Eğer denk bütçe politikası izleniyor olsaydı, bu depremler için yapılacak genişletici maliye politikasının üretim ve fiyatlar üzerindeki etkisi sınırlı olacaktı.YANLIŞ MALİYE POLİTİKASI, DENGESİZLİKLER İÇİN BİR KATALİZÖRDÜR Normal bir dönemde yüksek bütçe açığı verirseniz, yakalanacağınız bir ekonomik bunalımı telafi etme şansınız o derece düşük olacaktır. Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler bu duruma birer örnektir. Türkiye bu depremlere yüksek bütçe açığı döneminde yakalandı. Eğer denk bütçe politikası izleniyor olsaydı, bu depremler için yapılacak genişletici maliye politikasının üretim ve fiyatlar üzerindeki etkisi sınırlı olacaktı. Ancak zaten bütçe açığının yüksek olduğu günümüzde izlenen genişletici maliye politikası tedbirleri, fiyatlar üzerindeki baskıyı daha da artırmaktadır. Literatürde fiyat düzeyinin mali teorisi (FTPL: fiscal theory of price level) olarak ifade edilen bir teori mevcuttur. Bu teoriye göre fiyatlardaki artışın ana nedenlerinden biri bütçe açıklarıdır. Bütçenin normal olarak kabul edilebilecek düzeyden daha fazla açık vermesi, ekonomide talebin artmasına ve fiyatların yükselmesine neden olacaktır. Türkiye’deki durum günümüzde tam olarak budur. İzlenen yanlış maliye politikası, ekonomide fiyatlar konusunda dengesizlikleri daha da körüklemiştir. DENK BÜTÇE STRATEJİSİNE GERİ DÖNÜLMELİDİR Maliye politikası ekonomilerde oldukça önemli bir role sahip. Bunun nedeni, maliye politikasının talebi kısa dönemde etkileyen bir rolünün olmasıdır. Bu rol maliye politikasının yanlış kullanılmasına da yol açmaktadır. Hükümet yetkilileri, maliye politikasını ekonomiyi canlandıracak sonsuz bir enerji makinesi gibi görmektedirler. Ancak sonsuz enerji makinesi ne yazık ki mevcut değildir. O nedenle ekonomiyi talep kanalıyla sürekli canlı tutmak da mümkün değildir. Kısa vadeli bütçe açığı politikası, doping etkisine benzemektedir. Kısa vadede işe yarasa da uzun vadede daha köklü zararları olabilmektedir. O nedenle bu anlayış sadece negatif şok dönemlerinde kullanılmalıdır. Yeni hükümet seçim sonrasında maliye politikasını yeniden belirlemeli, depremin olumsuz etkilerini telafi ettikten sonra maliye politikasını denk bütçe uygulayacak şekilde yeniden şekillendirmelidir.
Seçim sonrasında nasıl bir maliye politikası yürütülmeli?
Yeni hükümet seçim sonrasında maliye politikasını yeniden belirlemeli, depremin olumsuz etkilerini telafi ettikten sonra maliye politikasını denk bütçe uygulayacak şekilde yeniden şekillendirmelidir.
Geçen hafta başladığımız “Nasıl bir politika?” serüvenine bugün maliye politikası ile devam edelim. Maliye politikası ile ilgili birkaç hususun altının özellikle çizilmesi gerekmektedir. Bunlardan ilki, maliye politikasının gelir dağılımı açısından son derece önemli bir politika aracı olduğu gerçeği, ikincisi bu politikanın kısa dönemde karşılaşılan dengesizlikleri gidermede etkin bir araç olduğu gerçeği, üçüncüsü ise bu politikanın yanlış kullanılması durumunda ekonomideki dengesizlikleri artırmada katalizör görevi üstleneceği gerçeğidir.
HASSAS DENGELERİ ETKİLEYEN POLİTİKA: MALİYE POLİTİKASI
Maliye politikası içeriği itibariyle birçok alana etki edebilen hassas bir politika türüdür. Sahip olduğu araçların çeşitliliği, ekonomideki birçok dengeyi yakından etkileyebilme kabiliyeti sunmaktadır. Günümüzde hükümetler maliye politikasını, ekonomilerde ortaya çıkan dengesizlikleri giderme amacıyla kullanmaktadır.
Maliye politikası her ne kadar ekonomilerdeki dengesizlikleri giderme amacıyla kullanılsa da bazı durumlarda bizzat dengesizlikleri kaynağı da olabilmektedir. Örneğin ücretler üzerinden alınan yüksek oranlı vergiler, gelir düzeyi nispeten daha düşük kişilere yapılan transferler harcamalarının ana finansman kalemlerinden birini oluşturmaktadır.
Bir grup için kulağa hoş gelen bu stratejinin gerçek anlamda adaletli olup olmadığının etkin bir şekilde ölçülmesi gerekmektedir. Aksi taktirde gelir dağılımında adalet amacıyla yola çıkılan politikanın adaletsizlikleri daha da artırması muhtemeldir.
MALİYE POLİTİKASI KISA DÖNEMLİ DENGESİZLİKLERE ODAKLANMALIDIR
Maliye politikasının uzun dönemli bir politika olmadığı, 1950’li-1960’lı yıllardan bu yana bilinen bir gerçektir. Geçmişte, ekonomileri canlandırma politikası olarak uygulanan maliye politikasının uzun dönemde özel sektör yatırımlarının önünde önemli bir engel olduğu gözlemlenmiştir. Yarattığı dışlama etkisiyle, ekonomiye sağladığı katkıyı bizzat kendisinin götürdüğü ekonomide bilinen bir gerçektir.
Maliye politikası ekonominin normal olarak kabul edilen dönemlerinde denk bütçeye yakın bir strateji ile izlenmelidir. Bu sayede olumsuzluklara müdahalede her zaman hazır olmak mümkün olabilecektir. Eğer ekonomide anormal bir durum ortaya çıkarsa, bu politika ortaya çıkabilecek olası dengesizlikleri telafi etmede aktif bir politika olarak kullanılabilir. Örneğin birçok ülke Covid-19 döneminde yaşanan kapanmaların olumsuz etkisinden geçici bütçe açığı stratejileri ile kurtulabilmiştir.