Seçkide yer alan filmler şu şekilde:
Dört Kız Kardeş
Hayalet Resimler
Kırılan Buz
Köylüler
Mevsimlerin değişimini, tarla yaşamını ve insan ilişkilerini hem doğal hem de sert bir dille aktaran film, 19'uncu yüzyılın empresyonist tablolarından esinlenen el boyaması tekniğiyle önce oyuncularla çekildi, ardından filmi oluşturan 79 bin kare için yağlı boya tablolar üretildi.
Marıupol'da 20 Gün
Ukraynalı film yapımcısı ve gazeteci Mstyslav Chernov, Mariupol'un kuşatma altındaki resmini ve bu koşullarda hayatta kalmaya çalışanların cesaretini etkileyici bir belgeselde gösteriyor. Mariupol'de başlayan kuşatma ve saldırı sırasında, bombalar yağarken, elektrik, yiyecek, su ve ilaca erişim kesilirken, şehirde kalan tek gazeteciler olan bu ekip hem bu zulmü haber yapmakta hem de çektikleri görüntüleri dünyaya iletmekte zorlanır. Sonunda Rus askerleri tarafından kuşatıldıklarında, bir hastanede barınarak kaçmanın yolunu ararlar. Chernov ve meslektaşları, bu kadar çok ölüme tanıklık ederken haberin bir fark yaratıp yaratmayacağını merak ederler.
Öğretmenler Odası
Dünya prömiyerini Berlin Film Festivali’nin Panorama bölümünde yapan film, Polonya kökenli, kendini işine adamış bir öğretmen olan Carla Nowak’ın bir lisede ilk işine başlamasını konu alıyor.
Okulda arka arkaya hırsızlıklar meydana geldiğinde Carla meseleyi kendi başına çözmeye karar verir ve bir gizli kamera yerleştirir. Ortaya çıkan gerçeklerle Carla, katı bir eğitim sistemi içinde veliler, meslektaşları ve öğrenciler arasında sıkışık kalır. Film, dramatik yoğunluğu, hiç azalmayan temposu ve toplumun içine işlemiş ırkçılığa dair getirdiği eleştiriyle 2023’ün en iyi filmlerinden.
Rahip ve Silah
Şeflerin Aşkı
Vietnam asıllı Fransız yönetmen Tràn Anh Hùn’un kendisine bu yıl Cannes’da en iyi yönetmen ödülünü kazandıran filmi, gastronomi sevenler için bir şölen. Juliette Binoche’un oynadığı yetenekli aşçı ve Benoît Magimel’in oynadığı gurmenin yemek tutkusuyla pekişen alışılmadık aşkları, sınıf ilişkilerine ve toplumsal cinsiyet rollerine de değinen bir öyküye kaynak oluyor.
Film, büyük bir bölümünde, beş duyumuzla birden birbirinden nefis yemeklerin hazırlanma sürecine tanıklık ederken birine yemek pişirmeyle onu sevmek arasında bir fark olmadığını kanıtlıyor. Küçük bir not olarak filme aç karınla gelmemenizi tavsiye ederiz.Shayda
İran asıllı Avustralyalı yönetmen Noora Niasari’nin kendi deneyimlerinden yola çıkarak çektiği ilk uzun metrajlı filmin başrolünde, Cannes’da en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanan Zar Amir Ebrahimi'yi izliyoruz.
Şeyda, kızı Mona ile şiddet gördüğü kocası ve Mona'nın da babası olan Hüseyin ile paylaştıkları hayatından kaçarak yeni bir başlangıç yapmak istiyor. Gizli bir kadın sığınağında kalan Şeyda, Hüseyin'in kötü muamelesinden korunmak için hukuki süreçlere başvuruyor, ancak Hüseyin'e denetimsiz ziyaret hakkı veriliyor. Şeyda normal bir yaşam sürmeye çalışırken Hüseyin’in, Mona’yı İran'a geri götürebileceği endişesi taşıyor. Karakterlerine şefkatle yaklaşan cesur bir kadın filmi.
Vera
Gerçek ile kurmacayı birbirine geçiren bir yaşam öyküsü olan Vera’nın başrolünde, birçok spagetti western filminde oynamış yakışıklı İtalyan yıldız, Giuliano Gemma’nın kızı olan Vera Gemma var. Bu hibrit belgesel, Vera’nın Roma'da geçen sosyetik yaşamını takip ederken, onun yalnızlığını ve yaşlanmayla baş etme mücadelesini de izliyoruz. Diğer pek çok ünlü çocuğu gibi, kendisini zalim bir dünyanın merhametine bırakan bir babanın kaçınılmaz mirasıyla başa çıkmaya çalışan bu kadına derin bir empati duyuyoruz. Kendisinin karmaşık ve kırılgan versiyonunu canlandıran Vera Gemma, kamera önünde unutulmaz bir performans sergiliyor.