Hani diyorsunuz ya “hediye odaklı bugün” diye. Bu hediye eleştirisini de anlamıyorum. Kim size eşinize yat alın diyor? Veya araba? Kaldı ki varsa parası (vergi de kaçırmıyorsa tabii) alsın insanlar bize ne.Bir de “Biz öyle sıradan değiliz” mantığında olanlar var. “Herkesin kutladığını kutlamayayım” diye bir gerekçeniz varsa, doğum günlerini de kutlamayın o zaman. Bazı insanlar bu tip tepkilerle sıra dışı olduklarını düşünüyorlar herhalde. Böyle davranan insanların sıradanlığın değerini bilmediğini düşünüyorum. Halbuki insan sevgisini aşkını herkes gibi kutlasa ne kaybedecek özdeğerinden? O gün tüm sevgililer el eleyken, siz de el ele tutuşsanız ölür müsünüz? Ertesi gün de elini tut, engelleyen kim? Bazen düşünüyorum da bu “sıradan olmayan” arkadaşlar acaba hangi sıra dışı ilişkiyi yaşıyorlar? Sanırsın Scott Fitzgerald’la Zelda, Frida Kahlo’yla Diego Rivera bunlar. Siz de televizyon karşısında çekirdek çitliyorsunuz biliyoruz, içiniz geçmiş, sonra gelsin “antikapitalistiz” yalanları, gitsin “artık tüketmiyoruz” duyarlılığı. Geçin bunları. İnsan sevgilisiyle en sıradan haliyle de güzeldir, kimsenin sizden sıra dışı olmanıza dair bir beklentisi de yok. Şimdiden sevgilisi olan ve 14 Şubat’ı kutlayacak herkese mutluluklar diliyorum. Hediye konusu kişiye kalmış, parası olan ve isteyen en pahalısını alır, olmayan veya başka tür hediyeleri sevenler vardır, onlar da kendi zevkine göre bir formül bulur elbette. Siz yeter ki böyle bir günü değersizleştirmeyin. Hiçbir şey yapamadıysanız bir kahve için beraber ne diyeyim. Ama o gün birbirinize ayıracak zamanınız olsun. Bazı şeyleri birileri eleştirdi diye tüketmemeli, sıradansak sıradanız kime ne. Bunca olup bitene rağmen aşkınız var, bunu kendinize göre kutlayın, sevgilinize sıkıca sarılın. Sıradan olun, sıra dışı olduğunuz yön, sevme kapasiteniz, birbirinize değer verişiniz olsun, yoksa pelüş ayıdan kimseye zarar gelmez.
Pelüş ayı
Vay efendim, tüketim de tüketim! Yılın 364 günü minimalist yaşadınız, her gün sadece ve sadece ihtiyaç duyduğunuz kadarını tükettiniz de bir tek Sevgililer Gününde tüketim alerjiniz tuttu.
Bugün 14 Şubat… Bu sebeple biraz aşktan bahsetmek istiyorum sizlere. Ülkedeki tüm olumsuzluklara rağmen aşk var ve direniyor.
Son yıllarda çok büyük badireler atlattık. İnişler, çıkışlar... Bu sene bir de içine düştüğümüz ekonomik sıkıntıyı hesaba katarsak özel günler biraz göz korkutucu olabiliyor. Ama bu özel günler de olmasa hayattan nasıl biraz olsun keyif almayı başarabiliriz?
Toplumun bir kesimi 14 Şubat’ı büyük bir şevkle kutluyor. Onlara diyecek bir lafım yok. Ben asıl diğerlerine gıcığım. “Sevgililer Günü benim medeniyetimde yok.”, “14 Şubat Sen Valentin Günü bizim dinimize uygun değil” gibi argümanlar öne süren bağnaz kısmı ciddiye almıyorum. Çünkü onlar her iyi ve güzel şeyin İslamiyet’le çeliştiğini düşünerek, hayatı hem kendilerine hem bizlere zehir etmeye çalışıyorlar. Ne dinimizi biliyorlar ne de yaşamayı.
Özellikle içinden geldiğim mahallede de bir grup var ki, onlar da en az bu bağnazlar kadar antipatik. “Sevgililer Günü de neymiş?”, “Kapitalizmin oyunu”, “Tüketim çılgınlığı”, “Sanki aşk bir gün mü kutlanılırmış?” diye bilmiş bilmiş konuşanlar. Her güzel şeye karşı çıkmasanız ölür müsünüz? Adile Naşit’e kin güdenler gibisiniz, zerre farkınız yok.
Bir adamcağız eşine hiçbir gün çiçek getirmezken, sırf 14 Şubat diye o gün çiçek götürüyorsa, bu kötü bir şey mi? Epeydir eşiyle oturup baş başa yemek yiyememiş bir kadın, o gün eşiyle güzel bir sofrada birkaç saat geçirince sizin zamanınızdan mı gidiyor? Vay efendim, tüketim de tüketim! Yılın 364 günü minimalist yaşadınız, her gün sadece ve sadece ihtiyaç duyduğunuz kadarını tükettiniz de bir tek Sevgililer Gününde tüketim alerjiniz tuttu. Boğazımıza kadar kapitalizme batmışken, tek bir günü suçlamak politik bir tavır bile değil. O gün almadığın hediyenle dünyaya bir mesaj da vermiyorsun maalesef.
Sanki tüketimi savunuyormuşum gibi düşünmeyin. Ama bir şeyi de tüketin kardeşim! Para insanın hedefi olmaz, aracı olur. Biriktirdiğiniz o paralarla cennette arsa da alınmıyor, çok şükür oralarda inşaat falan da yaptıramıyorsunuz. Bankadır, kredidir, hiçbirisi yok. O yüzden birikimi sevdiklerinizden kısarak değil, yerli yersiz harcamayarak yapmak daha doğru geliyor bana. Özel günler birikim yapma günü değil.
Kaldı ki bu kişilerin eleştirdiği tüketim çılgınlığı zaten 7/24 devam ediyor. Yıl içinde bir sistem eleştirilerini duyamıyoruz ama iş özel güne gelince herkes cengaver antikapitalist!
İşin esası bunun doğrudan kapitalizmle de alakası yok; bugünü kutlamasaydık bu insanlar sevgililerine hiç mi hediye almayacaklardı? Zaten sevgiline bir özel günde dahi ufacık bir şey almak istemiyorsan veya onunla bir şeyler yapmak için bir çaban yoksa, senin ilişki neyine gerek? Kendi kendine takıl, kimseyi de rahatsız etme.
Hani diyorsunuz ya “hediye odaklı bugün” diye. Bu hediye eleştirisini de anlamıyorum. Kim size eşinize yat alın diyor? Veya araba? Kaldı ki varsa parası (vergi de kaçırmıyorsa tabii) alsın insanlar bize ne. Ayrıca bence burada problem hediye beklentisi yüksek insanlarsa, onlar zaten 364 gün öyleler. Eğer sevgiliniz böyle biriyse onunla neden sevgili oldunuz? “Ben niye böyle bir insanı seçtim?” diye kendinizi sorgulayın, suç 14 Şubat’ı kendince kutlayanların mı sizin mi?