İmamoğlu: Kararlı ama yalnız

Abone Ol
İmamoğlu’nun verdiği cevaplar bize izleyeceği yol haritasına karar vermiş ama ilk adımı atma konusunda kendini yalnız hissettiğini düşündürttü. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, göreve gelmesinin 4. yılında Haliç Kongre Merkezi'nde "Demokrasi Şenliği" düzenlendi. Burada yaptığı konuşmada İmamoğlu, 4 yılda yapılan hizmet ve yenilikleri, yaptıklarını ve yapacaklarını açıkladı. Dünkü toplantıda herkes İmamoğlu’ndan, 29 Mayıs sabahı yayınladığı video ile verdiği “değişim” mesajının devamını bekledi. Ama o mesaj açık biçimde gelmedi. *** İmamoğlu’nun uzun konuşmasında değişim başlığı altında şu bölümü paylaşmak isterim; “Muhalefet bileşenleri olarak 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem Meclis hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybettik. Vatandaşın değişim talebine cevap veremedik. İktidar değiştirecek bir güven ve umut yaratamadık. Bugün içinde olduğumuz tablo sadece bir seçim yenilgisi tablosu değildir. Çaresizlik ve ümitsizlik Türkiyeyi, giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklüyor. Dünya örneklerinden biliyoruz ki, muhalefetin etkisiz ve zayıf olduğu demokrasiler yaşayamaz. Muhalefetsiz rejimlerde vatandaşlar iktidarların merhametine terk edilir. Toplum bizden esaslı bir değişim bekliyor. Bu değişimi gerçekleştiremezsek ne vatandaşların beklentisini karşılayabiliriz ne de bulunduğumuz mevzileri koruyabiliriz. Daha da kötüsü, uzunca bir süre toplumsal muhalefetin değişim arzusunu ve umudunu kolay kolay yeniden harekete geçiremeyiz. Bu tablo devam ederse önümüzdeki yerel seçimlerde de başarılı şansı kalmaz. Türkiye muhalefetini buradan çıkarmak, CHPnin göstereceği kararlı değişim iradesine bağlıdır. Bir bütün olarak kendimizi, partimizi, muhalefeti yeniden inşa etmemiz en acil ve en hayati ihtiyaçtır. Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmek yetmez. İdeolojik politik hattımızı sosyal demokrasinin evrensel ilkeleriyle, toplumun bugünkü özgürlük, adalet ve eşitlik talepleriyle ve zamanın ihtiyaçlarıyla güncellemeliyiz. CHPyi topluma açarak örgütümüzü gençleştirmeliyiz. Parti içi demokrasi vazgeçilmez prensibimiz olmalı. Değişmek zorundayız. Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafe açılıyor.  Muhalefette yaşanacak yenilenme yeni bir ittifak mimarisinin kurulmasının da anahtarıdır. Toplum muhalefetin genelinden bir yenilenme ve dönüşüm beklemektedir. Yeni ittifakların toplumda güven tazelemesi ve iktidar umudunu diri ve enerjik tutması bir zarurettir. Değişemeyen ve dönüşemeyen bir muhalefet iktidarı da değiştiremez. Ülkeye demokrasiyi getirebilmek için önce kendimizi değiştirmeliyiz.” İmamoğlu’nun konuşmasında ifade ettiği değişim vurgusunun ne anlama geldiği yeterince açık. Çaresizlik ve ümitsizliğe dur denmek istiyorsa atılacak adım belli. Kendi ifadesiyle; “Ülkeye demokrasiyi getirebilmek için önce kendimizi değiştirmeliyiz”. *** Toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu’na sorulan soruların büyük çoğunluğu yine değişim ve izleyeceği yol haritasına ilişkindi. İmamoğlu tüm sorulara “nezaket” sınırları içinde hep kaçamak cevaplar verdi. Verdiği cevaplarda özetle;
  • Değişimin kendisi için bir makam tercihi değil siyasi ve yapısal bir değişim olduğunu,
  • Şu ana kadar yapılan MYK değişikliği ve kurultay sürecinin başlamasını kendisinin ifade ettiği değişimin yüzde 3’nü bile karşılamadığını,
  • Bu değişimin sadece CHP’yle sınırlı olmaması gerektiğini,
  • Bu değişim talebinin kendisinin değil toplumun talebi olduğunu ve bunu Kılıçdaroğlu’na ifade ettiğini,
  • Değişime direnildiği takdirde hazırladıkları yol haritasına uygun hareket edeceğini ve bu süreçte CHP içinde ve dışında destekçilerinin olduğunu çıkarımlarını yaptım.
Bu cevaplar bana İmamoğlu izleyeceği yol haritasına büyük ölçüde karar vermiş ama ilk adımı atma konusunda kendini yalnız hissettiğini düşündürttü. İmamoğlu kendi ifadesiyle şunun da farkında; “Bugün içinde olduğumuz tablo sadece bir seçim yenilgisi tablosu değildir. Çaresizlik ve ümitsizlik Türkiyeyi, giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklüyor.” Çaresizlik ve ümitsizliğe dur denmek istiyorsa atılacak adım belli. Kendi ifadesiyle; “Ülkeye demokrasiyi getirebilmek için önce kendimizi değiştirmeliyiz”. Evet bu değişime İmamoğlu’nun kendisi de dahildir. Zor mu? Belki de…