Özgür Çoban yazdı | Köktendinciliğin karanlığı bilimin ışığı
Köktenci akımlarla total mücadele
Selefilik İslam’ın, Pentekostalizm de Hristiyanlığın özüne dönmesi gerektiğini savunuyor ve bu tutucu, köktenci akımlar Avrupa’da giderek genişliyorlar. Avrupa’nın giderek faşizmin karanlık sularına dümen kırdığı bu günlerde bu iki köktenci akımla hangi yöntemlerle mücadele edeceğini bilemiyorum. Benzer ideolojik düzlemde yürüyen farklı mecralara ait bu akımlar, radikalizm ve bağnazlık sahalarında birbirleriyle yarış halinde adeta. Zira bu akımlar bulundukları ülkelerde rahatça fonksiyonel olmalarına imkân tanıyan, aşırı sağ donanımlı muhafazakâr partileri destekliyorlar. Örneğin, pentekostallar ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin kemik seçmen kitlesi içerisinde yer alıyorlar.
Köktenci akımlara intisap eden biri reborn yani “yeniden doğmuş” sayılıyor ve o zamana kadar geçen yaşamı geride bırakıyor. Yeni kurallar, uygulamalarla birlikte esasında içinde yaşanılan topluma ve sisteme yabancılaşma süreci başlıyor. Sonunda Selefilik açısından değerlendirdiğimizde şiddet sarmalına uzanan ince, uzun bir yol.
Fundamentalizmin neden olduğu tedirginlik bir mit değil. Gözler önünde kanlı canlı bir şekilde yaşanıyor. Bu durum koalisyon metinlerine kadar yansıyor. Müslüman ve Hristiyan köktencilerin bulundukları ülkelerde farklı formatlarda siyasete müdahil olma çabaları bu tedirginliği artırıyor. Bunun yanı sıra fundamentalizmin isyan edişini ve karşı duruşunu sadece jeopolitik ya da kültürel kodlar eşliğinde irdelemek de konuyu yüzeyselleştirmek, olaya kenarından bakmak anlamına geliyor. Bu açıdan bakıldığında İslamcı ya da Hristiyan fanatik köktendincilerin pozitif bilimi ve yaratılmasına büyük katkı sunduğu medeni dünyaya uyumu reddetmeleri önemli bir sorun.
Aşırılık yanlısı akımlar, aşırılık yanlısı karşıtlarından besleniyor. Bunlar pragmatik düzlemde birbirlerinin panzehri olduklarını iddia ederek genişlemeye çalışıyorlar. O nedenle aşırılık yanlısı akımlarla mücadele ederken total bir bakış açısı geliştirmek gerekiyor. Diyebiliriz ki, “Benim fundamentalistim iyidir” yaklaşımının yaratacağı ters çekim, daha kaotik durumlara zemin hazırlamaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Fundamentalistlerin toplumlara dayattığı gerici karanlığa sadece bilime sarılarak ışık yakabiliriz. Aslolan bilimdir ve onun ampirik edinime dayalı kurduğu bilgi sistematiğidir. Bizler dünyada olan biten her şeye hâkim olduğunu iddia eden, nobran, efsaneler ve mitlerle örülü, subjektif ve küflenmiş bilgiye dayalı dinsel dogmatizmden değil daha alçakgönüllü, objektif, rasyonel ve mantık kurallarını ilke edinmiş bilimden yana taraf olmalıyız.