Rusya’nın saplandığı yeni bataklık: Ukrayna

Abone Ol
Rusya’nın yaşadığı bu hezimetin sebebi Ukrayna’nın güçlü direnişi mi, yoksa Rus Ordusunun lojistik ve taktiksel eksikliği mi? En fazla dört gün içinde Kiev’i ele geçirmesi beklenen Rus ordusu yaklaşık iki hafta önce Kiev yakınlarından ve ülkenin kuzey kısımlarından geri çekildi. Ve savaşın başlamasının üstünden neredeyse iki ay geçmesine rağmen Kherson ve Mariupol dışında hiçbir büyük şehirde kontrolü sağlayamadı. Bunun yanında kısa bir süre önce Ukrayna ordusu Rus Karadeniz donanmasının amiral gemisi Moskva’yı batırdı. Peki Rusya’nın yaşadığı bu hezimetin sebebi Ukrayna’nın güçlü direnişi mi, yoksa Rus Ordusunun lojistik ve taktiksel eksikliği mi? MOSKVA’NIN BATIRILMASI VE BU GELİŞMENIN RUSYA’YA VERDİĞİ BÜYÜK ZARAR 14 Nisan günü Ukrayna Rusya’nın Karadeniz filosu amiral gemisi Moskva’yı Neptune füzesi ile batırdığını açıkladı. Bu haberi ilk gördüğümde Ukrayna’nın elindeki tek Neptune bataryası birliği ile Rus donanmasının en önemli gemisini vurmasının pek mümkün olmadığını düşündüm. Hatta sosyal medyadaki videonun Finlandiya’da çekildiği ortaya çıkınca söz konusu haberin gerçek olmadığı ve Ukrayna’nın moralleri yükseltmek için propaganda yaptığı kanısına vardım. Ama günün ilerleyen saatlerinde Pentagon ve Kremlin’den gelen açıklamalar fikrimi değiştirdi. Pentagon ilk olarak Moskva kruvazörünün hasarlı olduğunu ve Sevastopol limanına doğru yola çıktığını söyledi. Kremlin ise geminin Ukrayna tarafından vurulmadığını ve geminin cephaneliğinde yangın çıktığını söyledi. Rusya Karadeniz filosu amiral gemisi olan Moskova’nın vurulma ihtimali bile tüm dünyada büyük bir ses getirdi. Tüm bunların ardından akşam saatlerinde Rusya Savunma Bakanlığı geminin kötü hava koşulları nedeniyle battığını ve tüm mürettebattın tahliye edildiğini açıkladı. Rusya kendi açıklamaları ile ters düşerek doğrudan olmasa da geminin Ukrayna tarafından batırıldığını açıklamış oldu. Dünya kamuoyunda asıl tartışılan konu ise geminin batmasından ziyade nasıl vurulduğu oldu. Çünkü Moskva kruvazörü Rusya donanmasının hava savunmasının en önemli parçası olan bir geminin sadece bir tane Neptune bataryası birliği tarafından nasıl vurulduğu ve gemide yer alan hava savunma sistemlerinin neden saldırıyı önlemediği büyük bir hararetle tartışıldı. Bunun yanında Moskva kruvazörünün batması özellikle Odessa şehrinin herhangi bir Rus saldırısı durumunda savunulması için çok büyük bir avantaj sağladı. Unutmamak lazım ki Moskva kruvazörü Karadeniz donanmasının balistik füze gücünün yaklaşık yarısını ve hava savunma kabiliyetinin neredeyse tamamını sağlıyordu. RUSYA İÇIN ŞEHIRLERDE İLERLEMENIN İMKÂNSIZ BIR HALE GELMESI Rusya Ukrayna savaşı bize yeni nesil savaşların nasıl bir değişime girdiğini ve artık tankların savaş doktrininde eskisi kadar güçlü ve etkili olmadığını gösterdi. İlk olarak Birinci Dünya Savaşı’nda ortaya çıkan ve neredeyse 100 yıl boyunca savaşlarda en önemli bir rolü alan tanklar Rusya’nın Ukrayna savaşındaki ilerleyişine etki edemedi.
Rusya Ukrayna savaşı bize yeni nesil savaşların nasıl bir değişime girdiğini ve artık tankların savaş doktrininde eskisi kadar güçlü ve etkili olmadığını gösterdi.
