Loading...
Hiçbir sistem toplumların bilinç düzeylerinden bağımsız işleyemez. Burada sistemi önemsizleştirmiyorum ancak birincil olan o sistemi gerektiği gibi işletecek, değiştirip, dönüştürecek bilinçli yurttaşların varlığıdır. Dolayısıyla her birimizin yeniden kendimizi sorgulamamız, toplumsal dönüşümü mümkün kılacak bir irade üretimini gerçekleştirmemiz gerekmektedir.Ocağın neden izinsiz işletildiği, denetimlerin neden yapılmadığı, yapılan uyarıların neden dikkate alınmadığı asla sorgulanmaz ve bunun da ötesinde ciddi bir soruşturma süreci başlatılmaz. Fay hatlarında. Sürekli deprem yaşayan ve sürekli bilim insanları tarafından uyarılan bir ülkede onbinlerce insan tamamen idari sorumsuzluktan kaynaklı ölümü bütün çıplaklığıyla ortadayken tek bir kişinin sorumluluk almaması, istifa etmemesi kabul edilemez. Demokrasiye ilişkin sayısız tanım yapılmıştır. Ancak bu deprem sonrasında şöyle bir tanım zorunludur; Seçtiklerini ve de onları atayanları istifa ettiremediğin sistem demokrasi değildir. İki gerçeklik karşımıza çıkmaktadır: ilk olarak yurttaşın/toplumun/halkın demokratik süreçlere katılımı ve sistemi içselleştirmesi/denetimi/yönlendirmesi gerekli ve de yeterli olgunluk düzeyine ulaşmamıştır. Partizanca bakış, nepotizm ve klientaizm ağlarında hapsedilmiş bir yapı söz konusudur. Dolayısıyla ortak iyiyi ortaya çıkarmak gibi bir bilinç durumu söz konusu değildir. İkincisi ise seçilenlerin/yönetenlerin bunun bilincinde olarak kişisel iktidar ve konfor alanlarını sürekli biçimde genişleterek hiçbir olumsuzlukta sorumluluk kabul etmeyip, asla hesap vermemesidir. Hiçbir sistem toplumların bilinç düzeylerinden bağımsız işleyemez. Burada sistemi önemsizleştirmiyorum ancak birincil olan o sistemi gerektiği gibi işletecek, değiştirip, dönüştürecek bilinçli yurttaşların varlığıdır. Dolayısıyla her birimizin yeniden kendimizi sorgulamamız, toplumsal dönüşümü mümkün kılacak bir irade üretimini gerçekleştirmemiz gerekmektedir. Daha yoğun bir örgütlülük, kuşatıcı bir yurttaşlık anlayışı ve geniş dayanışma ağlarıyla yeni bir toplum inşası için yola çıkmak zorundayız. Seçtiklerimizi ve onları atayanları sorumlulukları ekseninde sürekli sorgulamamız, denetime tabi tutmamız, göreve getirip görevden almamız hem bizim hem ülkenin kaderini değiştirecektir yoksa seçtiklerimiz bizim kaderimizi tanımlamaya ve belirlemeye devam edecektir. Onun ne olduğunu da her felakette ölerek deneyimliyoruz. O yüzden demokrasi bireyin kendi kaderini belirleme hakkıdır. Vazgeçilemez ve devredilemez….