İddia: Öcalan ile İmralı'da ikinci görüşme haftaya olabilir İddia: Öcalan ile İmralı'da ikinci görüşme haftaya olabilir

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa'nın Soma ilçesinde düzenlenen Yırca Zeytin Şenliği'ne katıldı. 

Burada konuşan Özel, şunları söyledi:

"İktidar, muhalefet el ele vermek lazım"

*1910’da Hayırsızada utancı var Türkiye’de. İstanbul’daki bütün köpeklerin toplandığı, açlıktan birbirlerini yiyerek, uğultular, iniltiler halinde süren, yıllarca etrafında kokusu devam eden bir utanç. Türkiye’ye Osmanlı’da gelenler, Osmanlı’da sokak hayvanlarına duyulan saygıyı anlatırlar yabancı gazeteciler, hikaye anlatıcıları, yazarlar. Böyle bir kültürden geliyoruz. 1910 utancı ile yüzleşiyoruz ama buradan Türkiye’deki herkese, Türkiye’de bir sokak hayvanları sorunu var. Bu sorun biraz da sınıfsal bir sorun. Hali vakti yerinde olanlar, güvenlikli sitede olanların, çocukları özel okula servisle gidenlerin, evladını, eşini araba ile işine bırakanların çok göremediği bir sokak hayvanları sorunu var. Sabah servise gidenlerin, erkenden camiye gidenlerin yaşadığı, servissiz öğrencilerin yaşadığı, servise yürüyen kadınların, genç işçilerin yaşadığı böyle bir sorun var. Bununla akılcı mücadele etmek lazım. Bunun kaynaklarını hep beraber bulmak lazım. İktidar, muhalefet el ele vermek lazım. Ama asla ve asla cana kıymamak lazım. Bunu buradan bir kez daha hatırlatıyorum. Bir kez daha çağrıda bulunuyorum.

“Önemli bir bilgi verilmedi”

*Bu iktidarın yaptığı, kalkıştığı bir şeyi de Yırca’dan bütün Türkiye’ye anlatmak, gerçek niyetlerini ortaya koymak isterim. Çünkü bu da zeytin mücadelesi, doğa mücadelesi kadar önemli bir mesele. Mesele şu, iktidar partisinin genel başkanı 1 Ekim’de Meclis’e geldi. Açılış konuşmasının içinde bir cümle etti. ‘İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye’dir’ dedi. Bu öyle boşu boşuna edilmiş bir laf değil. Peşi bırakılacak bir laf değil. Ben çıktım. Kapının önünde dedim ki derhal Meclis’i kapalı oturuma çağıralım, gelsin bize bunu anlatsın. Neden kapalı? Açık olunca diyor ki canlı yayında devlet sırrı mı vereceğim? Bildiğim bir şeyler var, söyleyemem diyor. Buna oynuyor. Dedi ki ‘Bir sonraki hedef biziz.’ Kapalı oturuma çağırdık. Kapalı oturumun tutanakları 10 yıl açıklanamaz. Ama dedik ki eğer gerçekten İsrail’in Türkiye’ye saldıracağı böyle bir tehdit olduğuna ilişkin bilgi, belge ve kanıt varsa anlat. Seninle beraberiz.

*Yoksa anlatılanı anlatmam yasak. Ama anlatmadığınızı ifşa ederim, sizi millete şikayet ederim. İki bakan geldi, kendi gelmedi. Gelmeliydi, gelmedi. İki bakan, biri 40 dakika biri 36 dakika, deyim yerindeyse havanda su dövdüler. Ne yapsınlar? Yapacak bir şeyleri yok. Bir laf etmiş, altını doldurmaya onları yollamış. Nasılsa 10 sene kimse duymaz. Bir kelime, sizin bilmediğiniz, televizyonlarda konuşulmayan, önemli bir bilgi yok. Hatta anlattıklarını şimdi burada anlatamam ama kendi anlatıyor ki İsrail’in tehdidi altında saydıkları ülkeler içinde Türkiye yok. Bunu o gün bakan söyledi, gizliydi.

