Interpoll’ün kırmızı bülteniyle aranan organzie suç örgütü lideri Sedat Peker, "Köfteci Yusuf'a çökme davası" olarak bilinen dava ile ilgili, "Dosyada Yusuf olayında benimle ilgili bölüm yok. Ne benim aramam, mesajım ne de herhangi bir kaydım bulunmuyor" dedi.
"Süleyman Soylu buna haber yollamış. ‘Hemen git davacı ol’ diye. Korkaklığından gitmiş" diyen Peker, "bir köftesini yemeden köfteci Yusuf’un olayından yargılandık" ifadelerini kullandı.
Peker, 3-5 seneye kadar Türkiye’de Afgan ve Suriyeli suç kartellerin oluşabileceğini söyledi.
TSK'de görev yapmış 'asker polis kökenli kişilerin suç karteli kurabileceğini' söyleyen Peker, "Ne mi olacak? Devletten ayrılma, ordudan atılma veya mecburi hizmetini tamamlayıp ordudan ayrılan, genç, çılgın, şiddet eğilimi olan tipte bazı subay arkadaşlar var. Devlette görevli olanların devreleri nasıl Kolombiya’da devlet içinde görev yapmış….
Tamamen kriminal ama polisin, askerin çalışma sistemini bildiği için de yakalanmaları pek mümkün olmayan ve yapısal olarak asker kökenli veya özel harekat, polis kökenli oldukları için daha sert, radikal grupları oluşturdukları an sıkıntı büyür. Ondan sonra sokakta oluşan genç gruplar. Sonra da devletten ayrılmış büyük kartelleri kuran yapılar. Yani şu an Türkiye benim görüşüme göre üç- beş seneye kadar böyle bir yapıya evrilecek" dedi.
'Türkiye’de üretiyor ve burada da satıyor'
Sözcü gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’e konuşan Peker, şunları kaydetti:
* MET üretimi, eroin gibi büyük üretim yerlerine ihtiyaç duyan bir şey değil. Bu MET üretimi için 60 metrekarelik bir daire bile yeterli. Eroin üretilirken çıkardığı o çok ağır koku metamfetamin üretilirken çıkıp çevreyi böyle insanların dikkatini çekecek bir yoğunlukta değil. Önceden İran’dan, Uzak Doğu Asya ülkelerinden geliyordu. Bu nakliye parası ve gümrüklerden geçerken orada ayarttıkları adamlara bir para verilmesi demek bu da maliyeti yükseltiyor. Şimdi adam Türkiye’de üretiyor ve burada da satıyor. Sadece bunun kimyasal maddesini yurt dışından getirtiyorlar.
* Bir de şey de çok tehlikeli. Önceden Suriyeliler Türkiye’ye geldiğinde bunlar torbacıların yanında, torbacının alt kadrosu olarak, bir- iki gramlık paketleri dağıtıyorlardı. Yani torbacılar da kendini riske atmayıp, bunları tutuyorlardı. Sonra o yabancılar torbacı oldular. Torbacılıktan sonra işi daha iyi öğrenip yukarıya getirdiler, bölgelere dağıtan bir konumuna yükseldiler. Şimdi birçok MET laboratuvarının talipleri bu şahıslar. Bunun yanında altın kaçakçılığı da önemli.
'Çok büyük bir tehlike, buna dikkat çekmekte fayda var'
* Suriyelileri kötülemek için söylemiyorum, sadece bir tespit yapmak için söylüyorum: Suriyeli ve Afganlı grupların altın kaçakçılığında Kapalı Çarşı’da yüzde elli kaçak altın girişi-çıkışında kontrolü ele geçirdikleri görülüyor. Türkiye’ye gelenler akrabalarına, yurt dışına para gönderme sistemini de ele geçirdiler. Uyuşturucu paralarını, kara parayı aktarabilecek boyuta geldiler. Türk gruplarını, polis çok rahat yakalayabiliyor.
* Ama Suriyeli gruplar kendi içine kapalı olduğundan polise bilgi verme veya polisin işlerine muhbir sokabilmesi de pek mümkün olmuyor. Yani kriminal gruplarda 6-7 sene sonra Afganlı ve Suriyeliler Türk gruplarının ciddi bir bölümü piyasadan sileceklerdir. Yani bu da bilimsel, istatistiksel ve kendi tecrübemle yaşadığım bir şey. Çok büyük bir tehlike, buna dikkat çekmekte fayda var.
'Türkiye’ye geldiğim zaman hakkımda bir saatten fazla sürecek bir suçlama yok'
Hakkında çıkarılan ‘Kırmızı Bülten’le İnterpol tarafından aranan Peker, “Hukuken çok rahatım. Türkiye’ye geldiğim zaman hakkımda bir saatten fazla sürecek bir suçlama yok. Ha şu an gelmeyi düşünmüyorum” diyerek şöyle devam etti:
* AK Partinin avukatlarından olan bir beyefendiyi zan altında bırakmak için söylemiyorum. Süleyman Soylu ile sorun yaşayınca hakkımda 1,5 yıl sonra dava açıldı. Dava açan, AK Parti’de görev yapmış, parti üyesi avukat daha sonra savcı oluyor ve kısa süre sonra örgütlü suçlara bakmaya başlıyor.
* Benim dosyamı birden eski Savcısından alıp bu beyefendiye verdiler. Bu beyefendi de kısa sürede dava açıp 1,5 yıl sonra beni de davanın içinde sanık yaptı. Yani sadece bir kişiyle oluşan düşmanlık üzerinden hakkımda yakalama kararı çıkarıldı. Yani bir köftesini yemeden köfteci Yusuf’un olayından yargılandık.