Ankara'nın Sincan ilçesinde Nursena Kozan, boşandığı Şafak Şahin tarafından 13 Aralık 2023'te öldürülmüştü. Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı, Şafak Şahin hakkında "tasarlayarak eski eşi kasten öldürmek" ve "ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma" suçlarından dava açmıştı.

Sanık Şahin'e ağırlaştırılmış müebbet cezası

Batı 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün karar duruşması görüldü. Duruşmaya Nursena Kozan'ın ailesi, tutuklu sanık Şafak Şahin ile taraf avukatları katıldı. Davayı Ankara Barosu Gelincik Merkezi, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu da takip etti. Mahkeme heyeti, sanık Şafak Şahin'e "kadına karşı tasarlayarak kasten öldürme" suçundan haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulamaksızın ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi. Heyet ayrıca Şahin'e, "ruhsatsız silah satın alma, bulundurma ve kullanma" suçundan ise 2 yıl hapis cezası verdi. 

Avukatlar ve sivil toplum örgütü temsilcilerinden açıklama

Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkan Yardımcısı Sanem Küçükarzuman ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Genel Sekreteri Fidan Ataselim süreci değerlendirdi.

Avukat Sanem Küçükarzuman, sanık Şafak Şahin'in yargılamanın başından itibaren haksız tahrik indiriminden faydalanmak için Nursena'nın anneliği ve yaşantısı üzerinden savunmalar yaptığını hatırlatarak, "Sanık Şafak Şahin son duruşmadaysa bu seferde iyi hal indiriminden faydanabilmek açısından Nursena'nın annesi ve tüm kadınlardan özür dilediğini, kendisinin de bir kız evladı ve kız kardeşi olduğunu ifade ederek yaşanan olaydan çok büyük bir üzüntü ve pişmanlık duyduğunu söyledi" dedi.

Küçükarzuman, mahkeme heyetinin sanığın savunmalarını samimi bulmadığını ileri sürerek, şunları söyledi:

* Mahkeme heyeti, sanığın dosyada mevcut kamera görüntüleri, tanık anlatımları, sanığın olay öncesinde ruhsatsız silah temin etmesi ve Nursena'nın ev adresini nakliyeciden öğrenmeye çalışması nedeniyle suçun 'kadına karşı tasarlayarak kasten öldürme' kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet cezasına hükmetti. Aynı zamanda sanığa 'ruhsatsız silah satın alma, bulundurma ve kullanma' suçundan da 2 yıl hapis cezası verildi. Hukukun caydırıcılığı kadın cinayetleri bakımından çok önemli bir araçtır. Çünkü failler cesaret bulamayacakları bir yargı pratiğiyle yüz yüze gelirse muhakkak kadın cinayetleri ve kadına şiddet son bulacak.

'Nursena Kozan davasında aldığımız kararı örnek göstereceğiz'

KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim ise olaya ilişkin, şunları kaydetti:

* Nursena Kozan kardeşimiz, vahşice öldürülmüştü, boşandığı erkek tarafından öldürülmüştü. Bugün katilinin hak ettiği cezayı aldığını duyurabiliyoruz, ne güzel ki hepimize. Keşke Nursena aramızda olsaydı da biz katillerin hak ettiği cezaların aldığında ‘iyi haber’ diye sunmak zorunda olmasaydık. Fakat katiller kadınları öldürüp mahkemelerde ne yaptıklarında nasıl indirim alacaklarını öğrenmiş durumdalar. Hatta kadınları öldürüp, ölümleri şüpheli hale getirmenin yolunu öğrenmiş durumdalar. Fakat bu duruşmada da katil her ne kadar haksız tahrik indirimi çalışmış olsa da, iyi hal indirimi almaya çalışmış olsa da hiçbir indirim alamadı, hak ettiği cezayı aldı.

* Bir insanın, bir kadının yaşam hakkı söz konusu olduğu zaman bunun hiçbir indirimi, makul gerekçesi olamaz. Bu kararın emsal olması gerektiğini söylüyoruz. Bu kararla da bunu bir kez daha şiddet faili erkeklere ders olsun diyerek, anlatmak isterim. Çünkü kadınlar öldürülüyor, failler tülü türlü yollar buluyor ve ‘hiçbir şey olmuyor’ diye düşünmesinler, çok şey oluyor ve birçok şeyi durdurabiliyoruz. Birçok kadın arkadaşımızın hayatta kalmasını 6284’ün kadınlar hayattayken etkin uygulanmasını sağlayabiliyoruz.

İbrahim Kaboğlu: Dezenformasyon birimi suçluların mensup olduğu terör örgütüne göre mi tavır alıyor? İbrahim Kaboğlu: Dezenformasyon birimi suçluların mensup olduğu terör örgütüne göre mi tavır alıyor?

* Aile odaklı politikaları ileri sürüyorlar, kadınlar daha çok öldürülüyor. Aile Enstitüsü kuracağız diyorlar, çocuk doğum oranlarının azaldığını ifade ediyorlar, evlilik meselesini en büyük dertleri haline getirdiler fakat hayatta olan kadınların nasıl yaşayacakları, nasıl geçinecekleri, ne yiyecekleri, kirayı nasıl ödeyecekleri, şiddete uğradıkları zaman şiddet dolu hanelerden nasıl uzaklaşacakları ve nereye sığınacakları, yasalar etkin uygulanacak mı uygulanmayacak mı telaşları ve endişeleriyle ilgilenmiyor durumdalar. Onlar ilgilenmeyedursun, biz 6284’ü etkin uygulatacağız, kadınlar yaşasın diye. Bir şiddet durumu ortaya çıktıysa bir kadın cinayeti gerçekleştiyse failler buna benzer indirimlerden faydalanamasınlar diye, Nursena Kozan davasında aldığımız kararı örnek göstereceğiz.

Kaynak: ANKA