*Dün iktidar partisinin grup başkanı da söyledi. Ama bir numara var. Ne var? Cumhurbaşkanı ağzıyla hepimize, ‘Arkadaşlar açsınız, yoksulsunuz, işsizsiniz, güvencesizsiniz, biliyorum ama tehlike büyük, beni desteklemelisiniz. İsrail bize saldırabilir, üçüncü dünya savaşı çıkabilir…’ O günden sonra televizyonlarda, efendim bizim kaç tankımız var? İsrail’in kaç tankı var? Bizde kaç fırkateyn var, onda kaç var? Onda F35 var. Biz de kaç F16 var? Yani cambaza bakalım. Kendi derdimizi unutalım. Eğer Türkiye’nin bir güvenlik sorunu olursa ben dün Çanakkale’deydim, bir güvenlik sorunu olduğunda 81 ilde şimdi yaşayan, Türkiye’deki 83 milyonun dedeleri, nineleri koyun koyuna kefensiz yatıyorlar Çanakkale’de. Öyle bir tehlike çıkınca, bu konuda vatanı, milleti korumakta kimse kimseden geri kalmaz. Ama iş o ki İsrail etrafına saldırırken, efendim bir sonraki hedef bizim deyip, gündemi güvenlik kaygılarına getirip, yoksulluğun konuşulmamasını isteyen bir anlayış. İşsizlik konuşulmasın, annemin dediği gibi köyün çocukları işsiz, bunlara iş bulunsun denmesin diyen bir anlayış. Bakın, şimdi bu ülkede yapılmaya çalışılanı, teşbihte hata olmaz 80 yıl önce Hitler Almanlara şöyle yapıyordu.

*Diyordu ki ‘Alman çocuklarının tereyağına değil Alman tanklarının gres yağına ihtiyacı var. Yoksuluz demeyin’. Zayıf çocukları gösteriyorlardı, zayıf. Kedi yavrusu gibi. O fotoğraflara karşı Hitler diyordu ki ‘O çocukların tereyağına değil tanklarımızın gres yağına ihtiyacı var. Tanklar olmazsa bu çocuklar yaşayamaz’. Ülkesini de dünyayı da felakete sürükledi. O yüzden biz bu ülkeyi barış içinde, birlik içinde, varlık içinde yaşatmak ve yönetmek zorundayız.

“Hepimizden para kesecekler”

*Bakın şimdi Tayyip Erdoğan’ın bunu niye yaptığının kanıtı çıktı ortaya. Geçen hafta eğer gel kapalı oturum demesek, o televizyonlarda savaş filmleri dönmeye devam etse. Kapalı oturumda hiçbir bilgi veremediler. Korkmayın, savaş yok. O gündemden çıkın, işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik bu memleketin gerçek gündemine dönün demesek, işleri daha kolaydı. Şimdi dün bir kanun teklifi vermişler. Savunma Sanayi Destekleme Fonu, bu fona hepimizden para keseceklermiş.

*Bu kanun teklifini veren AKP Grubunun Başkanı Abdullah Güler diyor ki, ‘Bu kanun İsrail’in Türkiye’ye saldırma tehdidine karşı milli güvenliğimizi güçlendirmek için verildi.’ Ne yapacakmışız? Her gün vergi veriyoruz ya muhtarım, verdiğimiz vergi beyannamelerinin türüne göre, hepimiz 308 lira ile 604 lira arasında Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na ilave vergi verecekmişiz. Sosyal Güvenlik Kurumu’na beyanname veriliyor ya, yanında birisi çalışıyorsa veriyor. Beyanname başına 228 lira, her verişimizde vergi verecekmişiz. Gümrük idarelerine verilen beyannamelerde 624 lira verilecek. Kredi kartı olanlar belli bir limitin üstündeyse 750 lira vergi verecek. Gayrimenkul alıyorsun, şu köyde bir tane ev alıyorsun. 750 lira ilave vergi vereceksin. Sıfır araba alanlar 3 bin lira. İkinci el araba alanlar bin 500 lira. Her türlü vergi beyannamesi, gümrük beyannamesi, SGK’ya verilen beyannamede damga vergisi tutarı kadar daha damga vergisi. Kol saati alanlardan da ilave vergi alacaklarmış.

*Aynı teklifte motorlu taşıtlar vergisi düzenlemesi var.  100 santimetre küpün altında olan motosikletlerden, motorgücü 6 kw olan motosikletlere MTV yoktu biliyorsunuz. En küçüğüne. Bunlara motorlu taşıtlar vergisi gelmiş. Bunun yanında bu vergilerin yüzde 20’si de ayrıca savunma sanayine aktarılacakmış. Yani neymiş? Geçen hafta ‘İsrail saldıracak’ diye laf ortaya attılar. Bizden, ev alandan, araba alandan, vergi verenden, sigortalı çalıştırandan, her türlü beyannameden, hepimizden 70 milyar vergi toplamak için böyle bir söyleme girişmişler.

