Siyaset YAPIYORUM!

Abone Ol
Her yurttaşın en önemli görevi seçtiği siyasetçileri denetlemesi ve eleştirmesidir. Siyasetçiler bizim için varlar. Bize hizmet etmek, malımızı, canımızı korumak için varlar. Bu bir lütuf değil, onların halka karşı mecburi görevidir. 

Loading...

Felaket zamanlarında birlik ve beraberlik su-hava-ekmek kadar önemlidir. Bu yüzden "Gün siyaset yapma günü değil" lafının depremin ilk günlerinde geçerliliği vardı, doğruydu... Yapmadık. 7 gün yas ilan edildi. Vefat edenlere ve yaşanan acılara saygımızdan dolayı yas süresince siyaset yapmamak doğruydu… Yapmadık. Şimdi ise yapmamız gereken tek şey SİYASET! Çünkü bu yaşadıklarımız hepsi DİREKT VE SADECE siyasetle ilgili! Deprem takdir-i ilahidir ancak deprem esnasında ve sonrasında yaşananlar ise takdir-i siyasidir! Coğrafya kaderdir ancak o coğrafya içinde nasıl yaşayacağınızı kader değil seçtiğiniz siyasetçiler belirler. Bu anlamda ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanının, bakanların, belediye başkanlarının, ilgili bürokratların sorumluluklarını onlara hatırlatmak vatandaşın asli görevidir! Eğer ihmali olanlar varsa bunu eleştirmek en önemli yurttaşlık vazifesidir! Eğer şimdi siyaset yapmaz, sorunları ve sorumluları konuşmazsak ölen binlerce masum vatandaşımıza karşı son görevimizi yerine getirmemiş oluruz! Bu yüzden şimdi tek yapmamız gereken iş siyasettir!
Her yurttaşın en önemli görevi seçtiği siyasetçileri denetlemesi ve eleştirmesidir. Siyasetçiler bizim için varlar. Bize hizmet etmek, malımızı, canımızı korumak için varlar. Bu bir lütuf değil, onların halka karşı mecburi görevidir.
Çünkü bizler hükümetleri ve belediyeleri böyle acılar yaşanmasın diye seçiyoruz! Çünkü bizler hükümetleri ve belediyeleri canımızı, malımızı korusunlar diye seçiyoruz! Çünkü bizler milyarlarca lira vergiyi gereken tüm önlemler alınsın diye veriyoruz! Bunlar olmuyorsa yöneticileri eleştirmek her yurttaşın en doğal hakkıdır. Son günlerde ‘Devleti eleştirmeyin, devletimin yanındayım’ laflarını sıklıkla duyar oldum… Lütfen 5000 senelik Türk Devletini, 3-5 siyasetçi ile karıştırmayın! Yurttaşlar olarak şu farkı lütfen artık anlayalım! Türkiye biziz, sensin, benim! Devlet biziz! Devletin sahibi halktır! Bir de bizim geçici süre görev yapması için seçtiğimiz siyasetçiler vardır! Siyasetçi devletin kendisi değildir! Bu ikisi çok farklı şeylerdir! Devletimiz, vatanımız için gerekirse seve seve ölürüz, ama seçtiğimiz siyasetçilerin ihmalkarlıkları veya beceriksizlikleri yüzünden masum insanlarımız ölüyorsa işte buna da karşı çıkarız. Her yurttaşın en önemli görevi seçtiği siyasetçileri denetlemesi ve eleştirmesidir. Siyasetçiler bizim için varlar. Bize hizmet etmek, malımızı, canımızı korumak için varlar. Bu bir lütuf değil, onların halka karşı mecburi görevidir. Halkın siyasetçileri hoşnut tutmak gibi bir vazifesi yoktur! Halk mağduriyet yaşadığı her durumda seçtiği siyasetçiyi eleştirebilir. Bu onun en doğal demokratik hakkıdır! Siyasetçiyi eleştirmek devleti eleştirmek değildir. Kaldı ki 30.000’den fazla masum insanın öldüğü bir felakette eğer devlet kurumlarının, devlet bürokratlarının da ihmali ve zaafı varsa, halk devletini de eleştirebilir! Çünkü devletin sahibi halktır ve devlet halk için vardır. Bunu yüzyıllar önce atalarımız en güzel şekliyle dile getirmiştir. Şeyh Edebali Osman Gazi'ye ‘‘Ey oğul, insanı yaşat ki, devlet yaşasın’’ diye öğüt verirken tam olarak yukarıda anlatmak istediklerimi özetlemiştir. Anadolu’nun yetiştirdiği en önemli alimlerden birisi olan Hacı Bektaş Veli ‘‘Benim ilk Kâbe’m insandır’’ demiştir. Anadolu kültürümüzün ünlü ozanı Yunus Emre, ‘‘Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil’’ demiştir. Dolayısıyla hem kadim Anadolu kültüründe hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesinde yurttaşlık bilincinin temeli ‘önce insan’ ile başlar! İslami açıdan baktığımızda da dinimiz insanı devlete önceler. Dini açıdan kutsal olan devlet değil, insan hayatıdır. Bir siyasetçiyi sevebiliriz, oy da verebiliriz ama ortada bir yanlışı, eksikliği varsa da onu eleştirebilmeliyiz. Bu tutum hem en insani hem de en İslami tutumdur. Bu anlamda vatanını ve milletini en çok sevenler devletin iyiliği, insanımızın refahı için yeri ve zamanı geldiğinde eleştirisini yapabilen bireylerdir.