CHP’nin Tüzük Kurultayı gerçekleştirildi. CHP tüzüğü oy çokluğu ile kabul edildi.

Yapılan tüzük değişikliğinde en dikkat çekeni, milletvekillerinin aday gösterilmesinde ön seçim şartı koşan madde oldu. Burada konuşan Özgür Özel, tartışma çıkmasını bekleyenlerin olduğunu ‘küçük bir nazar boncuğu’ dışında bu tür tartışmaların çıkmadığını belirterek memnuniyetini dile getirdi.

Özel şunları dedi:

*Cumhuriyet Halk Partisi açısından tarihi bir günü geride bıraktık. Belki de bu gündem çok daha önemli…

*Şüphesiz Türkiye bu tüzükle ilgilendi. Partililerimizden samimi olarak bu tüzükle ilgilenen var, tüzük değişikliğinin gündem olmasından dolayı dikkatlerini bu yönlere sevk edenler var. Ama bir de bu salondan kavga, gürültü, itiş kakış haberleri çıksın diye büyük bir iştahla bekleyenler vardı.

*Küçük bir nazar boncuğu hariç, bu kadar tartışmalı konular varken öncelikle söz alan ve özgürce düşüncelerini dile getiren tüm konuşmacılara, onları sabırla dinleyenlere ve özgür iradeleriyle partinin geleceğine yön verecek olan, kararlarını burada veren tüm delegelerimize yürekten teşekkür ediyorum.

Kılıçdaroğlu’nun taahhütleri

*Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun taahhütleri tüzüğün içine konmuştur. Sayın Zeynel Emre bu sürece liderlik etmiştir. Ayrıca Sayın Genel Başkanımızı geçtiğimiz pazar günü Sayın Mansur Yavaş ve Ankara il başkanımızla birlikte ziyaret edip tüzük üzerinde ayrıntılı bilgilendirme tarafımdan yapılmış, dün son hali kendisine mail olarak yollanmış, teyit alınmış ve üzerinde bir öneri, düzeltilmesi gereken nokta varsa kendisinin onu bana ileteceği de kendileri tarafından ifade edilmiştir. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu dışındaki önceki genel başkanlarımız, eksik olmasınlar. Sayın Murat Karayalçın, Sayın Hikmet Çetin ve Sayın Altan Öymen, seçildiğim günden bugüne nereye birlikte gitmek partiye güç katacaksa, Kıbrıs demediler Kıbrıs’a, İstanbul İş Bankasının açılışının yüzüncü yılı demediler oraya. Her davetimize icabet ettiler ve katkı sağladılar. Geçtiğimiz hafta İstanbul İl Başkanımızla birlikte üç genel başkanımızla İstanbul’da yaptığımız bir toplantıda da tüzük hakkında ayrıntılı kendilerine bilgilendirmede bulunup, çok kıymetli önerilerini alıp tüzük komisyonuna aktardık.  Bu tüzük ne benimdir, ne Kemal Beyindir, ne önceki genel başkanların, ne il başkanlarının, ne Zeynel Beyin ve Gül Hanımın, bu tüzük kapsayıcılığı bakımından bütün komisyon eliyle bu örgütümüzündür.

‘Bu tüzük bana güvenoyudur’

*Bu tüzük ne bana güvenoyudur, ne geçmesi beni güçlendirir, ne geçmemesi beni zayıflatır. Bu tüzük geçince hiç kimse kaybetmez, bu örgüt kazanır. Ben bu tüzüğün herhangi bir maddesinin ya da bütününün bu örgüt tarafından sahiplenilmemesi durumunu, bu örgüt açısından son derece ‘sorunlu’ demeyim ama kaygı verici bulurum. O yüzden bundan önce yürütülen demokratik tartışmaların, birazdan oluşturulacak tüzük komisyonunda da burada yapılacak görüşmeler sırasında da bütün bir özgürlükle tartışılması ve Türkiye’ye örnek olacak bir müzakere sürecinden sonra, bu salondan birilerinin beklentisinin aksine güle oynaya, el ele, hep beraber işin kolay tarafını başarmış, esas zor tarafına yani Türkiye’yi nasıl yöneteceğimizi belirleyeceğimiz program kurultayına adım atmak üzere, bugün akşam bu salondan hep beraber omuz omuza çıkacağımızı biliyorum, umuyorum. Bunun için sizlere güveniyorum. Bu süreci her birinize ayrı ayrı emanet ediyorum.

