CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Halk TV canlı yayınında Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın tutuklanmasına ilişkin konuştu.

Şanlıurfa'da beş çocuk, bir çocuğa cinsel istismarda bulundu: 4 tutuklama Şanlıurfa'da beş çocuk, bir çocuğa cinsel istismarda bulundu: 4 tutuklama

"Bugün Suat Toktaş’ı alıp da cezaevine koyunca toplumun gözünü, kulağını cezaevine koyuyorsunuz ve haber alma hakkına saldırmış oluyorsunuz. Onun yönetimindeki bütün bir ekibe onun üzerinden gözdağı veriyorsunuz ve diyorsunuz ki ‘Bu millete doğruları söylersen, merak edilen soruların cevaplarını onlar adına sorarsan ve hakikatin peşine düşersen senin yerin Silivri’dir’" diye konuşan Özel, erken seçim vurgusu yaptığı açıklamasında şunları söyledi:

'En büyük tehlike: Bir arada durması gerekenlerin çatlak ses çıkarması'

* En büyük tehlike şu: Bir arada durması gerekenlerin çatlak ses çıkarması. Aradan bir tuğlanın çekilmesi bile koca bir duvarı sallar. Biz iktidarın ördüğü korku duvarını yıkmaya çalışırken dayanışma duvarının içinde çatlak sese, olmadık hareketlere ihtiyaç yok. Ve gün kayıtsız, şartsız, amasız, fakatsız haksızlığa karşı hep birlikte olma günü. Haksızlığa uğrayan Zafer Partisi ise Zafer Partisi’nde olacağız, İYİ Parti ise İYİ Parti’de olacağız, Halk TV ise Halk TV’de olacağız. DEM Parti’ye bir haksızlık yapılıyorsa DEM Parti’ye destek vereceğiz.

* Muhalefette, ‘Öyle ama benim onunla yan yana gelmem mümkün değil...’ Siyasi görüş farklılığı, biz Ümit Özdağ ile çok farklı şeyler düşünüyor olabiliriz ama onun dışarıda olmadığı her gün Türkiye’nin kaybettiği bir gündür. En aykırı fikirlerin en özgürce söylenmesi şiddet çağırmadıktan sonra, insanların canına, kamu düzenine kastetmeyen her türlü tepki, protesto meşrudur. Bugün yapılmaya çalışılan insanların tepi vermesine engel olmaktır.

'Hiçbir süreç birbirinden bağımsız değil'

* Hiçbir süreci birbirinden bağımsız görmeyelim: Yarın Ekrem İmamoğlu’nun ifade verecek olması, geçen hafta Gençlik Kolları Genel Başkanımıza imza zorunluluğu getirilen adli kontrol uygulaması, onun öncesinde Ümit Özdağ’ın tutuklanması, onun öncesinde birçok kuruma baskı, teğmenlerle ilgili soruşturma -bugün, yarın açıklanacak ve korkarım orada büyük bir yanlış yapacaklar- ama teğmenlerle ilgili alınmak istenen ihraç kararı, Halk TV’ye yapılanlar hepsi bir bütün. Hiçbirisi birbirinden ayrı değil.

* Çünkü bu iktidar yönetemiyor, ülkede büyük krizler var ve buna karşı olası ayağa kalkmaları sindirmeye çalışıyor. Geçen hafta Ayşe Barım’ın tutuklanması, sanatçıların ifadeye çağrılması ve bunun 12 yıl önce Gezi’ye gitmek üzerinden yapılması insanlara, ‘Çok daha kötü günler geliyor. Susun, sinin, evinizde oturun. Sokağa çıkarsanız devlet sizi 12 yıl sonra gelir, bulur’ diyor.

'Bu korkuya teslim olursak Tayyip Erdoğan kazanacak'

* Bu korkuya teslim olmamak lazım. İşte bu korkuya teslim olursak Tayyip Erdoğan kazanacak. Bu korkuya teslim olmaz, bu korkuya inat cesaret gösterirsek dizleri tir tir titriyor onların. Ayakta duracak hali kalmadı bugünkü iktidarın; ekonomik açıdan da sosyal açıdan da siyasal açıdan da. İktidarın sürdürülebilirliği kalmadı. Bunun için bir ve beraber olmakta, bütün muhalefetin birlikte olmasında, omuz omuza olmakta, ayakta olmakta bir de çağrıldığı yere koşarak gitmekte fayda var. Ben Halk TV’nin önüne üç şehirde giden herkesin alnından öpüyorum. Bu ülkenin yarınlarının teminatı olduklarının alnından öpüyorum. Kim, nerede olması gerekiyorsa orada olsun.

