- Zaman bazılarımızı haklı bazılarımızı haksız çıkarırken gücü elinde tutanlar kendileri için elverişli bir tarih yazdılar. Ona bütün Türkiye'yi inandırmaya çalıştılar hala çalışıyorlar. O gün istifa etsin diyen üç emniyet müdürünün üçü de şu anda emniyet müdürü değil çünkü üçü de FETÖ'cüydü, cezaya çarptırıldı. Gezi'yi terörize edenler zaten bir terör örgütü mensubuymuş, şimdi ceza çekiyorlar. Bugün içeride yatan her arkadaşımız, bu salon isimleri anıldığında alkışlıyorsa, Türkiye'de 15 milyon kişi Gezi için sokağa çıktıysa, bir şehir plancısı Taksim'in ortasındaki tek park yerine kışla istemedi diye içeride tutuluyorsa Tayfun Kahraman hepimiz yerine orada yatıyordur. Türkiye'deki herkesin onları sahiplenmesi gerekir.
- Hayatımda en gurur duyduğum ve en duygulandığım iki ödülden biri şüphesiz Maden Mühendisleri Odası'nın yönetim kurulu kararıyla 40 yıllık maden mühendisleri dışında tek maden mühendisi olmayan kişi olarak bana layık gördükleri Madenci Bastonu'nu TBMM'deki makam odamda saklıyorum, ömrümün sonuna kadar da saklayacağım. Asansör kazalarında makine mühendislerinin, deprem felaketlerinde inşaat, jeoloji mühendislerinin, çevre felaketlerinde çevre mühendislerinin, daha önceden söylediklerinin ya da onlardan yaralanmamış olmanın nasıl felaketlere yol açtığını hep birlikte takip ediyoruz. Depremlerde bu kadar insanı yitirmemenin yolu, daha az iş cinayetinin tek çaresi mühendisleri dinlemektir. Bugün Türkiye iş cinayetlerinde en çok can kaybeden ülkedir. İş kazaları meselesinde 100 bin kişide Malezya ondan sonra Türkiye gelmektedir.
- Bu iktidarın TMMOB'un sesini kesmeye çalışması tesadüfi yada kişisel hırslarla değil taktiksel bir yaklaşımdır. Bizlerin iktidarda olduğu bir süreçte odalarınızın geçmişte sizlerden alınan, üyeyle bağınızı koparan hangi yetki varsa bunları iktidarımızın ilk 100 gününde geri iade etmenin sözünü şimdiden veriyorum. İktidarın kontrolüne girmediği için ideolojik düşmanlık güdülen TMMOB'un mühendislerinin ve mimarlarının çokça sorunu var. Son yıllarda sağlık, yargı, eğitim ve diğer alanlardaki meslek dallarında çalışan kamu personelleri için pek çok mevzuat çıkarılmışken kamuda görev yapan mühendislere yönelik herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Bundan belki 15 yıl önce eşit olan özlük hakları, maaş ve diğer ödemelerle arada büyük bir uçurum çıkarmıştır.
- Kamu mühendislerinin gelirleri, kamudaki mühendis sayısı artırılmalıdır. Emekli mühendisler için düzenlemeler yapılmalıdır. Hem emekçilerin içinde bulundukları şartların düzeltilmesini, iş cinayetlerinin önlenmesini hem de iki şeyin rengi olmaz diye ifade ettiğim; birisi annenin gözyaşı, ikincisi emekçinin alın terinin rengi olmaz. O hakkı alana kadar hep birlikte emek dostları olarak mücadele etmeliyiz.
- Bundan sonra gelin yeni anayasa yapalım diyene şunu söylüyoruz, önce bir mevcuta ne yaptın diye bakarlar. Siz eğer anayasayı her doğana göre yaparsanız o her doğanı kapsar herkese uyar. Her doğana yapılan anayasa, her doğana uyar ama Erdoğan'a yapılan anayasa 8 sene sonra Erdoğan'a da uymamaktadır. Zaten tüm topluma değil bir kişiye dikilen kıyafetin tüm topluma uymadığı gibi o kişiye de uymayacağı zaten anayasayı kuşatmasını istemediği ortada. O zaman yenisine ne gerek var deniliyor. Ben bu haklı korkuyu anlıyorum ve şunu söylüyorum.
- Ben 31 Mart yerel seçimlerinde 47 yıl sonra birinci parti olmuş Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanıyım. Sırtımda 17 buçuk milyon oyun yükü, 83 milyonun sorumluluğu var. Ben çağrıldığım bir masaya bugün gider oturursam, bir başıma otururum. 17 miyon 499 bin kişi ayakta kalır, bırakın başkanı kızım bile ‘baba orada ne işin var’ der. Ama 17 milyon 499 bin kişiyi o masaya oturtabilirseniz, ‘ne işin var otur buraya’ dersiniz. O 17 milyon 499 bin kişinin sadece bize oy veren, muhalefete oy veren her bir bireyin rızasını bir yeni anayasada oluşturmak, mevcut anayasaya tam uyum gerektirir.
- Muhalefete oy veren her bir bireyin rızasını yeni anayasada oluşturmak mevcut anayasaya tam bir uyum gerektirir.
- Mevcut anayasaya uyuyorsanız arkadaşlarımız içeride değil demektir, İstanbul Sözleşmesi'nden tek imzayla çıkılamıyor demektir. Uyuyorsanız, anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı fiilen ilga değil demektir. ODTÜ’deki Devrim Stadı öğrencilere kapalı olduğu müddetçe, Boğaziçi’nde kayyum görev yaptığı müddetçe, Manisa’da, Osmaniye’de, Rize’de hemşehrilerimiz Sayın Erdoğan'ın, Bahçeli'nin, benim, İzmir’de Dervişoğlu'nun hemşehrileri belediye başkanı seçebiliyorken, Eş Genel Başkanın (Tülay Hatimoğlulları) kentinde ya da Selahattin Demirtaş'ın Diyarbakır'ında seçilen belediye başkanına kayyum atıyorsanız anayasaya uymuyorsunuz demektir. Bazılarının belediye başkanı seçebildiği, bazılarının belediye başkanı seçemediği yerde anayasada eşitlik ilkesi varsa da uyulmuyor demektir.
- Ben anayasa masasına oturmak için sabırsızlanıyorum ama önce oturması gereken 17 milyon 499 tane seçmenim ve bütün muhalefet seçmenler vardır. Muhalefete bu güvenceyi verecek bir yönetim anlayışına dönülebilirse, ayaktaki antidemokratik prangalardan kurtulunabilirse ve bütün bir süreç tam anlamıyla anayasaya, kurumlara, Anayasa Mahkemesi’ne bile karşı çıkan bir müttefiklik ilişkisi bu yaklaşımından uzaklaşabilirse, CHP sivil bir anayasa yapar. Aşkın zamanlı bir anayasa yapar. Her doğan için anayasayı herkesle konuşuruz ama her doğana anayasa yaparız, Erdoğan'a anayasa yapmayız.
Editör: Oğuz Bakır