Soğansız yemek olur mu?

Abone Ol
Verdiği tat ve aromasıyla yemek tariflerinin vazgeçilmez bir içeriğidir soğan. Peki bu kadar basit mi? Yani soğan yemeklerde geleneksel olarak kullanılan temel bir hammadde mi sadece? Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik zorlu koşullar maalesef mutfaklarımızda en temel besin maddelerimize ulaşımımızı da olumsuz yönde etkiliyor. Son zamanlarda en çok konuşulan, yazılan, çizilen ise soğan haklı olarak. Çünkü soğansız yemek çok da düşünülebilir bir durum değil. Osmanlı saray mutfağından halkın her kesiminin mutfağına kadar tarihte yaygın olarak kullanılan soğan, keşke pahalılığı ile değil de sağlığa olan faydaları ile gündemimizde olsaydı bugünlerde. Bu vesileyle soğan ve sağlık ilişkisini hatırlamakta fayda var. SOĞAN VE SAĞLIĞIMIZ Soğan (Allium cepa L.) dünya çapında yaygın olarak yetiştirilmekte ve tüketilmektedir. Geleneksel ve popüler bir gıda olan soğanın, insanlar üzerinde yapılan birçok çalışmada birden fazla sağlık işlevine sahip olduğu rapor edilmiştir. Soğanın sağlığa faydaları esas olarak organosülfür bileşikleri, fenolik bileşikler, polisakkaritler, saponinler ve özellikle kuarsetin gibi çeşitli biyoaktif bileşenlerine atfedilmektedir. Farklı soğan çeşitlerinde bu biyoaktif bileşiklerin içeriği farklıdır. Kırmızı soğan en yüksek biyoaktif bileşik içeriğine sahipken, bunu sarı soğan izler, ancak beyaz soğan en düşük miktarı içerir. Bitkisel bir ilaç olarak, damar sertliği, astım, bronşit ve öksürük gibi birçok yaygın hastalığı hafifletmek veya önlemek için tarihte kullanılmış ve kullanılmaya devam etmektedir. Soğan doğal bir antioksidan (hücre hasarını önleyici)’dır: Antioksidan aktivitelerini değerlendirmek için yapılan birçok çalışmada soğanın güçlü antioksidan özellikler gösterdiği bulunmuştur. Bu konu ile ilgili yapılan klinik bir araştırma, 8 hafta boyunca soğan suyu (100 mL) içmenin, sağlıklı deneklerde glutatyon içeriğini ve toplam antioksidan kapasitesini yükseltirken, toplam serbest radikalleri (kansere sebep olan maddeler) azaltabileceğini ortaya çıkarmıştır (Law ve ark.). Soğan doğal antiviral (virüs karşıtı) ve doğal antibiyotiktir: Soğanda bulunan biyoaktif bileşiklerin, güçlü antibakteriyel özelliklere, mantar önleyici aktivitelere ve antiviral özelliklere sahip olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir. Öksürük, astım ve bronşit gibi solunum bozukluklarının tedavisi ile ilgili yapılan çalışmalarda soğanın, alerjik astımı iyileştirebileceği, akciğer iltihabını ve akciğer hasarını azaltabileceği, dolayısıyla solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu olabileceği gösterilmiştir . Tam da bu noktada çağımızın pandemisi olan COVID-19’un önlenmesinde, SARS-CoV-2 ile savaşma potansiyeline  sahip olan soğan ve biyoaktif bileşiklerinin diyetlerimizde yer alması önemli olabilir. Soğan anti-inflamatuar (iltihap giderici)’dır: Soğan, iltihapla ilişkili hastalıkların önlenmesi için anti-inflamatuar aktiviteye sahip iyi bir besin kaynağıdır. Soğan Vücut Yağ Ağırlığını Azaltabilir: Çeşitli klinik deneyler, obezitenin (aşırı şişmanlık) önlenmesinde ve yönetiminde soğanın etkili olduğunu bildirmektedir. Kırmızı soğan tüketimi veya quercetin takviyesinin, obez bireylerde insülin direncini iyileştirebileceğini, vücut ağırlığını, toplam vücut yağ kütlesini ve iç organ yağlanmasını azaltabileceğini, özellikle buharda pişirilmiş soğan tüketiminin kolesterol seviyelerini düşürebileceğini gösteren çalışmalarda, soğanın çağımızın en büyük sağlık problemi olan obezite ile getirdiği sağlık problemlerine karşı potansiyel olumlu bir etkisi olduğu gösterilmektedir. Soğan Kan Şekerini Dengeleyebilir: Çalışmalardan elde edilen kanıtlar, soğanın şeker hastalığının tedavisine yardımcı olabileceğini ve içeriğindeki biyoaktif bileşenler ile kan şekerini dengeleyebileceğini göstermektedir. Özellikle karbonhidrattan zengin bir öğünle birlikte tüketilen pişmiş soğan kan şekerinin ani yükselmesini angelleyebilir. Pek çok yemekte soğan kullanıyor olmamız bu etkisinden otomatik olarak faydalanmamızı sağlayacaktır ki sırf bu nedenden ötürü bile soğansız yemek olmamalıdır diyebiliriz.  