'İstanbul’u yarın ifade vermeye çağırıyorum'

* Yarın biliyorsunuz, Ekrem İmamoğlu ifadeye çağrıldı. Ekrem İmamoğlu Trabzon doğumlu veya Trabzonlu bir belediye başkanı olarak, Hasan Amca’nın oğlu Ekrem Bey olarak değil; bütün İstanbul’un ‘Çalmadan, çırpmadan, hakkaniyetle bu şehri yönet’ diye emanet ettiği o şehrin emin insanı ifadeye çağrılıyor. Yarın ifadeye çağrılan İstanbul’un ta kendisidir. Başta CHP’lilerdir ama bütün demokratlardır. Erkem İmamoğlu’na oy veren, gelecekte oy vermeyi düşünen ya da ona yapılan haksızlığı kendine yapılmış olarak hisseden herkes, bu ülkenin geleceğinin teminatıdır. O yüzden ben İstanbul’u yarın ifade vermeye çağırıyorum.

'Erken seçim için her şeyi yapacağız'

* Biz Kasım 2025’i, Erdoğan’ın girmek istediği bir seçim olacaksa son tarih olarak söylemiştik. Şimdi bu yaşananlardan sonra 2025’te bu sandık, bu milletin önüne gelecek. Gelmesi için üzerimize düşen her şeyi yapacağız. Bunun için hazırlıklarımızı tamamlıyoruz, hızlandırdık. Sandık görevlisinden onun eğitimine, afişten, broşürden, pankarttan, partinin sloganlarına, parti programından hükümet ve iktidar programına ve elbette adayına kadar biz bu sürecin en hazır unsuru olarak çıkıp bu iktidarı seçime zorlayacağız.

* Bunun için önce ‘Başlıyoruz’ dedik, şimdi hazırlanıyoruz ve uzun olmayan bir süreçte bu milletin önüne o sandığın gelmesi için ne yapmamız gerekiyorsa yapacağız. Göreceksiniz o sandık gelecek ve gelmezse, onlar o sandığı kaçırırlarsa, biz bu milletin önüne, bu senenin içinde bir sandık koyup ‘Ne diyorsunuz bakalım?’ diyeceğiz ve göreceğiz, bu iktidarın ayakta durabilecek gücü var mı, yok mu? Erken seçim için her şeyi yapacağız. Erken seçim sandığını kaçırırlarsa biz bu milletin önüne bir sandık koyacağız. O zaman göreceğiz, millet ne diyor diye.

* Bu ülkeyi itibarsızlaştıran, değersizleştiren ve bu ülkenin tüm kurumlarını işlevsizleştiren, bütün yetkileri bir elde alan bir otokrasiden gerçek bir demokrasiye hep birlikte tekrar geçiş yapacağız. 10 yıl sonra paranın bugünden 10 kat değerli olduğu, özgürlüklerin 10 kat fazla olduğu, bir tek yasağın yasak olduğu bir ülke olacak. Tek yasağımız olacak, o da yasaklar. Yasakları yasaklayacağımız iktidar yürüyüşümüzü geçen salı günü başlattık. Bu yürüyüşe başta bütün gençler ve bütün vatandaşlarımızı davet ediyorum.

'Bütün vatandaşlarımızı CHP’ye üye olmaya davet ediyorum'

* Ayrıca CHP, o çağrımızdan sonra online üyelik noktasında başta gençlerde 10-11 kat günlük artış var. Tüm gençleri hem CHP’ye üye olmaya hem de arkadaşlarını, eşlerini, dostlarını, annelerini, babalarını CHP’ye üye yapmaya davet ediyorum. Çünkü onlar benim veremeyeceğim bir karar verecekler, benim kullanamayacağım bir yetkiyi kullanacaklar. CHP’de en üst makam, genel başkanlık değildir. Onlar gelir geçer. En üst makam, parti üyeliğidir. Onlar Türkiye’nin bir sonraki cumhurbaşkanının kim olduğuna karar verecekler. Onun için bütün vatandaşlarımızı, bilhassa gençleri ülkenin bir sonraki cumhurbaşkanını belirlemek üzere CHP’ye üye olmaya davet ediyorum.

Kaynak: ANKA