'Hamas Siyasi Bürosu Türkiye'ye taşındı' iddiası: Ankara'dan açıklama 'Hamas Siyasi Bürosu Türkiye'ye taşındı' iddiası: Ankara'dan açıklama

Onur Yaser Can, 28 yaşındayken 2 Haziran 2010’da, Beyoğlu’nda narkotik polisi tarafından gözaltına alınmıştı. Gözaltı sırasında işkence gören Can, üç hafta sonra emniyete tekrar ifadeye çağrılmasının ardından intihar etmişti. 

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi geçen yıl 5 Haziran’daki kararında sanıklar polis amiri H.A, polis memurları M.O, O.Ü ve Y.B’nin resmi belgeyi bozmak ve yok etmek suçlarından cezalandırılmalarına hükmetmişti. Mahkeme sanıkların işkence, intihara sürükleme ve cinsel saldırı suçlarından ise yargılanmaları talebini değerlendirmeyerek dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermişti. Danıştay 2. Dairesi de 27 Mart 2024 tarihinde oy birliğiyle verdiği kararda sanık polislerin Onur Yaser Can’a karşı işledikleri işkence, cinsel saldırı ve intihara sürükleme suçları bakımından 'kendilerini şaibeden uzak tutacak yeterli izlenimin oluşmadığını' savunmuştu.

İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği aldığı kararla 2011 yılında tanzim edilen ve sanık polislerin işkence, cinsel saldırı ve intihara sürükleme suçlarından yargılanmasının önüne geçen takipsizlik kararını kaldırdı.

'Karar kritik öneme sahip'

Karara ilişkin paylaşımda şu ifadelere yer verildi:

“Bugün bu karar ile Onur Yaser Can’ın işkence, kötü muamele ve cinsel saldırı altında sorgulanması, ifade tutanaklarının tehditle, zorla, birden fazla kez değiştirilmesi ve sonrasındaki 21 günlük süreçte sürekli takip, taciz ve tehdit edilerek intihara sürüklenmesi fiillerini işleyen emniyet görevlilerinin işkence, cinsel saldırı ve intihara sürükleme suçlarından yargılanmalarının yolu, bu fiillerin işlendiği 2010 yılından 14 yıl sonra nihayet açılmıştır. Can ailesi ve avukatlarının 14 yılı aşkın süredir ısrarla ve kararlılıkla sürdürdükleri hukuk mücadelesi sonucunda verilen bu karar, Türkiye’de insan hakları hukukunun gelişiminde, işkenceye ve cezasızlığa karşı verilen mücadelede kritik öneme sahiptir ve emsal teşkil edebilecek niteliktedir. Takipsizlik kararının kaldırılması sonrası hukuki, ahlaki, vicdani her türlü sorumluluk, Onur Yaser Can’ın ölümüne, ailesinin ise yok olmasına neden olanları, adaleti daha fazla geciktirmeden sorgulayacak, yargılayacak olan yetkililerdedir. Avukatlarımız ve desteklerini esirgemeyen hak savunucuları ve değerli basın emekçileri ile süreci takip etmeye ve kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz.”

Kaynak: anka