Saha çamurlu

Abone Ol
Öyle bir hâle geldi ki ülke ne suç ne değil ne özgürlük ne değil ne penaltı ne değil her şey ama her şey sadece birilerinin isteğine göre şekillenebiliyor. Tiyatro sahnesi, futbol sahası… Her yerin bu kadar politik olması çok üzücü.

Loading...

Ülkenin seneler içinde yaşadığı dönüşümle duvara toslar gibi yüzleştiğimiz bir hafta daha geçti. Alışmadığımızı, alışamadığımızı ama ne yapacağımızı bilmediğimizi fark ettim. Suyun ateşi yavaş yavaş harlanırken, hiçbir şeyin farkında olmayan kurbağa değiliz şükür. Ama yetmiyor. Yetmiyor, örneğin bir tiyatro oyununda yapılmış bir tirat, bir espri bahane edilerek birileri tutuklanıp ifadeleri alınabiliyor. CİMER diye bir şey var hayatımızda. “Komşum şöyle böyle” diye karakolları aramanız gerekmiyor artık. Çok eskilerde öyleymiş. Çamuru elinize bulaştırmanıza da gerek kalmıyor. Kimsiniz, neredensiniz hepsi aranızda. Giriyor, ne ise sizi rahatsız eden yazıyorsunuz. Kimse bakmıyor şikâyet ettiğiniz her neyse birilerinin özgürlük alanı mı, bu legal olmayan bir durum var mı? Eğer bir tarafa meyilli “hassasiyetleriniz” varsa, birilerine bahane lazımsa, ciddiye alınabiliyorsunuz. Sonra Metin Uca da havaalanından uçağa değil karakola gidiyor. Pek tabii ifadesi alındı ve çıktı. Nasıl bir suç işlemiş olabilir zaten. Ortada kapsamına gireceği, suç olarak tanımlanmış bir eylem yok. Diyeceksiniz ki lazım mı? Haklısınız, maalesef alışamadıklarımızdan biri de bu işte. Kafanızı dağıtmak, hayattan, dertten tasadan bir iki saat uzaklaşmak için neler yapıyorsunuz? Kitap okurum ben mesela, film izlerim, müzik dinlerim, sahilde yürüyüşe çıkarım, ne bileyim yemek yaparım. Bazen de taraftarı olduğum futbol takımının maçlarını izlerim. Derinlerde beslenmesi gereken ait olma ihtiyacımı da doyururum hem. Perşembe akşamı işten geldim. Ayağımı uzatıp biraz dinleneyim, bir yandan da Fenerbahçe’nin maçına bakayım dedim. Keşke demeseydim. O kadar acı şekilde, artık inkâr edilemez derecede, o malum dönüşümün futbola nasıl sirayet ettiği ile yüzleştim. Sanırım sınırda olan çok sayıda taraftar da aynı hisse kapıldı. Üstelik sadece Fenerbahçeliler değil, Galatasaray, Beşiktaşlılar bile bu kadarı fazla dediler. Hep beraber ne mi yaptık? Kimisi telefonunu fırlattı sinirden kırdı, kimisi yastıkları yumrukları, kimisi sosyal medyada öfkesini paylaştı. Farkındayız bir şeyler yanlış. Hakem hatası her zaman olabilir, insan nihayetinde. VAR geldi sonra, hataları asgari düzeye indirmek için değil mi? Değil. Başka ülkelerde olsa hataları azaltacak bir teknoloji, bir uygulama, bizim ülkemizde rüzgârı istenilen yöne çevirme aracı sadece. Çok üzgünüm. Bir takım taraftarı olmak dışında, sanat, spor, eğlence mecrası diyebileceğimiz alanlarda bile, çok gereksiz, çok manasız hesaplar dönmesine. Futbol kuralları olan bir oyun. Ne penaltı ne sarı karttır ne şekilde gol geçerlidir ne şekilde gol sayılmaz vs. hepsi evrensel ve belli kurallardır. Tıpkı anayasa gibi, kanun gibi, bunların suç nedir tanımlaması, özgürlük nedir çerçevelemesi, hak nedir belirtmesi gibi. Medeni ülkelerde insanlar bu kural setlerinin var olması gerekliliğini sindirmiştir. Zaten çoğunluğu artık genetiğine işlemiş şekilde bunlara uyar. Bir kısmı da medeniyeti sindirmemiş olabilir ama kurallara uymadığı durumda karşılaşacağı yaptırımlardan korkar. Öyle bir hâle geldi ki ülke ne suç ne değil ne özgürlük ne değil ne penaltı ne değil her şey ama her şey sadece birilerinin isteğine göre şekillenebiliyor. Tiyatro sahnesi, futbol sahası… Her yerin bu kadar politik olması çok üzücü. Ve kuralları delenler korkusuz, çok rahatlar. En korkutucu olan da bu. Bizim maç sonrası kalan puan farkını nasıl kapatırız hesabı yapmamız gerekirdi değil mi? Taraftarın çoğu lige o kadar inanmıyor ki başkana takımı çek mesajları yolluyor. Bu şekilde şampiyon olanın da ligden düşenin de hakkı mıdır değil midir gölgeli artık. Neden futbol üzerinde daha çok durdum? Çünkü apolitik kitlelerin bile algısından kaçamayacak bir alan burası. Bu kadar çamurun artık görünmez olamayacağı ne yapabileceğimize ne yapmamız gerektiğine dair uyanışa vesile olabilecek bir alan. Umarım ki taraftarlarından yöneticilerine, herkes için bir dönüm noktası olsun 2 Şubat Perşembe akşamı yaşananlar. Temizlenmeye sahalardan başlarız belki, ne dersiniz?