Dönem sınırı ve önseçim

Tüzük hakkında bilgi veren Özel, "Biz ekranları kapattığımızda içeride konuşurken, dışarıda birileri istismar etmesin diye birkaç hususa değinip, kamuoyunun merakını tatmin etmek adına şunu söyleyeyim. Yazıldı, çizildi, ‘Dönem sınırı bugünden başlıyormuş, daha üç dönem milletvekillikleri mümkünmüş, efendim beş dönem yapan daha sekiz dönem yapacakmış.’ Öyle bir şey yok" diye konuştu.

Özgür Özel, şu bilgileri paylaştı:

*Bu komisyon dönem sınırını iki seçim önceye çekmiştir, bu komisyon mevcut milletvekillerine bir dönem, önceki dönemki milletvekillerine iki dönemlik milletvekilliği yapılmış saymıştır. Bundan sonraki süreç için tüm milletvekillerine ki buradan açıkça söyleyelim kamuoyunda tartışılan, yıpratılan, bu partide dünya kadar emeği olan, bu dönem ya da geçmiş dönemdeki değerli yöneticilerimizin hiçbiri için değil ama sadece bu partide, buçuklu dönemlerle dönemleri hızla doldurulmuş genç yaşındaki birkaç arkadaşımız için belki bir dönem daha aday olma imkanı teklif edilmektedir. Takdir Genel Kurulun olacaktır.

*Ancak ‘Şunu yazalım’ dediler. Çok ince bir davranış gösterdiler. Dediler ki, ‘Yazalım ve CHP parlamenter demokrasiye inanan, güçlü parlamentoyu savunan bir partidir. Genel başkanının milletvekili olmaması doğru bir durum değildir. Partiyi güçsüzleştirir.’ Bunun için hiç olmazsa genel başkanlar için muafiyet maddesi yazmayı önerdiler. Teşekkür ettim, reddettim. Ben, 2015 yılında yapılan ön seçime kadar bir milletvekiliydim, çalışan bir milletvekiliydim, gayret eden bir milletvekiliydim. Bu gayretlerim Manisa’da oy kullanan 13 bin üyenin 11 bin 650’si tarafından takdir edilip, yüzde 86 ile tüm zamanların rekorunu kırdıktan sonra ben Cumhuriyet Halk Partisi’nde Grup Başkanvekili de oldum, Cumhuriyet Halk Partisi’nde Grup Başkanı da oldum. Bugün Genel Başkan da oldum.

*Bunun için Cumhuriyet Halk Partisi’nde Genel Başkanı, genel başkan yardımcıları ya da bilinen isimleri, kamuoyunca bilinen isimleri bir şehre giderken elde bayrak saatlerce beklenen, yağmur altında dinlenen, güneş altında sabırla desteklenilen isimleri, kendi memleketlerinden ya da herhangi bir seçim bölgesinden ön seçimle çıkma kaygıları varsa, zaten o kişi de bitmiştir, o parti de bitmiştir. Genel Başkan dahil, hepiniz ön seçime gireceğiz, milletvekili olmak isteyenler örgütten onay ve destek alacaklar.

Kotalar

Gençlik ve kadın kotası hakkında konuşan Özel, şunları söyledi:

*Bir maddeyi hepinize emanet etmek istiyorum. O da gençlik ve kadın kotasıdır. Burada dünya kadar spekülasyon yapılıyor. Bu konuyu bizzat açıklamayı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kadına seçme ve seçilme hakkını sağlayana kadar gösterdiği gayreti, kendime vasiyet bilerek bu maddeden ben bahsetmek istiyorum. Bugün yüzde 33 kadın kotası vardır. Uygulamada sorunlar vardır. Ancak bunun uygulanması noktasında partimizin hem önceki Kadın Kolları Genel Başkanı’nın, hem mevcut Kadın Kolları Genel Başkanı’nın, Türkiye kadın hareketiyle birlikte, kadın örgütlerimizin tam desteğiyle eşit temsil noktasında ortaya koydukları yoğun bir emek, önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘Bir kadın devrimi yapacağız, eşit temsil getiriyorum’ diye ortaya koyduğu örnek bir irade ve benim de sahiplendiğim net bir tutum var.

