Macaristan’da altı muhalefet partisi ülkenin yıllardır yenilmeyen lideri Orban’a karşı birleşti. Ortak adayda muhafazakar bir belediye başkanının ismi öne çıktı. Zira muhalefet Orban’ı ancak muhafazakar bir adayla yenebileceğine inanıyor. Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader, parlamento seçimlerinin 3 Nisan’da düzenleneceğini duyurdu. Seçimin muhalefet için tarihi bir önemi var, çünkü belki de ilk defa Macaristan’ın en uzun zamandır görev yapan Başbakanı Viktor Orban küçük ortağı sağ muhafazakâr Hristiyan Demokratik Halk Partisi (KDNP) ile birlikte kendisine karşı birleşen 6 muhalefet partisi, Jobbik-Daha İyi Bir Macaristan Hareketi, Demokratik Koalisyon (DK), Macaristan için Diyalog (PM), Yeşiller Partisi (LMP), Momentum Hareketi, Macaristan Sosyalist Partisi (MSZP)’ne karşı kritik bir ‘yenilmezlik’ sınavı verecek. Zira, son anketler muhalefet koalisyonu ve Orban’ın Fidesz Partisi (Macar Yurttaş Birliği) arasında yoğun bir rekabet olduğunu gösteriyor. Zavecz Research’un kamuoyu yoklamalarına göre oy kullanan nüfusun yüzde 49’u hükümet değişikliği istiyor. Aynı araştırma şirketinin son anketlerinde iktidar koalisyonu yüzde 39 iken muhalefet kanadı yüzde 40 seviyesinde ölçülmekte.[1] Ülke seçimlerin olduğu 3 Nisan’da Orban’ın uzun zamandır ‘LGBTIQ propagandası’ olarak dile getirdiği cinsel eğitim ve cinsel yönelim programları ile ilgili düzenlemelere yönelik konularda da referanduma gidiyor. Buna göre, referandum kapsamı, ‘reşit olmayan çocukların gelişimini etkileyen ’medya içeriğinin sınırsız sunumunu ve homoseksüellik ve transseksüellik konularının eğitim müfredatından kaldırılmasını da kapsayan LGBTIQ ile ilgili düzenlemeler. İnsan hakları savunucuları bu tür düzenlemelerin insan haklarına aykırı olarak değerlendirirken temmuz ayında Avrupa Komisyonu Macaristan’a karşı LGBTIQ bireylerin temel haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yasal işlem başlatmıştı. Öte yandan, hükümet kanadı düzenlemelerin Hristiyan aile değerlerini Batı liberalizmine karşı korumaya yönelik olduğunu öne sürmekte. Öyle ki, bu duruş geçen yıl Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ve İtalyan Lig Partisi lideri Matteo Salvini’nin Budapeşte ziyareti sırasında‘Hristiyan değerler üzerine kurulu Avrupa rönesansı’ başlatma naralarıyla Avrupa’da yeni bir sağcı ittifak kurma yolunda da kendini en somut şekilde göstermişti. Cinsiyet konularına ek olarak Fidesz yeniden seçim kampanyasının merkezine yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve göçmen karşıtı politikaları koymuş durumda. Özellikle son iki görev süresi boyunca mülteci krizinin de rüzgarını arkasına alarak aşırı sağ kanatta konumlanan parti söylemlerinde de genellikle dışlayıcı kimlik siyasetini öne çıkarmakta. ÖRGÜTLENMİŞ MUHALEFET- HERKESİN MACARİSTAN’I HAREKETİ Orban’a karşı birleşen muhalefetin ortak adayı ise ülkenin güneydoğusundaki Fidesz’in kalesi olarak görülen Hodmezovasarhely kentinin 2018 belediye seçimlerinde seçilen muhafazakâr belediye başkanı Peter Marki-Zay.Fidesz’i kendi kalesinde yenmesinin yanı sıra muhafazakâr ismin öne çıkmasının altında yatan en önemli sebep ise muhalefetin muhafazakâr bir başbakanı ancak muhafazakâr bir aday ile yenebileceğine olan inancı. Bu sebeptendir ki geçtiğimiz belediye seçimlerinde ‘Orban’ı Budapeşte’de yenerek’ siyasi popülaritesini oldukça arttıran Budapeşte belediye başkanı Gergely Karácsony, Marki-Zay lehine yarıştan çekildi. Çatı aday Marki Zay, Orban’ı ve partisini genellikle ikiyüzlülükle suçluyor, “Şimdiki hükümetin muhalefette olması halinde demokrasinin ve liberalizmin en büyük destekçisi olacaklarına inanıyorum.”[2]Ayrıca, röportajlarında da temel hak ve özgürlüklere, hukukun üstünlüğüne ve ülkenin kalkınmasına verdiği önemi sıkça dile getiriyor; Başsavcının yolsuzlukları kovuşturduğu, suçluları aklamadığı bağımsız bir yargı, özgür bir basın istiyoruz. Artık sonuçsuz bir ülke olmayalım. Yeni bir anayasaya frenler ve karşı ağırlıklar konulmalı.[3] Kişisel olarak, Macaristan’ın en az Polonya kadar gelişmesini istiyorum. Uluslararasıöğrenci değerlendirme programları-PISA anketleri Polonya’da eğitim kalitesinin nasıl geliştiğini gösteriyor- onlardan çok şey öğrenmeliyiz. Estonya, kamu yönetiminin dijitalleştirilmesi ve otomatikleştirilmesinde ön saflarda yer alıyor, İrlanda fakir bir ülkeden gelişmiş bir ekonomiye geçti. Önümüzde bu gibi çok güzel örnekler var.[4] Siyasi gelişmeleri, eğilimleri ve konjonktürü ile ülkemizi pek de aratmayan Macaristan’da seçimlerin nihai sonucu rekabetin başa baş olmasından dolayı çözümlenmeyi bekleyen bir düğüm gibi bir süre daha masada bekliyor olacak… --- [1] İlgili kamuoyu araştırmaları için bkz. http://www.zaveczresearch.hu/kutatasi-eredmenyeink/ [2]Bkz. https://hvg.hu/itthon/20211112_Markizay_Fidesz_egyhaz [3]Ibid. [4] Röportajın tamamı için bkz. https://szemlelek.net/marki-zay-peter/