Politika

Özgür Özel'den Erdoğan'a: 'Turpun büyüğü sandıkta'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a seslenerek "Sayın Erdoğan ‘turpun büyüğü heybede’ diyerek mafyavari bir şekilde hatta siyasi mafyalığa soyunmuş durumda, bizi tehdit ediyor. Turpların büyüklüklerine göre endişe artıyorsa, turpun büyüğü sandıkta sayın Erdoğan" dedi.

Abone Ol

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda, Gezi Parkı davasından 999 gündür tutuklu olan film yapımcısı Çiğdem Mater ve Yönetmen Mine Özerden'i ziyaret etti.

Yaklaşık 1 buçuk saat süren görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamada bulunan CHP Genel Başkanı, “Gezi'den tutuklu olan iki kadın arkadaşımızı ziyaret ettim. Daha önce Silivri'de Gezi'den yatan diğer arkadaşlarımızı ziyaret etmiştik. Buraya ziyarete geleceğimi söylemiştim. Bugün içeride oluşlarının 999'uncu günü, yarın bininci günü olacak. Dün Boğaziçi'nin eylemlerinin birinci nöbet haftasıydı. Yarın Gezi tutuklusu arkadaşlarımızın içeride bininci günü. Kavala dışındaki arkadaşlardan bahsediyoruz. Sayın Kavala'nın yedi yılı geçti. Ve aynı zamanda yarın Hrant Dink'in katledilişinin yıl dönümü. Memleket öyle bir hale geldi ki artık bir güne bir acı sığmıyor. Bir güne bir yıl dönümü, bir acı, bir felaket sığmıyor. Her gün bambaşka felaketlerin yıl dönümlerine uyanıyoruz. Ya da anlamlı bir gününe denk geliyor. Bir yandan İstanbul Barosu'na kayyım atanmaya çalışılıyor. Bir yandan Beşiktaş'ın iradesine karşı siyasi ve hukuki darbe girişimi yapıyorlar. Hukuk eliyle siyasi darbe girişimi yapıyorlar. Dönüp baktığınızda memleketin demokratik açıdan tutulacak tarafı kalmadı. Öbür tarafta Sayın Erdoğan turp peşinde. Turpun büyüğü heybede değil. Kendisinde bazı bilgiler olduğunu ama bu bilgilerin iki sene içinde ortaya çıkacağını söylüyor" dedi.

'Olmamız gereken her yerdeyiz'

Özel, “Böyle turplar büyüklüklerine göre bakılıyor ve büyüdükçe endişe artıyorsa turpun büyüğü sandıkta Sayın Erdoğan. Öyle en korkulan turp en büyük turp oluyorsa öyle anlatıyorsun ya bize. 'Beşiktaş ne? Turpun büyüğü heybemde' diyor. Turpun büyüğü sandıkta. Korkmuyorsan sandığa gel. Turpun büyüğü mü orada küçüğü mü orada gözünle görürsün. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak elbette olmamız gereken her yerdeyiz. Yarın bininci günse buradayız. Boğaziçi'ndeyiz. İstanbul Barosu'nun arkasındayız. Dünyanın en büyük barosunun avukatlarının seçtiği yönetim kurulunun yanındayız, arkasındayız. Nerede olmamız gerekiyorsa oradayız. Ama mücadelenin teker teker değil bir bütün olarak verilmesi gerektiğinin de farkındayız. O kapsamlı süreç için Cumhuriyet Halk Partisi hem kararlı hem güçlü hem de milletin kendine verdiği vazifenin farkında olarak tüm çalışmalarını yapıyor" ifadelerini kullandı.

'Dimdik çıkacaklarından eminiz'

Özel, "İçerideki arkadaşlarımızın sağlık durumları çok iyi. Bin gündür içerideler, moralleri çok iyi. Çünkü haklı olmanın, suçsuz olmanın gücüyle hayata tutunuyorlar, yaşama tutunuyorlar. Biz onların dışarıya, içeriye girerken ki gibi dimdik çıkacaklarından eminiz. Daha önce nasıl dimdik girenler dimdik çıktıysa, arkadaşlarımız da bu şekilde çıkacaklar. Gezi davası, Türkiye'nin uluslararası anlaşmalarına ve uluslararası anlaşmalar gereği uymak zorunda olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre de Anayasa Mahkemesi kararlarına göre de milletin vicdanına göre de hükümsüzdür. Yoktur. İçerideki tüm arkadaşlarımız boş yere burada tutulmaktadırlar. Bir kez daha söyleyeyim. Bizim yerimize içeride yatmaktadırlar. . Sayın Erdoğan'ın hakaretler ettiği, Gezi'yi destekleyen 10 milyonlarca kadın adına burada iki arkadaşımız yatıyor. Tayfun Kahraman partimin üyesi benim adıma yatıyor. Türkiye sivil toplumundaki herkes için, İstanbul'u sevdiği için, itiraz eden herkes için orada Can Atalay yatıyor. Orada Osman Kavala yatıyor. Gezi tut ki zarar verdi Türkiye'ye, gözümüzün önünde oldu, toplam zarar ortada. O günden bugüne bu arkadaşların içeride olması, Avrupa Konseyi'nde Türkiye'ye kimsenin selam vermemesi, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğundan çıktığı için Türkiye'ye yabancı sermayenin, yatırımın gelmemesi, Türkiye'nin gelişmekte olan bir ülke olma yerine demokrasisi sıfırlanmış ülkeler kategorisinde olması, bütün endekslerde sonlarda olması ne zarar veriyor bir de onu hesaplayın" ifadelerini kullandı.