*Ancak örgütün zorluklarını, sürecin zorluklarını bilerek, kadın kotasını tüzüğümüzde yüzde 50 eşit temsil olarak ve adını artık zaten yazdığı gibi ‘Kadın değil cinsiyet kotası’ diyerek, ümit ederiz ki bir gün bu kota erkekleri de koruyacak. Ve bu cinsiyet kotasını yüzde 50 yazıyoruz. Ancak yürürlülük maddesinde bunun ilk kurultayda 35, bugün 33. Bir sonrakinde 40, bir sonrakinde 45, bir sonrasında 50 olacak şekilde bir geçiş süreci tarif ediyoruz. Bu süreç, örgüt denetiminde yaptığımız ön seçimlerde de 35-40-45-50 olarak gidecek. Birilerinin korktuğu gibi, ‘Efendim çok az kadın var. Erkeğe göre çok fazla imkan bulacaklar’ olmayacak. Ama önümüzdeki dört kurultayda eşit temsili yakalayacak irade de ortaya konacaktır.

*Ayrıca gençlik kotası bugüne kadar 35 yaşına kadar yüzde 20 uygulanmışken, bir ara bunu ikiye bölme ve 10-10 uygulama tartışmaları vardı. Çünkü hep gençlik kotası, 28-29 yaşındaki arkadaşlarımıza uygulanıyor, maalesef 20’li yaşlarının ortalarında ve daha öncesinde olan arkadaşlarımız yer bulamıyordu. Şimdi bu kotayı 18-25 yaş için 10, 25-40 yaş için yani artık doğumla beklenen yaş uzadığı için, insan ömrü uzadığı için, eğitim süreleri yüksek lisanslar uzadığı için 35-40 yaşındakileri de ikinci bir çağ kotasına alarak ve oraya da şu anda 10, ilk kongrede 15, bir sonrasında 20 kota uygulayarak, söz verilen bir devrimi hep birlikte gerçekleştirmeyi istiyoruz. Bu madde, bugün için hemen bir sonuç doğuracak madde değildir. Bu madde uygulandıkça kadınları partiye çekecek, yer buldukça daha fazlasını getirecek ve her aşamanın sonunda, bundan 10 sonra artık eşit temsilin yerleştiği bir madde olacaktır.

*Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin önerdiği yöntem de budur. Cumhuriyet Halk Partisi rakiplerinden kadına duyduğu saygı ile pozitif ayrışmak durumundadır. Gençlere açtığı alanla pozitif ayrışmak durumundadır. Bu maddeyi her birinize emanet ediyorum. Eğer bu maddede gençlerin önünü açarsak, kadınların önünü açarsak ikinci bir dalga yaşanacak.

*Bakın yerel seçimlerde 10 olan kadın belediye başkan sayımızı yüzde 340 ile 34’e çıkardık. Genç belediye başkan sayımızda tarifsiz artışlar oldu. Ne oldu? Her hafta sunum yapılıyor. 9 bin üye geliyor, 7 bin 200’ü genç ve kadın üyeler arkadaşlar. Parti gençlere, kadınlara bir adım attığında onlar partiye bin adım atmaya başladılar. Onun için bu süreci gerçekten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tutumunu kendime ve size vasiyet sayarak, kadın ve gençlik kotasını sizlere emanet ediyorum.

Genel başkan adaylığı

Genel başkan adaylığı için şartları da aktaran Özel, şunları söyledi:

*Bir diğer husus da şu. Kamuoyunda çok tartışıldı. Yüzde beş imza ile aday oluyor ya genel başkanlar, il başkanları da yüzde 10’la. Bunu 15’e çıkarıyormuşuz. Bunu yazdılar, çizdiler. Televizyon kanallarında tartıştılar. İlk günden beri düşüncem oydu, önerdim ve taslakta yer aldı. Genel Başkan’ın imza toplaması, genel başkanlarımızın haberi olmaksızın, etrafında onları onlardan çok sevenler tarafından, örgüt ve delege üzerine bir baskıya, sonra da toplanan imzalardan az oy alınınca parti delegesinin ahlakını sorgulamaya dönüşecek kadar hadsiz sürece dönüşüyor. Önerimi kabul ettiler, teşekkür ediyorum. Mevcut genel başkan imza toplamaz, toplayamaz. Talebi halinde adaydır. 60 tane parti meclisi üyesi olan, 130 tane milletvekili olan genel başkan, 60 imza toplayacağım diye 1300 delegeyi imza verme süreciyle muhatap etmek yerine, mevcut genel başkan talebi halinde adaydır. Diğer adaylar yüzde beş imza toplarlar.

