Nerede o eski bayramlar?
Günler, haftalar ilerledikçe, uzakta olmaktan sebep içimize oturan taşların ağırlığı hissedilmemeye başlıyor belki, ama onlar için değişen hiçbir şey yok. Ramazan ayının, bayramın hayrına hiçbirinin unutulmamasını dilerim.
Bir yanımızda çiçeklenmeyi bekleyen bir bahar, bir yanımızda bitemeyen bir yas var. Bu iklimde geldi bayram. “Nerede o eski bayramlar?” demek yaşlanmanın şanından gelirdi ama daha yeni bilincine erenimiz de birkaç darbe görenimiz de aynı düşüncede.
Ipsos’un yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına denk geldim. Katılımcıların yüzde 59’u ekonomik nedenlerle misafir çağıramayacağını söylemiş. Oysa bayram her şeyden önce, tatil bahanemiz bile olmadan önce, aile büyüklerini hatırlama, aileyle bir araya gelme vesilesiydi. Evlerde akrabalar, dostlar ağırlanır, en az bir öğün yemeği, tatlısı, çayı, kahvesi ikram edilirdi. Her birinin tek tek fiyatına girmeyeceğim bu yazıda. Zaten bazısı yazdığım gün ile yayınlandığı gün arasında bile yükselebiliyor.
Bazılarımızın tatil ihtiyacına da yetişirdi bayramlar. Bir kısmımız yine tatilde olabilir. Ancak ben dahil örneğin İstanbul’da kalanlarımız artık çoğunlukta. Yıl boyunca haftanın en az beş günü çalışırken birkaç gün dinlenmek, uzaklaşıp sıfırlanmak artık gerçekten lüks. Beyaz peynir lüks olmuş, ne tatili derseniz, haklısınız.
Okumakta olduğunuz kelimeler sıralanırken bayram müjdesi, bedava doğalgaz hususunun ayrıntıları açıklanıyor. 2022’den bu yana yanlış hesaplamadı isem yüzde 150’nin üzerinde zam gören doğalgaz.
Zamanlama manidar…
Zaman, depremin 74. günü. Maraş Pazarcık’ta fırtına nedeniyle biri öldü. Coğrafya kural, bilim tanımaz otoritelerin hatalarının bedelini ödemeye devam ediyor. Yetmiş dört gün olmuş, enkaz altı, kaldırım üzeri, su dolmuş çadırın içi… Depremden kurtulanlardan bahsederken sıcak, korunaklı bir mekândan bahsetmek hâlâ o kadar zor ki. Ama her haneye mutfak ve sıcak su için kullandığı doğalgaz bir sene boyunca bedava olacakmış. Kaç yurttaş “hane” denebilecek dört duvardan mahrum, hâlâ?
Bir o kadarı da en ufak bir sarsıntıda mezarı olabilecek evlerde devam ediyor hayatına. Her biri kariyerinde saygın yerlere gelmiş bilim insanlarının kısa, orta ve uzun vade tahminlerini çaresizce dinleyerek, endişe içinde bayrama giren milyonlar. Farklı görüşlerin her birini dinleyip en uzak tarihi işaret edenin haklı çıkmasını dileyen milyonlar.
Tüm ülkede önü alınamaz konut fiyatları ve kiralar karşısında insanca yaşamak falan değil sadece hayatta kalmayı başarmak bile zorlaşıyor. Çoğu çalışanın maaşı, ortalama bir semtte küçük dahi olsa nispeten daha yeni ve güvenli bir apartman dairesinin kirasına yetemiyor. Karın tokluğuna gelemiyorum bile. İhtiyaçlar piramidinde barınma basamağında sınıfta kalıyoruz.
Tek dişi kalmış medeniyet, seni çok yanlış tanımış, tanıtmışlar.
Ama yanlış anlamadı isem 25 metreküp doğalgaz bedava olacak. Hatta önümüzdeki bir ay tüm fatura indirimli olacak. Her neyse, 50 küsur senelik apartmanımızda pek de beklenen coşkuyla karşılanmadı bu müjde, kusura bakılmasın. Sanırım bir paket çay akılları çelmeye yetemiyor artık.
Depremden etkilenen, sevdikleri olmadan ilk bayramlarını yaşayacak milyonlar var. Birçoklarının sağlıklı bir barınma imkânı hâlâ yok. Günler, haftalar ilerledikçe, uzakta olmaktan sebep içimize oturan taşların ağırlığı hissedilmemeye başlıyor belki, ama onlar için değişen hiçbir şey yok. Ramazan ayının, bayramın hayrına hiçbirinin unutulmamasını dilerim.
Bir dahaki bayramda gerçekten umutlanacağımız müjdeler, yeniden inanacağımız bir gelecek istiyorum. Önce beklenen o bahar, sonra o eski bayramlar gelsin dilerim ki. Herkese sevdikleriyle sağlıklı, mutlu bayramlar.