Büyük Kararalıcı isterse futbol takımları sahaya 12 oyuncuyla çıkar, o istersen bunların üçünün saçının sarı, beşinin donunun mor, altısının boyunun iki metreden uzun olması yeni kurallar olarak ilan edilebilir.Güya kurumlar var, güya o kurumların başında birileri var… İyi de hangisi kurumları yönetebiliyor, konumu ve yetkisi gereğince istediği atamayı yapabiliyor, istediği insanlardan müteşekkil bir kadro oluşturabiliyor? En son örnek, seçimden önceki hafta bile “İngiliz maliyeci” diye aşağılatıldığı hâlde ekonominin başına bir kurtarıcı olarak getirilen Mehmet Şimşek’in yaşadıkları değil mi? Gün geçmiyor ki, Şimşek’in Cumhurbaşkanı ile ekonomide alınacak kararlar ve atamalar için çeşitli sorunlar yaşadığına dair kulis bilgileri ajanslara düşmesin. Mesela, Para Politikası Kurulu diye bir kurul var, buradaki herkes “Sayın Cumhurbaşkanı’nın tensipleri” uyarınca faizin sürekli indirilmesi yönünde görüşlerini beyan ettiler, sonra bir anda yükselmesi gerektiğinde hemfikir oldular ama bu da yeteri kadar olmadı, “kabullenilen” ölçünün üstünde bir milim olsun çıkmadı. Kimse sormuyor, siz bunca sene niye düşürülmesi için oy verdiniz, şimdi niye bir anda fikir değiştirdiniz? Bilgin Abi haklı çünkü o insanlar Büyük Kararalıcı’nın kararlarını uygulamaya geçiren birer aracı sadece. O isterse futbol takımları sahaya 12 oyuncuyla çıkar, o istersen bunların üçünün saçının sarı, beşinin donunun mor, altısının boyunun iki metreden uzun olması yeni kurallar olarak ilan edilebilir. Kim itiraz edecek, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı mı? Onu oradan alıp BDDK’nın başına geçirseniz, BDDK’nın başındakine “sen artık Bursa Valisi oldun” deseniz, hatta bunu da demeseniz ve o sabah uyandığında bir geceyarısı kararnamesiyle bunu öğrense, Bursa Valisi’ne “sen Tokyo’ya atandın”, Tokyo’daki Büyükelçilik çalışanına da “sen futbolun başına geçtin” deseniz, allaşkına ne değişir bu ülkede? Hiçbir şey değişmez çünkü Büyük Kararalıcı’nın bu konudaki görüş ve düşüncelerinin dışında bir karar veremez kimse. Bırakın Genel Müdür’ü, yardımcısını, Birim Başkanı bile atayamazlar çünkü. Ona rağmen o koltuklara gelmek için büyük bir mücadele veriyorlar. Bunu da ben anlayamıyorum, neden yönetemediğin bir kurumun başına geçmek için bunca gayret gösteresin? En iyisi, bunu da Bilgin Abi’yle konuşmak. Hem bu enflasyona rağmen belki bana bir de pizza ısmarlar.
Sistem ve kişiler
Bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen sistem öyle bir sistem ki, kişilerin hiçbir değeri, önemi kalmadı. Yangınlar bile “Sayın Cumhurbaşkanı’nın talimatları” sayesinde söndürülüyor, hastalar “Sayın Cumhurbaşkanı’nın tensipleri” doğrultusunda iyileştiriyor.
Bizim Kadıköy’ün en güzel delisi olmasının yanı sıra en namlı pizzacısı olma yolunda da koşaradım ilerleyen sevgili Bilgin Gökberk’in dükkânının önünden yaptığı yayınları izliyorum.
Kusura bakmayın ama biz iki Kadıköylü olduğumuz için ben ona “Bey” değil, “Sayın” hiç değil, doğrudan Bilgin Abi derim.
Bilgin Abi, bana göre spor basınımızın yüz akı birkaç kişiden biridir.
Ama onu sadece gazetelerin arka sayfasıyla sınırlamak da haksızlık olur.
Geçen gün, kendi kanalında yaptığı yayında, daha önce de defalarca söylediği bir sözü yineledi, ben de bugün Bilgin Abi’nin o sözlerini sizinle tartışmak istiyorum.
Bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen sistem öyle bir sistem ki, kişilerin hiçbir değeri, önemi kalmadı.
Yangınlar bile “Sayın Cumhurbaşkanı’nın talimatları” sayesinde söndürülüyor, hastalar “Sayın Cumhurbaşkanı’nın tensipleri” doğrultusunda iyileştiriyor.
Ha bu arada artık hiç mi hiç takip etmediğim futbol liginde Merkez Hakem Komitesi’nin başkanı değişmiş, Lale Orta gitmiş, yerine -soyadına bakınca bankacılığa piri olması beklenen- Ahmet İbanoğlu gelmiş.
Bu değişimi nasıl yorumlamak gerektiği sorulunca, Bilgin Abi olanca hınzırlığıyla diyor ki, bu sistemde Lale Orta’yı Merkez Bankası’nın başına, oradaki hanımı da Merkez Hakem Komitesi’ne getirsen değişir?
Futbolda hiçbir şey değişmez, gene bu hakemler gene bu şekilde atanır, gene aynı tartışmalar yaşanır, Gaye Erkan’ın oradaki görev süresi Lale Orta’nınkinden farklı olmaz.
Ekonomide de değişmez diyor, aynı kurullar, aynı kararları alır, faiz aynı oranda ender bir izinle yükseltilir veya sürekli düşürülür ama hiçbir şey değişmez.
Var mı buna itirazı olan?