Osmaniye’de gördüklerim

Abone Ol
Editörümüz Eren Cem Fırat, bir hafta boyunca AKUT ekibi ile birlikte katıldığı arama ve kurtarma çalışmalarındaki izlenimleri yazdı. Fırat, bugün Osmaniye’de yaşadıklarını anlatıyor.

Loading...

İzmir Depreminin ardından olayı evde elim kolum bağlı şekilde izlemek beni çok etkilemişti. İzmir Depreminden sonra ise AKUT Arama Kurtarma Derneği Ankara ekibine gönüllü başvurusunda bulundum. Çok fazla eğitimi aldıktan sonra afetlerle, arama-kurtarma çalışmalarıyla ilgili bilgi birikimim oluşmaya başladı. Yaklaşık 1,5 senedir AKUT’ta gönüllülüğüm devam ediyor. Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat Pazartesi günü sabah saat 04.17'de deprem 7.7 büyüklüğündeki depremin ardından SMS sistemi ile 04.48’de AKUT’tan operasyon mesajları ve çağrıları gelmeye başladı. Bizler de mesajın ardından merkez yerleşkemizde toplanmaya başladık. Depodan araçlarımıza eşya yüklemesini yaptık ve ekibimiz sabah 06:00 gibi yola çıktı. Akşam saatlerine doğru Osmaniye’de bir ekibimiz enkazda arama kurtarma çalışmaları yaparken ikinci ekip olarak bizler de kamp merkezimizi ve lojistik depomuzu hazır hale getirdik. Tabii şehirde inanılmaz bir çıkış kalabalığı ve sağanak yağmur vardı. Neredeyse tüm evler hasar almış, çatlamış veya yıkılmıştı. Şehirde elektrik, ısınma, gıda, yakıt vb. şeylere ulaşılması oldukça zordu. Depremzedeler evlerinin önünde bir ateş yakarak ısınmaya çalışıyordu. Zaman kaybetmeden burada çalışmalara başladık. İlk 2 gün boyunca bölgede arama kurtarma ekiplerinin sayısı çok azdı. Kamp merkezimizden enkaza ulaşmakta zorluk çekiyorduk çünkü yıkılan evler yolları kapatmıştı. Enkaz altında kalan insanların yakınları yollarda bizi çevirerek yardım istiyordu. Keşif ekibimiz ve arama ekibimiz dinleme cihazları ile arama yaparak ses, yaşam belirtisi bulmaya çalışıyordu. Bu sırada kurtarma ekibimiz hazır bir şekilde bekliyordu. Arama ekibinden anons gelir gelmez kurtarma ekibi olarak direkt enkaza gidiyorduk. Yapı denetçimiz binayı inceleyerek riskli bölgeleri belirleyerek kendi önlemimizi alıyorduk. Hemen ardından hiç vakit kaybetmeden kurtarma çalışmalarına başlıyorduk. Enkazın başında güvenlik güçleri hemen yanında o evde yaşayan insanlar bekliyordu. Her mola verişimde yanıma gelerek teşekkür ediyorlar ve gelişmeyi soruyorlardı. Bir ihtiyacımızın olup olmadığını, kendilerinin de enkazda gönüllü olarak çalışmaya katılmak istediklerini sık sık bizlere hatırlatıyorlardı. Saatlerce çalıştıktan sonra diğer ekibimiz bizden devralmak için enkaza geliyordu. Bir taraftan dinlenmeye ihtiyacımız oluyordu bir taraftan oradaki çalışmaları merak ediyorduk. 2 gün boyunca burada canlı veya cansız olarak birçok insan bedeni tahliye ederek sağlık ekiplerine teslim ediyorduk. İkinci günde çocuklar arama kurtarma arabasını durdurarak; “Abi, iki gündür ne çadır geldi ne ekmek. Lütfen bana yardım et.” dedi. İlk iki gün boyunca yardım tırları bölgeye gelmekle gecikmiş ve yetersizdi. Evleri yıkılan veya eve girmeye çekinen insanlar bir battaniye ve bir odun ile geceyi geçirmeye çalışıyordu. Akşama doğru şehirde itfaiye ekiplerini, dernekleri görmeye başlamıştık. Tabii tüm bunların koordinesini AFAD yapıyordu. Burada bir otel enkazında çalışmalara başladık. Sabahtan akşama kadar bir ekibimiz enkazda çalıştıktan sonra biz diğer ekibi dinlenmeye göndererek devraldık. Saatlerce burada çalışma yaptık. İşleri hızlandırmak adına çok hassas bir şekilde bazı yerlerde iş makinalarından destek alıyorduk. Otel sahibi bizlere hangi katlarda kaç kişi olduğunun bilgisini veriyordu. İkinci ekip olarak burada yaklaşık 6 saat çalıştık ve iki cansız insan bedeni tahliye ettik. Üçüncü günde Osmaniye’de yeterli sayıda ekipler, dernekler ve arama kurtarma personellerinin sayısı artınca Adıyaman’a geçme kararı aldık. Yollarda çok fazla noktadan hasar ve inanılmaz bir kalabalık vardı. Burayı gördükten sonra kendi kendime Osmaniye yine iyi bir durumdaymış dedim kendi kendime. Çünkü burada bir km’lik bir yere gitmek yarım saat sürüyordu. Her yer yıkılmış binalar ile doluydu. Osmaniye depremden en az etkilenen illerin başında geldiği için olsa gerek, her şey çok daha kontrollü ve hızlı yapıldı. Ama aynı şeyi Adıyaman için söylemek zor… Yarın: Adıyaman’da yaşadıklarım