ele aldı.
Suriye’nin güneyinde ilerleyen İsrail’in diplomasi trafiği
İsrail Dışişleri Bakanı, 8 Aralık akşamı İngiliz mevkidaşı David Lammy ile görüştü. İsrailli Bakan Saar ile Lammy, Suriye’deki gelişmelerin ardından, azınlıkların korunmasının gerekliliği ve gelişmelerin İsrail’in güvenliği için sonuçlarını ele aldı.
Saar pazartesi günü de AB Dış Politika Şefi Kallas ile telefonda görüşürken salı günü de Suriye’deki son gelişmeler üzerine Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos ile görüştü.
Lammy’nin Avam Kamarası’na Suriye ile ilgili açıklamaları: Şam faresi Esad Moskova’ya kaçarken kuyruğu bacaklarının arasına sıkıştı
Suriye’deki gelişmelere ilişkin İngiliz Dışişleri Bakanı’nın Avam Kamarasına yaptığı sunumda kullandığı ifadeler dikkat çekti.
Şu ifadelere yer verildi:
* Esad bir canavardır. O, serveti ve gücü dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyen bir diktatördür. Kimyasal silahları Suriye halkına karşı kullanan bir suçludur. Sayısız masumun kanına elini bulaştırmış bir katildir. Ve uyuşturucu ticaretiyle rejimini finanse eden bir suçludur. Esad’ı bir zamanlar Şam’ın aslanı olarak görenler vardı. Şimdi gerçek ortaya çıktı: Esad, Şam’ın faresidir. Moskova'ya kaçarken kuyruğu bacaklarının arasına sıkıştı. Oraya gitmesi çok yerinde oldu.
* Esad’ın düşüşü sadece onun ve yandaşları için bir utanç değildir. Bu, Rusya ve İran için de bir utançtır. İran’ın sözde Direniş Cephesi gözlerimizin önünde çöküyor. Vladimir Putin, Esad’ı on yıldan fazla bir süre desteklemeye çalıştı ve elde ettiği tek şey, Moskova’da sığınma talebinde bulunan düşmüş bir diktatördür.
* Suriye'deki insani durum korkunçtur, neredeyse 17 milyon insan yardıma ihtiyaç duymaktadır. Milyonlarca kişi, çoğunlukla Türkiye, Lübnan ve Ürdün gibi komşu ülkelerde mülteci durumundadır.
* Birçok kişinin Suriye’ye dönmeye başlaması, Esad’ın gitmesinin ardından daha iyi bir gelecek umudu için olumlu bir işarettir. Ancak şimdi ne olacağı büyük önem taşıyor: Bu akış hızla tersine dönmeye başlayabilir ve Avrupa ve Birleşik Krallık'a giden tehlikeli, yasa dışı göç yollarını artırabilir.
* Suriye, aynı zamanda bir aşırılıkçılık yuvası olmuştur. Meclis, Esad rejimini ilk geri püskürten grup olan bir El-Kaide paravanı olan HTŞ’nin Birleşik Krallık’ta yasaklı terörist bir örgüt olduğunu bilmektedir. Bu, bizi temkinli olmaya doğru şekilde zorlar.
* Şu ana kadar, HTŞ, Halep, Hama ve Şam’daki azınlıklara güvence vermiştir. Ayrıca kimyasal silahların denetimi konusunda uluslararası toplumla işbirliği yapacaklarını taahhüt etmişlerdir. HTŞ’yi, eylemleriyle değerlendireceğiz ve kontrol ettikleri bölgelerdeki tüm sivillere nasıl davrandıklarını yakından izleyeceğiz.