Her ne kadar yeni nesil tankların aktif koruma sistemi ve anti-tank roketlerine karşı roketin araca isabet etmesinden hemen önce kendini fırlatıp patlayarak füzeyi imha eden reaktif zırhları bulunsa da tek bir kişi tarafından neredeyse tüm savaş arazilerinden zırhlı araçlara hedef alabilen Nlaw, Stugna-P, Javelin ve Panzerfaust 3 gibi anti-tank silahları zırhlı araçları savaş alanında inanılmaz savunmasız bir duruma sokuyor ve özellikle kentsel bölgelerde kontrolü sağlamayı imkansız hale getiriyor. Bu anti-tank silahları Ukrayna’nın Rusya’ya karşı olan zırhlı araç dezavantajını azaltıyor ve Ukrayna piyadelerin Rus ordusunun ilerleyişini durdurmasına imkân veriyor. Bunun yanında özellikle lojistik ikmali sırasında gözcü droneları tarafından tespit edilip topçu birlikleri tarafından vurulan Rus konvoyları Rusya’nın inanılmaz büyük ölçekte bir zırhlı araç kaybı yaşamasına sebep oluyor. UKRAYNA’NIN İNSANSIZ HAVA ARAÇLARININ SAVAŞ ALANINDAKI AKTIF KULLANIMI Özellikle ABD tarafından 2000’li yıllarda kullanılmaya başlanan insansız hava araçları günümüzdeki çatışmalarda birçok alanda önemli fark yaratmaya başladı. İlk olarak gözlem ve istihbarat için kullanılmaya başlanan insansız hava araçları günümüzde savaş bölgelerinde sabotaj, taktiksel saldırı ve düşman lojistik hatlarına zarar verme kabiliyetine sahip önemli bir silaha dönüştü. İnsansız hava araçlarının taşıyabildiği mühimmatların hafif olmasından dolayı düşmana çok büyük bir hasar verme imkânı olmamasına rağmen üstünde bulunan kameralar sayesinde düşman kuvvetlerinin vurulma görüntülerini tüm dünyaya aktarabilmesi ordular için inanılmaz etkili bir propaganda içeriğine dönüştü. Eğer gündemi takip ettiyseniz Ukraynalıların Bayraktar için yazdığı şarkıyı mutlaka görmüşsünüzdür. Bayraktar TB2 özellikle Rusya gibi güçlü bir hava kuvveti ve savunma sistemleri olan bir ülkeye karşı tek başına büyük bir darbe indirme gücünde olmamasına rağmen cephede yer alan konvoylara düzenleyebildiği bazı saldırıların görüntülerinin tüm dünyaya servis edilmesi ile Ukraynalılar için çok büyük bir moral kaynağı haline geldi ve direnişin önemli bir sembolüne dönüştü. RUS ORDUSUNUN YAŞADIĞI SORUNLAR Savaşın başlangıcından itibaren özellikle lojistik ve taktiksel açıdan beklenenden çok daha kötü bir performans gösteren Rus ordusu yaklaşık bir hafta önce Ukrayna’nın birçok bölgesinden geri çekilmek zorunda kaldı. Bu geri çekilme bize Rus ordusunun yaptığı planın büyük bir başarısızlık ile sonuçlandığını gösteriyor. Rus yüksek komutası lojistik desteği konusunda operasyonun kısa bir zamanda sonuçlanacağını düşündüğü için büyük bir sorun yaşanacağını tahmin etmiyordu ama beklenenin aksine daha savaşın ikinci gününde lojistik sorunları yaşamaya başladılar ve savaşın bir haftadan çok daha uzun süreceği anlaşılınca yaptıkları planların ne kadar yanlış olduğunu fark edip sonunda geri çekildiler. GELIŞMELERIN AVRUPA KAMUOYUNDA YANKISI Ukrayna savaşı çıkmadan önce birçok uzman, Rus kuvvetlerinin Avrupa kuvvetlerine karşı çok daha üstün olduğunu ve ABD etkeninin devre dışı bırakılması durumunda Rus ordusunun duraksamadan Paris'e kadar gelebileceğini söylüyordu. Ama savaşının ilerleyişine baktığımızda Rus ordusunun aslında düşünüldüğü kadar güçlü olmadığını ve özellikle Rus yüksek komuta zincirinin aşırı yozlaşma nedeniyle çatışmayı doğru analiz ederek sahadaki durumu değiştirmek için hamleler yapabilme imkanına bile sahip olmadığını görebiliriz. Bu gelişmeler özellikle Avrupa kamuoyunda uzun süredir yer alan pasifizm politikasının yıkılmasına sebep oldu. Eskiden Rusya'dan korktuğu için hiçbir tarafa yakın durmak istemeyen Finlandiya ve İsveç bile yakın bir zamanda büyük bir ihtimalle NATO’ya katılmak için başvuru yapacak.