Özgür Hüseyin Akış yazdı | Devletin bekası için ölüyoruz
6331 Sayılı İSG Yasası çıktıktan sonraki iş cinayetleri şöyle*:
2013 yılının ilk beş ayında en az 403 işçi,
2014 yılının ilk beş ayında en az 858 işçi,
2015 yılının ilk beş ayında en az 655 işçi,
2016 yılının ilk beş ayında en az 722 işçi,
2017 yılının ilk beş ayında ise en az 741 işçi yaşamını yitirdi...
Bu ölümlerde adalet “ahirete” erteleniyor. Çünkü Çalışma Bakanı “iş kazalarının” önlenmesi için radikal kararlar aldıklarını açıkladı.
“Adalet hava, su kadar önemlidir.” Bu tespitin kendisi doğrudur. Sorun hayata geçirilmesi için nelerin yapılması gerektiğidir.
Devletin sınıfsal kimliği gereği yapması gereken şey, kapitalist sistemin bugünü ve yarınını garantiye almak, sistemin devamlılığına karşı oluşabilecek riskleri ortadan kaldırmak için adım atmaktır.
Erdoğan bu devletin bir temsilcisidir. Devletin neo-liberal politikaları hayata geçirirken, karşısında işçi sınıfını bulma riskine karşı kullanışlı bir aktördür.
Devletin bekası , Rota yemekçiliğin, müteahhitlerin bekası; fabrikalarda atölyelerde sömürünün sınırsızlığı, çalışma koşullarının önemsenmemesi ve patronların bu noktadaki karının bekası demek.
Bu yaşananlar sonrasında, Erdoğan’ı “firavunlaştıran”, devletin kendisidir. Bu firavunun karşına “Musalar” çıkıp ve başarıya ulaşırsa yerine yeni firavunlar hortlayacaktır.
Ne yapmalı? Ekim Devrimi’nin 100. yılındayız. Rusya’da işçi sınıfı 1. Dünya Savaşı’nın sonlarında barış istiyorlardı, ekmek istiyorlardı. İsteklerinin cevabını buldular, bu istekleri ancak sosyalizmle mümkündü.
Türkiye işçi sınıfının da talepleri var. Adalet istiyor, iş istiyor, yaşamak istiyor. Ne yapılması gerektiğini, Rusya işçi sınıfı 100 yıl önce gösterdi. Sosyalizm günceldir, zorunludur.
*http://www.guvenlicalisma.org?option=com_content&view=article&id=18715:calisma-bakanligi-hedef-sifir-kaza-kampanyasi-baslatti-mayis-ayinda-en-az-146-yilin-ilk-bes-ayinda-ise-en-az-741-isci-yasamini-yitirdi&catid=149:is-cinayetleri-raporlari&Itemid=236