Soğan İyi Bir Kanser Savaşçısıdır: Soğan, sarımsak, frenk soğanı, pırasa gibi allium grubu sebzeler, içeriklerinde yer alan kükürtlü ve biyoaktif bileşiklerin (quarcetin gibi) kansere karşı koruyucu özelliği, kanser tedavisi ve özellikle kanser tedavilerinin yan etkilerini hafifletme üzerindeki yararlı etkileri nedeniyle geniş ilgi görmektedir. Yapılan çalışmalarda; allium sebzelerinin tüketiminin meme kanseri, mide kanseri, kolon kanseri ve üst solunum yolu kanserleri dahil olmak üzere çeşitli kanser türlerinin oluşum riskleri ile negatif ilişkili olduğu bulunmuştur. Soğanın sağlığa faydaları esas olarak organosülfür bileşikleri, fenolik bileşikler, polisakkaritler, saponinler ve özellikle kuarsetin gibi çeşitli biyoaktif bileşenlerine atfedilmektedir. Soğan Kalp Sağlığını Koruyabilir: Yapılan çalışmalar yeterli soğan tüketiminin (özellikle pişmiş), kan kolesterol düzeylerini düşürebileceğini ve iyi kolesterol seviyelerini yükseltebileceğini göstermektedir. İşte size yemeklerinizi pişirirken soğan eklemeniz için bir neden daha! Soğan Sinir Sistemi Hücreleri(Nöronlar) İçin Koruyucudur: Çalışmalar, soğanın anti-nöroinflamatuar (nöronların iltihaplanmasını önleyen) aktiviteye sahip olduğunu, nöropatik ağrıyı iyileştirdiğini, parkinson hastalığına, hafıza bozukluğuna, beyin hasarına ve retinal hasara karşı koruyucu etkiler gösterdiğini ortaya koymuştur. Soğan Kısırlık Tedavisine Yardımcı Olabilir: Çalışmalar, soğanın üreme sistemi üzerinde koruyucu etkiler gösterdiğini dolayısıyla doğurganlığı, sperm ve yumurta kalitesini iyileştirebileceğini göstermiştir. Görüldüğü üzere ve öz cümle, soğan sadece yemeklere tat ve koku vermenin ötesinde sağlığımız için oldukça önemli bir besindir. Dolayısıyla yazımın girişinde sorduğum sorunun yanıtı; amasız ve fakatsız soğansız yemek olamayacağıdır. Sofralarımızda soğanı gönül rahatlığıyla ve daha fazla kullanabilmemiz dileğiyle... Sevgiyle... --- Kaynaklar
  1. Zhao XX, et al (2021). Recent Advances in Bioactive Compounds, Health Functions, and Safety Concerns of Onion (Allium cepa). Front Nutr. 22;8:669805.
  2. Asemani Y, et al. (2019). Allium vegetables for possible future of cancer treatment. Phytother Res. 33:3019–39.
  3. Li QL, et al. (2020). Health benefits of the flavonoids from onion: constituents and their pronounced antioxidant and anti-neuroinflammatory capacities. J Agric Food Chem. 68:799–807.
  4. Zaki SM. (2019). Evaluation of antioxidant and anti-lipid peroxidation potentials of Nigella sativa and onion extract on nicotine-induced lung damage.Folia Morphol. 78:554–63.
  5. Pradeep SR, Srinivasan K. (2017). Amelioration of hyperglycemia and associated metabolic abnormalities by a combination of fenugreek (Trigonella foenum-graecum) seeds and onion (Allium cepa) in experimental diabetes. J Basic Clin Physiol Pharmacol.
  6. Jafarpour-Sadegh F, et al. (2017). Consumption of fresh yellow onion ameliorates hyperglycemia and insulin resistance in breast cancer patients during doxorubicin-based chemotherapy: a randomized controlled clinical trial. Integr Cancer Ther.16:276–89.
  7. Law YY, et al, (2016). Consumption of onion juice modulates oxidative stress and attenuates the risk of bone disorders in middle-aged and post-menopausal healthy subjects.Food Funct., 7:902–12. 10.1039/C5FO01251A