"Savaş çıkarsa bu memleketi biz koruruz"

*Peki bu savunma sanayinde para yok mu? Varmış da bitmiş. Bizden 70 milyar istiyor, daha yeni 3 milyar lira para varmış burada. O parayı, 3 milyar lira parayı 2017’nin şubat ayında Varlık Fonu’na bedelsiz devretmişler. Savunma sanayindeki paraya ihtiyaç yok demişler, kendi yönettiği fona yollamış. Şimdi bizden oraya yeni vergilerle para istiyor. Buradan açıkça söylüyoruz. Bu ülkede emeklilerin geçim sorunu var. 12 bin 500 liraya geçinmeye çalışıyorlar. Bu para sefalet ücretidir. Asgari ücrete zam yapmadılar. 17 bin lira ile insanlar geçinemiyorlar. Geçenlerde tarım mitingi yaptık. Manisa’nın üzümü, pamuğu, buğdayı, darısı, zeytini, kavunu… Para kazanmıyor bunu üretenler. Devlet vermesi gereken desteklemeleri vermiyor. Yıllarca Vehbi Başkan ile Ballıca’da başladık. Zeytine prim olsun. Zeytinyağının primi artsın diye bugün itibariye zeytinyağına 100 kuruş, 1 lira dane zeytine yıllardır 20 kuruş prim veriyorlar. Bunların 10 katına çıkması lazım. Yani zeytinyağına, litresinde 10 lira. Dane zeytine kilosunda 2 lira prim verilmesi lazım.

*Bunları vermek yerine şimdi 'Tehlike büyük, İsrail gelecek' diye cebinize, kazandığınız paranıza el atmaya çalışıyorlar. Onun için buradan bütün Türkiye’ye sesleniyorum. Bu ülkenin güçlü bir ordusu var. O ordu ihtiyaç duyulduğunda her birimiz o ordunun neferiyiz. Bu ülke zor günlerden birlikte çıktı. Ama ülkeyi kötü yöneten ve bu kötü yönetiminden dolayı ekonomiyi perişan eden, işsizliği çözemeyen, enflasyonu tek hanelilerden yüzde 80’lere kadar çıkaran ve o çok eleştirdiği enkaz devraldığım dediği rahmetli Ecevit’ten, yüzde 30’larda enflasyon devralıp onun politikalarıyla düşerken kendi yanlış politikalarıyla yüzde 85’lere çıkaran, bugün yüzde 50 enflasyonu, daha aşağı çekemeyen, hayat pahalılığında hepimizi ezen bu iktidar şimdi, ‘Savaş çıkacak, sesinizi çıkarmayın’ diyor. Onlara inanmayın.

*Savaş çıkarsa bu memleketi biz koruruz. Savaş filan çıkmayacak. Sen yoksullukla savaş, işsizlikle, hayat pahalılığı ile savaş. Savaş çıkacak korkusu ile memleketin gerçek sorunlarının konuşulmamasını isteyen Tayyip Erdoğan, bu ülkedeki insanlara yalan atmaktadır, kandırmaktadır. Yetkisi, makamı gereğince elde ettiği bilgileri kendisinde var olduğunu söylediği bilgileri çarpıtarak, abartarak, olmayanı söyleyerek yoksulluğun üzerini örtmeye çalışıyor. Bunun için mücadele edeceğiz. Bunun için hep birlikte olacağız ve eninde sonunda biz yoksulluğu da işsizliği de kayırmacılığı da bu zengin sevip yoksulu ezen anlayışı da mahkum edeceğiz. Biz, size inanıyoruz. Yırca ruhuna, köylümüze, çiftçimize, işçimize inanıyoruz. Biz, Türk halkına, Türkiye’de yaşayan herkese inanıyoruz. Biz haklıyız. Biz başaracağız, biz kazanacağız. 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasının ardından şenlik alanda kurulan stantları gezdi. Özel, ayrıca zeytin fidanı dikip zeytin hasadı yaptı.

Kaynak: anka