Soruyu sürekli yanlış soran anketçiler için

Abone Ol
Anketlerde soruyu “şu kişi mi yoksa Erdoğan mı?” diye soruyorlar ve gelen cevaplarda Mansur Yavaş’la Ekrem İmamoğlu’nun Erdoğan’ın önünde, Kemal Kılıçdaroğlu’nunsa bir adım gerisinde olduğu görülüyor.

Loading...

Seçim sath-ı mailine girdiğimiz şu günlerde herkesin aklında Millet İttifakı’nın adayının kim olacağı… Ortak adayda anlaşılabilecek mi? Eğer anlaşılırsa, bu isim Altılı Masa’dan mı çıkacak yoksa belediye başkanlarından biri mi aday gösterilecek? Ya da son anda bir sürpriz olacak ve beklenmedik bir isim mi İttifak’ın ortak adayı olacak? Herkes gibi benim gönlümden de geçen bir isim var, daha önce yazdığım için burada yinelemeyeceğim ama gelin şu anketlerin yaptığı en büyük hatayı size anlatayım. Anketlerde soruyu “şu kişi mi yoksa Erdoğan mı?” diye soruyorlar ve gelen cevaplarda Mansur Yavaş’la Ekrem İmamoğlu’nun Erdoğan’ın önünde, Kemal Kılıçdaroğlu’nunsa bir adım gerisinde olduğu görülüyor. Bu sonuçlara bakarak “doğru aday şudur,” kolaycılığına kapılabiliriz, oysa seçim sandığı anketçilerin sorduğu şekilde gelmeyecek seçmenin önüne. Belediye başkanlarının oyunun yüksek çıkmasının anlaşılır bir sebebi var zira bu insanların pek çok netameli konudaki gerçek fikirlerini duymuyoruz. Bilmediğimiz için de anketlere gerçek oyları yansımıyor. Mesela, Mansur Yavaş’ın aday olması halinde Kürtlerin ne diyeceğini, kaçının sandığa gideceğini, katılımın ne kadar düşeceğini, HDP’nin taban baskısına maruz kalıp aday göstermek zorunda kalıp kalmayacağını bilmiyoruz. Bir canlı yayında Mansur Yavaş’ın Kürtlerin varlığına ve haklarına dair bir soruya maruz bırakıldığında nasıl bir cevap vereceğini bilen kimse yok aramızda. Mesela, anadilde eğitime hayır dese Kürtler sandığa gidecek mi? Evet dese milliyetçilerin desteğini bugünkü oranda alabilecek mi? Ekrem İmamoğlu için de benzer şeyler söyleyebilirim ama tabii ki İmamoğlu'nun seçimi kazanma ihtimalini Mansur Yavaş’la kıyaslanmayacak kadar güçlü görüyorum. Amma velakin, bütün bu yorumlar, analizler eksik çünkü sandık böyle gelmeyecek. Yani seçmene “sen Erdoğan’a mı yoksa karşısındaki şu kişiye mi oy vereceksin?” diye sorulmayacak. Şimdi siz gidip “Kılıçdaroğlu mu, Erdoğan mı?” diye sorarsanız bir Konyalının, Diyarbakırlının, Uşaklının ankete Kılıçdaroğlu demesi için hiçbir makul sebebi olamaz. Ama soruyu sandığın geleceği şekilde sorarsanız alacağınız cevabın değiştiğini göreceksiniz. Konyalı seçmene soruyu yukardaki gibi sorarsanız Erdoğan demezse de Kararsız’ım diyecektir. Niye Kılıçdaroğlu desin ki? Peki, soruyu şöyle sorsanız: “Ahmet Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı, Gelecek Partisi’nden iki-üç bakanın kabinede yer alacağı bir heyetin sözcüsü olarak Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın karşısında aday olursa oy verir misiniz?” İsimleri değiştirebilirsiniz tabii ki, burada önemli olan isimler değil sorunun soruluş tarzı.
Ortak aday kim olursa olsun, eğer siz Cumhurbaşkanı Yardımcıları ile birlikte sorarsanız soruyu milliyetçilerin, sekülerlerin, Müslümanların, muhafazakârların, liberallerin ve hatta Kürtlerin ve solcuların endişelerinin giderileceğini göreceksiniz.
Türkiye’nin siyasi hayatında ilk defa bir seçimde Cumhurbaşkanı Yardımcısı veya Yardımcılarının kim olacağı ve geçiş sürecini nasıl yöneteceği adayın kendisinden büyük önem taşıyor çünkü. Altılı Masa’nın Tanzimat’tan beri görülen bütün siyasi hareketleri içinde barındırdığını gururla söylerken tek bir adayın seçim kazanmasını beklemek abesle iştigal etmektir. Altılı Masa, tek adayın çıkıp Erdoğan’ı devirmesi için kurulmadı ki… Tam da bunun aksini gerçekleştirmek için, Erdoğan’ı ve temsil ettiği zihniyeti, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni bir heyetin ortak aklıyla yenmek için veriliyor bunca çaba. Altılı Masa’nın birlikteliği, farklı siyasi aidiyetlere mensup tabanların da iç içe geçmesini, birbirini anlamasını, diyalog kurulmasını sağlıyor. Zaten kaç zamandır yakındığımız da kutuplaştırıcı siyaset değil miydi? Böyle bir ortamda, Erdoğan’ın karşısında şu kişi aday olursa oy verir misiniz diye sormak, Altılı Masa’nın getirmeye çalıştığı zihniyetin uzağına düşmektir. Ortak aday kim olursa olsun, eğer siz Cumhurbaşkanı Yardımcıları ile birlikte sorarsanız soruyu milliyetçilerin, sekülerlerin, Müslümanların, muhafazakârların, liberallerin ve hatta Kürtlerin ve solcuların endişelerinin giderileceğini göreceksiniz. Hiç bana “Türkiye’de heyet seçim kazanamaz, seçimi liderler kazanır,” demeyin. O dedikleriniz Parlamenter Sistem döneminde kaldı, neyin karşısında olduğunuzu anlayamadığınız ortaya çıkar.