Ankara'da Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'nin (TUSAŞ) Kahramankazan'daki tesislerine 23 Ekim Çarşamba günü saat 15:26'da düzenlenen ve beş kişinin öldüğü saldırıyı PKK üstlendi.
PKK'ye bağlı Halk Savunma Merkezi (HSM) tarafından yapılan açıklamada “Ankara’da bulunan TUSAŞ yerleşkesine dönük gerçekleşen fedai eylem, Ölümsüzler Taburu’nun bir otonom timi tarafından yapılmıştır” denildi.
PKK’ye yakınlığıyla bilinen ANF’de yer alan habere göre, saldırının PKK’nın askeri kanadı HPG üyeleri Asya Ali kod adlı İzmir doğumlu Mine Sevjin Alçiçek ile Rojger Helin kod adlı Şırnak doğumlu Ali Örek tarafından gerçekleştirildiği ifade edildi.
'Türkiye’de son ayda tartışılan siyasal gündemle asla bir ilişkisi yoktur'
Örgüt tarafından yapılan açıklamada saldırının, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'a yaptığı çağrıyla ilgisi olmadığı ve uzun süre önce planlandığı şu sözlerle vurgulandı:
* Uzun bir süre önce planlanıp başarıyla uygulanan bu eylemin Türkiye’de son ayda tartışılan siyasal gündemle asla bir ilişkisi yoktur.
'Taktik' savunması
PKK'nin açıklamasında, örgütün bir süredir eylem yapmamasının zayıflamasından değil 'taktik' olarak tercih edilmesinden kaynaklandığı öne sürüldü.
Öte yandan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın mesajının kamuoyuna yansımasının olumlu olduğu vurgulandı.
'Hareketimiz ve ona bağlı güçler, asla sivilleri hedeflemez'
Halk Savunma Merkezi (HSM) Karargah Komutanlığı’nın yaptığı açıklamada öne çıkan ifadeler şöyle:
* TUSAŞ’ın ürettiği silahların Kurdistan’da çocuk ve kadınlar dahil binlerce sivil insanımızı katlettiği bilinmektedir. Kurdistanlı her yurtsever örgüt, kurum ve kişinin bu katliam silahlarının üretildiği merkezlere karşı eylem yapması kadar meşru bir hak yoktur. Sadece Kurdistan halkını değil, tüm Türkiye halklarına hitap etme ve onları da kazanma hedefiyle yola çıkmış olan hareketimiz ve ona bağlı güçler, asla sivilleri hedeflemez.
'Sevindirici ve dikkate alınması gereken bir durumdur'
* Belli bir süreden bu yana gerilla güçlerimizin yürüttüğü taktik yaklaşımı zayıflığa yoran kesimlerin yanıldıklarını pratikte çarpıcı bir biçimde gösteren bu eylem, özellikle bu konuda yanılgılı yaklaşıma sahip olan kesimlere de bir cevaptır. Bu kadar profesyonel ve sofistike eylem yapabilen bir gücün ulaşamayacağı bir hedef ve geliştiremeyeceği bir eylemsellik olamayacağının bilinmesi gerekir.
* Güçlerimizin bütün yoğunlaşması bu eksende derinleşmekte ve giderek pratikte yansımasını bulacak düzeye gelmiş bulunmaktadır. Ancak dört yılı aşkın bir zaman ardından ilk kez Rêber Apo’dan sıcak bir mesajın kamuoyuna yansıması tüm gerilla güçleri için sevindirici ve dikkate alınması gereken bir durumdur. Bu, ayrıca gelişmelere göre değerlendirilecek bir husustur.
