Loading...
Peker’in açıklamalarına ilgiyi tekrardan yükseltecek şeyler ise iktidarın içinden onun açıklamalarına karşı yüksek profilde bir cevap ya da Peker’in açıklamaları sonucunda iktidar yapısında görülecek olası bir değişim olacaktır.Ancak internet yayıncılığının asıl etkisini görmek için daha derin bakılmalı. Geleneksel medya sadece çalışanlarından ibaret değildi. Dev markalar, büyük firmalar, milyarca dolarlık holdinglerdi aynı zamanda medya. Medyada aktarılan haber; 50-60 senelik o dev markanın, ardındaki milyarlarca dolarlık holdingin çarpan etkisiyle büyüyordu. Sedat Peker’in videoları da Peker’in iktidar ile bağlarından doğan bir şahitliğin etki gücünün daha da önemlisi güç algısının çarpan etkisi ile 100 milyonlarca izleyiciye ulaştı. Peker ilgi çekerken; Peker’in anlattıklarının önemli kısmını anlatan medyanın ilgi çekmemesinin de sebepleri irdelenmeli. AKP döneminde devletin dışındaki tüm aktörlerin özerk alanları ya yıkıldı ya da yağmalandı. Bu sayede artık akademisyenlik, medya, saygın olmasını umacağımız titrlerin Türkiye’de bir değeri yok. Günümüz Türkiye’sinde güçlü bir sözün yarattığı etki ile yükselen bir aktör yok. Aksine bir sözün ardında bir de güç olduğunu vatandaşlar ancak hissederlerse vatandaşlar o söze bakıyor, kıymet veriyor, takip ediyor. Bugün öyle ya da böyle yurtdışından yayın yapan Türkiye kökenli çok çeşitli aktörler var. Bunların en çok dinlenenleri Sedat Peker, Cem Uzan ve Fethullahçılar. Bu aktörlerin ortak özellikleri ise Türkiye’de bir zamanlar “gerçek” güce sahip olmuş aktörler olmaları ve bir noktada bu gücü kaybedip; Türkiye’den kaçmak durumunda kalmış olmalarıdır. Bunlarında sonunda neticede ardında bir güç olmadan yayın yapan medya unsurlarının sadece yaptıkları haberin doğruluğundan alacakları güç sınırlı olacaktır. GÜCÜN SINIRLARI Sedat Peker’in artık YouTube yayınlarını yapamamasının, düşen ilginin temel sebebi olduğu açık. İfşaların yer aldığı ortamın değişmesinin doğal sonucu olarak görülecek ilgi kaybının ötesinde bir ilgi kaybı var burada. Sedat Peker’in Dubai’de de olsa hükümetin erişimde olduğunun görülmesi, Türkiye’den binlerce kilometre uzakta video çekemeyecek duruma getirilmesi, hükümetin gücünün bir sağlaması oldu. Bu ilginin düşüşünün asıl nedeni Peker’in gücünün sınırlarının görülmesidir. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 21. yaşını kutladığı günlerde muhalif seçmen açısından açıklamaların içeriği artık ikinci plandadır. Muhalif seçmenin tek gündemi iktidarın sonlanmasıdır. 1 sene öncesine göre daha güçsüz bir Peker’e de ilgi azalacaktır. Peker iktidarın içinde ne kadar güçlü olduğunu gösterirse muhalifler tarafından da o kadar ilgiyle izlenecektir. AKP dönemindeki baskılarla kurumlar ya toptan yok edildi ya da özerkliklerini yitirip etkisizleştiler. Köşe yazarı, akademisyen, yazar, aydın, sivil toplumcu gibi unvanların sağladığı özerk alan devletin karşı konulmaz, amansız ve pervasız gücüyle yok edildi. Türkiye’nin 90’larda olduğu gibi gücün dağıldığı bir yer olmaması, Peker’in dediklerinin fiili bir yansımasının, yargı aracılığı ile bir etkisinin ancak iktidar değiştikten sonra olabileceğini gösteriyor. SONUÇ Sonuç olarak, Sedat Peker’e muhalif kesimin ilgisi; Peker’e, onun metodlarına bir onay anlamına gelmiyordu. Aksine Peker’e ilgi, Peker’in açıklamalarının muhtemel sonuçlarına bir ilgiydi. Bugün düşen ilgi ise Peker’in açıklamalarının eskisinden daha önemsiz olduğunu göstermiyor. Tam tersine geniş muhalif kitlelerin Peker’in açıklamalarının sonuçlarına dair kanaatlerinin zaman içinde erozyona uğramasını izliyoruz. Bu süreçte Peker’in açıklamalarına ilgiyi tekrardan yükseltecek şeyler ise iktidarın içinden Peker’in açıklamalarına karşı yüksek profilde bir cevap ya da Peker’in açıklamaları sonucunda iktidar yapısında görülecek olası bir değişim olacaktır. Ayrıca, genel seçimler yaklaştıkça tüm politik figürlere ilginin artacağını da eklemek yanlış olmayacaktır. [1] https://konda.com.tr/rapor/27/23-haziran-2019-sandik-analizi-ve-secmen-profilleri