Orta Çağ’da siyasal islam mı vardı?

Abone Ol
Her vicdan sahibi akli melekeleri oluşmamış bir çocuğa din öğretme çabasının sadece çocuklara değil, dine de saygısızlık olduğunu tespit eder. Ama bu gösteriyi Orta Çağ işi diye yaftalamamıza gerek yok. Özgür Özel’in 4-6 yaş grubu çocukları camiye ısındırma projesine dönük “Orta Çağ Zihniyeti” eleştirisi, Erdoğan için boş kaleye topu yuvarlama fırsatı oldu. Erdoğan’la polemik yapamazsınız. Erdoğan sizi polemik diye 7 düvele rezil eder. Nitekim öyle oldu. Özgür Özel Erdoğan’a kendi ceza alanı içinde topu teslim edip, kaleyi ardına kadar açtı. Erdoğan için bu beleş gol ceza sahası dışından çatala vurulmuş bir gol kadar değer taşıyordu. Cezbe olmuş gibi saydırdı Özel’e. Maçta 10-0 mağlup olmasa galibiyetini ilan ederdi. Maç 10’a 1 oldu ama Erdoğan’ın attığı gol, 3 katı sayıldığı için farkı kapatmanın heyecanına kapıldı. İstanbul Belediyesi’nde terörist avı, iktisadi durumu protesto etmenin darbe hükmünde olması, ekonomiye dair verilerdeki şeffaflık talebinin suç statüsünde olması gibi kabahatlerin yanına halkın dini öğrenmesine engel olunması gibi bir büyük günah ilave edildi. Özgür Özel’in haklı eleştirisini bu denli basmakalıp bir dille ifade etmesi, CHP için bir erken uyarı sinyali olarak kayda geçmeli. Erdoğan’ın siyasal İslam projesini eleştirmede bir yanlışlık bulunmuyor. Ama bunu, bırakın camide din öğrenmeyi, caminin ne olduğu konusunda en ufak bir fikri bulunmayan çocukların verdiği görsele, Orta Çağ yakıştırması yaparak ifade etmek en ucuzundan safdilliktir. Özgür Özel’in cüretine ve cesaretine şapka çıkarmamak, çalışmalarını takdir etmemek haksızlık olur. Ama tenis deyimiyle “basit hata” ile rakibe sayı vermek de affedilecek gibi değil. Erdoğan’ın siyasi iktidarının varlık sebebinin kendi tasavvur ettiği bir siyasi İslam projesi olduğu bir sır değil. AKP’nin büyük iktisadi başarısızlığı bu politik ihtirasın eseridir… Şehrin en yüksek tepesine 60 bin kişilik cami yapmak, Atatürk’ün imzasını hiçe sayıp Ayasofya’nın statüsünü bozmak, ezan sesinin desibelini en yüksek volüme taşıyıp insanlara zorla varlığını hissettirmek, Diyanet’e ayrılan kaynağın akıl donduracak seviyeye gelmesine izin vermek, bu ihtirasın kamusal kaynaklara yönelik en bariz taarruzu oldu. Tabii bundan da fecisi “Ne istediyse verilen” bir cemaate ülkenin yedek anahtarının emanet edilmesiydi. Bugün bundan ders alınmamışcasına farklı cemaatlere benzer şekilde yüz veriliyor. Sonuç olarak 4 yaşında çocuğa din eğitimi verileceğine inanacak kadar saf bir Orta Çağ bireyi bulamazsınız. Bu ancak post-truth yani gerçeklik ötesi çağımıza ait bir inanç olabilir. Orta Çağ’ın hiç de sanıldığı denli cehalet çağı olmadığını en iyi Umberto Eco anlatır. Ama kimseden Gülün Adı’nın yazarı düzeyinde entelektüel olmasını beklemiyoruz. Tek beklentimiz Erdoğan’a bu zor zamanlarında can simidi atılmaması… Yalın Alpay “post-truth”u şu cümleyle tanımlıyor : “Siyasette inançlar, kanaatler ve önyargılar, aklın önüne geçiyor. İşte böylesine sakatlanmış bir dünyaya bugün hakikatin önemsizleşmesi (post-truth) dönemi diyoruz.” 4 yaşında bir çocuğun siyasal İslamcı düşünce ile camiye sokulup ritüel ve basit ezberle din öğrendiğine inanmak, tam da hakikatin önemsizleşmesidir işte. Diyanet başkanı 80 yaşında da 4 yaşında da din öğretiyoruz derken, tam da önemsiz hakikat manzumesi üzerinden yol almaktadır. 4 yaşında bir okul öncesi zihinle, 80 yaşında bir zihni aynı görmek ancak gerçekliğe sırt dönmekle olur. Orta Çağ gibi doğa ile iç içe bir hayatın süregeldiği bir dönemde, böyle bir çarpıtma kimseyi ikna etmezdi. Erdoğan’ın ve onun favori memuru Ali Erbaş’ın çocuklara yüklediği misyon, neo liberal vahşi kapitalizm çağında ya da İsmet Özel deyimiyle “dilce susulup bedence konuşulan” çağda ancak kendilerini ikna edebilir. Vicdan sahibi her birey akıl melekeleri oluşmamış bir çocuğa, dini bu şekilde öğretme çabasının sadece çocuklara değil, bu dine de saygısızlık olduğunu tespit eder. Siyasal İslam’ın vicdanla bağının kopuk olduğunu öğrenmemiz için, bu gösteriyi Orta Çağ işi diye yaftalamamıza gerek bulunmuyor. Bütün şablonlar gibi Orta Çağ üzerinden yapılacak eleştiri de kof ve manasızdır. Siyasal İslam’ı ülkeye yaşattığı iktisadi sefalet için, eleştirmek gerekli ve yeterlidir.