AK Parti'den CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in CHP'nin 21’inci Olağanüstü Kurultayında yaptığı "Tayyip Erdoğan halkın desteğini arkasına alan bir Cumhurbaşkanı değil, halkın desteğini alanları, kendine rakip olabilecekleri hedef alan bir cunta başkanına dönüşmüştür" açıklamasına yanıt geldi.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, "Siyasi tarihimizde on yıllar boyunca cunta yönetimlerinin siyasi destekçisi her zaman CHP olmuştur." derken, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı da "Cumhurbaşkanı’na ve seçilmiş hükümete yönelik bu hadsizlik, demokrasiyi, millet iradesini hiçe sayan ‘sorunlu’ bir zihniyetin tezahürüdür" sözlerini sarf etti.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:
"CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize dönük olarak “cunta yönetimi” ifadesini kullanmış. Siyasi tarihimizde on yıllar boyunca cunta yönetimlerinin siyasi destekçisi her zaman CHP olmuştur. Demokratik siyasi sözlükte “CUNTA EŞİTTİR CHP” yazar.
Özgür Özel siyasi tarih bilmediği gibi siyasi cümle kurmayı da bilmiyor. Girdiği her seçimi millet iradesiyle kazanmış Cumhurbaşkanımıza karşı bu ifadeleri kullanmak kötü niyetli bir siyasi cehaletten başka bir şey değildir. Tipik bir CHP geleneğidir; demokratik yollarla seçilmiş iradeye cunta derler, karanlık cunta yönetimlerine ise demokrasi diye bakarlar. Cumhurbaşkanımızın büyük siyasi mücadelesi ile demokrasimiz üzerindeki bütün gizli ve açık cuntalar etkisiz hale gelmiştir. Cunta destekçisi CHP geleneği ise bu kurultayda da “Yassıada zihniyetine biat” etmiştir."
'Özür dilemeye davet ediyorum'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı da paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
* CHP’nin genel başkanı, bugüne kadar girdiği tüm seçimlerden halkımızın büyük desteğini alarak zaferle çıkan Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sn. @RTErdogan'ı ‘cunta başkanı’ diye hedef alarak ‘tehlikeli’ ve ‘çirkin’ bir siyaset yolu izlemeye devam etmektedir. Her seçimde Aziz Milletimizin büyük teveccühüne mazhar olmuş Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na ve seçilmiş hükümete yönelik bu hadsizlik, demokrasiyi, millet iradesini hiçe sayan ‘sorunlu’ bir zihniyetin tezahürüdür. Cumhurbaşkanımız, milletimizin oylarıyla Cumhurbaşkanlığı makamındadır ve Milletimizin temsilcisidir, gücünü milletten almaktadır. Milli iradeyi içine sindiremeyenlerin Milletimiz nezdinde yeri yoktur. CHP, suçüstü yakalanmanın paniğini yaşamaktadır. Yolsuzluk iddialarına tek bir kelime etmeden seçilmiş Cumhurbaşkanımızı, seçilmiş iktidarı hedef almaları bu paniğin göstergesidir.
* Hakaret, iftira, tehdit içeren bu provokatif dille sorumluluktan kaçamazsınız. CHP’ye düşen bağımsız ve tarafsız yargının konuyu aydınlatmasını beklemektir. Bu tür savrulmalar CHP’yi iktidar yapmaz, Millet nezdinde ancak itibarsızlaştırır. Anayasal kurumlara, demokrasiye, milli iradeye, meşru ve demokratik yollardan seçilen Cumhurbaşkanlığı makamına saygı, herkesin vazifesi olduğu gibi muhalefetin de vazifesidir. Ana muhalefetin genel başkanını, Milletimizden ve Sayın Cumhurbaşkanımızdan özür dilemeye davet ediyorum. Demokrasiden yana olan herkes CHP’nin bu provokatif diline karşı durmalıdır. “İnsanın kafasında ya fikir olur ya küfür.” Belli ki fikir yok, kafa küfürle dolu. İşte sorun budur. Milletimiz demokrasiyi hazmedemeyenlere mutlaka cevabını verecektir. Bu zihniyete karşı demokrasi ve hukuk temelinde sonuna kadar mücadele edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz da, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
* Ana muhalefet Genel Başkanı, 2023 Mayıs seçimlerinde milletimizin yüzde elliden fazla oyunu alarak seçilen Sayın Cumhurbaşkanımızı ve hükümetimizi 'cunta' olmakla suçluyor! Halkın seçtiğine 'cunta' demek, esas itibarıyla halkı 'cuntacı' olarak nitelendirmektir. Milli iradeyi yok saymaktır. Bu dil demokratik siyasetin değil, vesayetçi geleneğin bugünkü dışa vurumudur. Olsa olsa içindeki 'cunta' özlemini başkalarına yansıtma halidir.
* AK Parti ve Cumhur İttifakı tabanını aşağılayan, siyasi nezaketten nasibini almamış bu dil, fırsat bulunca her türlü aşırılığı ve baskıyı yapacağını şimdiden ortaya koymaktadır. Gerginliği, kutuplaştırmayı, kamplaştırmayı hedefleyen bu muhalefet dilinin, ana muhalefet partisine de, ülkemize ve demokrasimize de zarardan başka bir sonucu olmayacaktır. Sorumsuz ve saldırgan siyaset tarzı, geçmişte defalarca olduğu gibi, zamanı gelince halkımızdan gerekli demokratik cevabı sandıklarda alacaktır.
* Diğer yandan, Hazine ve Maliye Bakanımıza yönelik sergilenen çirkin üslup kabul edilemez. Bu yaklaşım, ekonomik istikrarımızı bozma, güven ortamını zedeleme ve insanımızın refahına kastetme anlamına gelmektedir. Sorumlu bir muhalefet; ekonomiyi baltalamayı değil, 85 milyonun refahı için yapıcı eleştiriler ile ekonomik politikalara destek olmayı gerektirir. Sorumsuz siyasetçiler ne derse desin; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli liderliğinde, milletimizin duası ve desteğiyle Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmeye devam edeceğiz. Demokrasi ve kalkınma yolunda yeni hedeflere yürüyecek, terörsüz Türkiye hedefine ulaşacak, etkin dış politika ile milli menfaatlerimizi koruyacak, ekonomik programımızı kararlılıkla uygularken, halkımızın refahını artırmak için tüm gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz.
Özgür Özel ne demişti?
CHP'nin 21’inci Olağanüstü Kurultayında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Millet bu darbeyi püskürttü ama karşımızda bir cunta kaldı. Darbeyi planlayanlar bir önceki seçimin sonuçlarından dolayı sarayda, bakanlıklarda, devlet dairelerindeki makam odalarına hapsedilmiş bir cunta olarak durmaktadırlar. Ama sokaklar, medyanlar, irade, halkındır, milletindir, bizimle birliktedir. O cunta bugün arkadaşlarımızı cezaevlerinde esir tutmaktadır. Bugün Türkiye'yi seçimden korkan, rakibinden korkan, milletten korkan bir cunta yönetmektedir. Tayyip Erdoğan halkın desteğini arkasına alan bir Cumhurbaşkanı değil, halkın desteğini alanları, kendine rakip olabilecekleri hedef alan bir cunta başkanına dönüşmüştür. Çünkü artık meşruiyeti yoktur. Seçimden, sandıktan, sokaktan ve milletten korkmaktadır. Zaman demokratik yollarla o cuntayı dağıtmanın zamanıdır. Türkiye bir avuç cuntacıdan büyüktür" dedi.