75 yıl önce Nürnberg’te belgelendi: Faşizm insanlık suçudur
İNSANLIĞA KARŞI SUÇLAR
Nürnberg mahkemelerini salt hükümette, askeri kuvvetlerde ya da ekonomide görev alan önemli Nazi yetkililerinin yargılanması olarak düşünmemek gerekiyor. Bu mahkemelerin en önemli işlevi bana göre, Yahudi soykırımı da dahil olmak üzere, 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar ve işbirlikçileri tarafından işlenen korkunç suçların genel kaydının bir araya getirilmesidir. 1945'te Nazilerin yenilmesiyle birlikte müttefik ordular, Almanya’da milyonlarca belge ele geçirdi. Müttefik savcılar, Nürnberg Mahkemesi’ne yaklaşık 3 bin ton belge sundu. Daha sonra bu belgeler 1958'den itibaren Amerikan Tarih Kurumu ve Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Arşivi tarafından onlarca cilt halinde basıldı.
Tarihte ilk kez "insanlığa karşı suçlar" kavramı, mahkemenin ardından yayımlanan Nürnberg Şartı'nın 6. Maddesi'nde şöyle yer aldı:
"Savaş süresi içerisinde veya savaş başlamadan önce öldürme, imha etme, köleleştirme sürgün ve sivillere karşı girişilen başka insanlık dışı muameleler ya da mahkemenin yargı kapsamına giren suçlarla ilgili dini, iç hukukta yer alsın ya da almasın, siyasi veya ırksal nedenlerden dolayı yargılanma." Bu ifade ile sonradan oluşturulacak savaş suçları mahkemelerinin de temeli atılmış oldu.
9 Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Göçmen'in 75. yılı içerisinde bulunduğumuz Nürnberg yargılamalarına ilişkin bir yazısında yer alan, "Hitlerizm ve faşizm insanlığın içinden çıkmış bir 'öğreti' ve harekettir ve bizzat içinden çıktığı insanlığa karşı en yıkıcı silahlarla saldırmıştır ve milyonlarca insanın yaşamını doğrudan elinden almıştır ve bir o kadarının da hayatını savaş ve yol açtığı her yönlü tahribatın sonucu kaybetmesine neden olmuştur" tespiti çok önemli.
Prof. Dr. Göçmen, şöyle devam ediyor:
"Bu nedenle bu yıl kuruluşunun 75. yıl dönümü anılan Nürnberg mahkemeleri, faşizmi haklı olarak 'insanlık suçu' olarak tanımlamıştır. Bu konuda uluslararası hukukun ulaştığı son yargı durumu budur ve insanlık adına bundan bir adım geri atmamak gerekmektedir. Nürnberg mahkemeleri uluslararası hukukun kurumlaşmasında önemli bir adımdır. İnsanlık vicdanında da durum budur. Nazizm, eş deyişle faşizm insanlık vicdanında mahkum edilmiştir. BBC'nin Nürnberg mahkemelerinin 75. yılı vesilesiyle hazırlamış olduğu bir yayında, zamanın tanıklarından birisi 'Benim açımdan onlar canavardı, o Naziler, insan değildi' diyor. Nazizim, eş deyişle 'nasyonal sosyalizm' veya faşizm insanlık düşmanıdır. Ahlâken de bundan bir adım geri atmamak gerekmektedir."
Kesinlikle, "faşizmin bir insanlık suçu olduğu" idesinden bir milimetre dahi geriye çekilmemek gerekiyor. Tarihçi Peter Staudenmaier, bir yazısında "İnsanlığı doğadan, hayatın bütünlüğünden ayırmanın onun kendi yıkımına ve ulusların yok oluşuna sebep olduğunu anlamış bulunuyoruz" diyor. Faşizm işte bunu yapıyor. Mesele bu kadar net.
Bugün de dünya siyasetinde izlerini gördüğümüz ur-faşizm irrasyoneldir ve ulusal bir kimliği oluşturabilecek tek şey “ötekiler” dir ya da eş deyişle “düşmanlar” dır. Okült öğeler üzerine bina edilen Nazizmin bu derece kıyıcı ve acımasız oluşunu açıklarken kelimelerin yetersiz kaldıkları aşikâr.
Umberto Eco bir başka makalesinde, “Naziliğin bir ırkçılık ve ari ırkına mensup seçilmiş insanlar kuramı vardı; kesin bir şekilde tanımladığı bir yozlaşmış sanat anlayışına, bir irade gücü ve insan felsefesine sahipti” diyor. İşte faşist cehaletin kimyası… Milyonlarca insanın ne uğruna katledildiğini burada, Eco’nun anlatısında net bir şekilde görüyoruz.
Dilerim ve umarım ki yaşlı kıta Avrupa, İtalyan antifaşist düşünür Antonio Gramsci’nin, ifadesiyle bir kez daha "bir değersizleşme, bir çürüme dönemi” yaşamaz. Önemli olan şu ki bu çürüme dönemi sırasında ortaya çıkan loş karanlıkta beliren Hitler gibi caniler nedeniyle yaşanan acıları ve onları hissedenleri unutmayalım. Unutmayalım ki hep bir ve diri kalalım. Dayanışmayla…