*Yüzde 10’dan çoğunu toplayamazlar. Divan yüzde 5’ten az, yüzde 10’dan çok imza kabul edemez. Bu adımı atmak suretiyle artık delegemiz ve örgütümüzün üzerindeki imza toplama baskısını, iki kıymetli adayın, iki kıramayacağı temsilcisini memleketinde ağırlayıp da ona mı versem, buna mı versem, ona da vermiştim, mahcup olmuştum tartışmalarını, genel başkanlarımızı bu işe muhtaç ve kurultay delegelerimizi sanki gayri ahlaki bir tutum takınabilecek kişiler gibi gösteren bu haksız süreci sonuna kadar tarihe gömüyoruz. Ayrıca il başkanları için de yüzde 10 olan imza sürüyor ama divana yüzde 15’ten fazla imza teslim edemeyecekler. Yani 600 delegenin 500’ünün imzasını aldım, bitti bu iş, havasıyla bir kongre yaşamayacağız. Daha çok adayımız olacak. Adaylıkların önündeki tüm engelleri kaldıracağız.

İmamoğlu'na destek

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na açılan 'ahmak davası' ile ilgili ceza alabileceği söylentilerine ilişkin şunları söyledi:

"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun uzun süredir bekletilen, karar bağlanmayan dosyası üzerinden maksatlı, çirkin bilgi sızdırmalarıyla Türkiye’deki siyaseti dizayn etme çalışmalarıdır. Sayın Ekrem İmamoğlu, bu çabalara karşı kendi duruşunu en kararlı, en net bir şekilde ifade etmiştir. Partinin Genel Başkanı sıfatıyla bütün il başkanlarımızın, ilçe başkanlarımızın, kurultay delegelerimizin huzurunda 1 milyon 460 bin üyemizin hepsinin adına hep bir ağızdan ifade ediyorum ki Sayın İmamoğlu’nun tutumu partimizin tutumudur. Cumhuriyet Halk Partisi, Ekrem İmamoğlu’nun yanındadır. İstanbul’un sevgilisi, partimizin gözdesini kimsenin kem gözlerine emanet etmeyiz, kimsenin insafına bırakmayız, herkes haddini bilecek."

Kılıçdaroğlu'na açılan dava

CHP'nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na açılan davaya tepki gösteren Özel, şunları ifade etti:

'Hamas Siyasi Bürosu Türkiye'ye taşındı' iddiası: Ankara'dan açıklama 'Hamas Siyasi Bürosu Türkiye'ye taşındı' iddiası: Ankara'dan açıklama

"Ayrıca önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na açılan bir davayla, kendisine siyasi yasak getirilmeye, hatta kendisi hapisle tehdit edilmeye çalışılmaktadır. Burada kendilerine, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir şehit cenazesinde kurdukları kumpasla üzerine yollanan vahşi güruh, kendisini linç etmeye çalışırken nasıl durduğunu, Şavşat’ta PKK kurşunu bir askerimizi şehit, birin kör ederken o kirpi geldiğinde araçtan kirpiye geçerkenki duruşunu, ayrıca Meclis’te uğradığı saldırılardan, sosyal medyada kendisine yapılan her türlü linç girişimine karşı 13 yıl boyunca takındığı tutumu, Kemal Beyden örnekler yetmediyse Ecevit’e, ‘Bu mitingi yapma suikasta uğrayacaksın’ deyince, ‘Ölmek için en uygun yer’ deyip otobüsün üstüne çıkışını, yine Sayın Deniz Baykal ile Altın Öymen’in birilerinin dizleri titrerken, bu partinin birisi bakanı, birisi o dönemde milletvekili, daha sonra genel başkanı olacak bu iki kişinin tutuldukları cezaevlerindeki duruşunu, İsmet Paşa’nın, ‘Namuslular da namussuzlar kadar cesaretli olmazsa, bu memleket aydınlığa çıkmaz’ derken ki veciz sözünü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu ülkeyi kurtarmak için kendi canını ortaya koyup, ‘Ya istiklal ya ölüm’ deyişini hatırlatmak isterim."

Editör: Haber Merkezi