“Normal insanlar dönemi”nin zamanı geldi             

Abone Ol
Metin abinin sosyalizmden aşağısının kurtarmayacağının bilinciyle sürdürdüğü en az 50 yıllık mücadelesinde popüler isimlerin değil, emekçilerin aday olduğu siyasi partiler var. İşte bu dönem, normal insanlar dönemidir, bunun hakkını vermek gerek. Sol düşüncenin bir yerinden tuttuğu milyonların seçmen refleksi kimi nedenlerle yıllardır hep farklı alanlara kanalize olmuştur. Sosyalizm fikrinin her ülkede farklılık gösterdiği özgünlük taşıdığı iddiası temel ilkelerinden taviz verilmeden uygulanışın da bir doğruluğu olabilir. Siyasi İslamcı milyonlara şirin görünmek için laikliğin hiçbir tarafı eğilip bükülüp değiştirilerek sahip çıkılamaz. Tarikatların kapatılması yarının talebi değil bugünün mücadele başlığıdır. Yine bugünkü hükümetten kurtulmak için emekçilere gitsinler de biz kemer sıkmasını biliriz gibi söylemler, sosyalistlerin emekçiler adına önereceği bir siyasi bir tarz değildir. Ekonominin krizli hali serbest piyasa ekonomisi övgüsüyle yıllara yayılan bir yönetim modelinin sonucu olduğu açıkça söylenmelidir. Kriz Türkiye ’yenin jeopolitik yapısıyla alakalı değil, Sovyetler birliğinin çözülüşünden sonra tüm dünyanın Neo liberal modelin bir parçası olmasının sonucudur. Birçok ülkede iktidar olan sermaye sınıfları kendi sınırlarındaki karları ile yetinmeyip sermaye ihracına zorladığı hükümetlerini savaşlara sokmuştur. Rekabet halindeki sermaye eşitsiz kazanımlara yol açmış bu durum Küresel krize yol açmış 2008 yılın da bütün dünya ekonomisi hep birlikte krize girmiştir. Koronavirüs salgının da yine sınıfta kalan bu ekonomik modelin karşısın da devletçiliği savunamayan Solun işte gerçekten halkla bağı kopmuş demektir. Fransa’da emeklilik yaşının 62’den 64’e çıkartılma sürecinde halkın tepkisine rağmen yasanın meclisten geçmesi halkın yeniden sokaklara dökülmesine neden oldu. Fransa’da solcuların devletçi ekonomik modeli anlatacağı bundan daha müsait bir zaman var mıdır? Türkiye’de hem ekonomik kriz hem de iki ayı biraz geçmiş büyük depremlerin olduğu bu süreçte AKP’den Erdoğan’dan kurtulmak için emekçilere sabır öğütlemek Sosyalistlerin görevleri arasında yer almıyor. Erdoğan gitsin diye geniş bir yelpazeyi bir araya getirmeyi başaran muhalefet cephesi milletvekili seçimlerinde milyonlarca sol oyu serbest bırakmalıdır. Sosyalistler ve Komünistler toplumun büyük bir kesiminin talebine refleks göstererek Erdoğan yorgunu haline gelmeye başlayan milyonların rahatlaması için kayıtsız kalmamıştır. Geçen hafta sonu Sol Parti ve Türkiye Komünist Partisi büyük salon etkinliklerinde bir oy Erdoğan gitsin diye bir oy da kendi partilerinin milletvekili adaylarına oy çağrısında bulundular. Bayağı kalabalık ve çoşkulu geçen etkinliklerde dikkat çeken görüntülerden bir tanesi katılımın çeşitliliği ve emekçi karakterli oluşuydu. Sosyalizmin ilkelerini esnetmeden halkta karşılık bulabileceklerinin ispatı tarzında gerçekleşen etkinlikler sadece salonda değil toplumun büyük bir kesiminde de karşılık bulmaya başladı. Sol seçmen yerini arama girişiminde bulunurken Türkiye’ye özgü sosyal demokrasi yakıştırması yapılan siyasi partilerin Sosyalistleri ve liberalleri aynı ittifakta buluşturan aday listeleri dikkat çekiciydi. Sol seçmenin popüler yüzleri kendisine yakın bulması, kimi Sosyalistlerin ilkeler ile siyasete ara vermesine o alana gözünü dikmesine neden oluyor. Liberallerin Emek ve Özgürlük ittifakından aday gösterilirken içlerinden en ünlüsü olan Cengiz Çandar’ın yaptığı açıklamada sosyalistlerin ittifakta bir dekor olarak durduğunu söylemesi milyonları bulan sol seçmene verdiği değer ya da ismi neyse onunla alakalıdır.
Solun ilkelerinden taviz vererek büyüme girişimleri, geçmişte hep ters etkiye neden olmuştur. Metin abi bu duruma defalarca içinde bulunduğu partilerde tanıklık etmiştir. Bugün yine aynı yolu deneyen sol partilere şahitlik ediyoruz.
Evet sosyalistlerin sözlerini en rahat bir şekilde söyleyeceği, ilkelerinin hedeflerinin ne olduğunu en rahat bir şekil de topluma anlatacağı ve karşılık bulacağı bir zaman diliminden geçiliyor. Toplum, sorunlarının çözümü için yakışıklı örgüt liderlerine değil, yan yana gelince sorunlarını çözebileceğini görüyor. Deprem bölgesinde halkın gösterdiği dayanışma örneği bunun en büyük göstergesi sayılabilir. Depremden sonra büyük kentlerde yükseliş gösteren kira fiyatlarına çözümü her partinin seçim vaadinde bulunabileceği şekilde birden fazla evi olandan devlet vergi alsın tarzı bir çözüm önerisi sosyalist parti genel başkanına düşen bir sorumluluk olmasa gerek. Sosyalistlerin konut sorununa çözümü yine devletçi ekonomik modelin konut sorununa getirdiği bir çözüm ile ilişkilendirilerek açıklanmalı. Sosyalizmde her yurttaşın güvenilir bir evde ücretsiz bir şekilde barınması devletin sorumluluğunda olacak. Metin Çulhaoğlu’nun bu başlıkta yazmış olduğu iki yazı da sol hareketin güçsüzlüğünün altını çizmesi, yine toplumun solda duran sanatçılara aşırı önem atfetmesi toplumun siyaset ile kurduğu bağ ile değerlendirilebilir. Solun ilkelerinden taviz vererek büyüme girişimi geçmişte hep tersinden bir etkiye neden olmuştur. Metin abi bu duruma defalarca içerisinde bulunduğu partiler de tanıklık etmiştir. Bugün yine bu yolu deneyen sol partilere şahitlik ediyoruz. Sosyalizm fikrinin emekçiler arasında yaygınlaşması için bir araya gelinecek en uygun dönemin içerisinden geçiyoruz. Milyonlarca emekçinin, gencin oylarının alınıp mecliste yer alma olanağı vardı. Milletvekili listelerinde sadece sosyalistlerin olacağı milyonlarca sol seçmenin karşısına tereddütsüz çıkılacak bir ittifak mümkündü. Metin abinin sosyalizmden aşağısının kurtarmayacağının bilinciyle sürdürdüğü en az 50 yıllık mücadelesinde popüler isimlerin değil, emekçilerin aday olduğu siyasi partiler var. İşte bu dönem, normal insanlar dönemidir, bunun hakkını vermek gerek. Yazımı bitirirken kendisini saygıyla yad ediyorum. Ağabey ışıklar yoldaşın olsun.