Hep sağa evrilen bu siyasal yönsüz yolu, şimdi sarı ışıkta “hazırlan” diyerek, çağırıyoruz! Doğu ve Batı nazarında köprüler kurarak, bu eşitsizliğe son ver diyoruz! Merkezdedir CHP!
Loading...
Sosyal bilimlerdeki güdümleyici emperyal uygulamaların siyaset sahnesinde tarihsel perspektifteki yıkıcı sonuçlarının göz ardı edilmesi önemlidir ve çözülmesi gereken bir problemdir. Sosyal bilimler, bilimsel uygulamalarda güdümsellik (mobilite) ile çağın yörüngesini nasıl değiştirmişti? Sadece bir soru olmaktan öteydi ve uygulamalı bilimlerin de unutulmasına neden olmuştu. Yaşam deneyiminde, gündelik hayatta, medyada, akademide ve siyasette baskıcı uygulamaların ortaya çıkmasına neden olmuştu. Böyle bir olumsuzluk devam etmemelidir!
Birçok etik bilim insanları, bu konuyla ilgili olarak herhangi bir çalışma yaptı mı? Bazı çalışmalar mevcuttur. Çalışmalar, genel olarak emperyalizm, kültür emperyalizmi hakkındadır. Çalışmalarla birlikte değerlendirildiğinde, devletlere, milletlere, bireylere güdümleyici kamusal askeri zorlama gibi model oluşumlarıyla yıkmaya çalışmıştır. Baskıcı sistemlerle ise beden+ruh+ logos (mantık+akıl) bütünlüğü bozulmaya çalışılmıştır. Peki, bu baskıcı sistemlerde yaratılmış olan yıkıcılık nasıl ortadan kaldırılmalıdır? Oxford Dictionary’da (Sözlükte) mobilize kelimesinin anlam modelinde ne gibi bir hesaplaşmaya girişilmiş ve nasıl bir açıklama girişimiyle yüzleşilmiştir? Sizler için yazıyorum.
Oxford sözlükte, mobilize (1.to organize people or things to do sth: They mobilized the local residents to oppose the new development. 2. Used about the army, navy, etc) to get ready for war) Açıklamaya göre, insanları organize etmek ya da bir şeyleri düşünmektir. Buna göre, örneğin; onlar, ikamet eden kişiyi yeni kalkınma için karşı çıkarlar. 2. Ordu, donanma vb. için kullanırlar savaşa hazır olmak için.
Son dönemde yoğun, uzun dönemli ve kademeli olarak geçişlerle son 20 yılda Türkiye’de gerginlikler yaratmıştır. Bu şu demektir? Yeni kalkınmanın, yaşam geçişlerini sömürü uygulamalarıyla durdurma politikasıdır. Adına da, Bilimlerde Güdümleyici Emperyal Uygulamalar deniliyor! Ülkelerin, devletlerin, milletlerin insan emeğini ve üretimini, kapasitesini durdurma ve engelleme yoluyla, bilgiyi militarize etmektir! Bu bir yol değildir! Tarihi hatadır! İnsanlığı radikal ve baskıcı tarihte iktisadi kapasiteyi rutinlikle, süreksizlikle, yoksunlukla, sessizlikle bedenden, logostan ve ruhtan göç ettirerek, siyaseti işlevsizleştirmek, yeni bir savaş sermayesidir!
Peki, siyasi aktörlerin bu işlevsiz siyasetinin devletler hukukunda neden yeri olmalıdır? Bu işlevsiz siyaseti, demokratik seçimlerle nasıl yeniliğe, aydınlığa, özgürlüğe ve insan haklarına kavuşturabiliriz?
Sağa ve aşıra sağa sürekli yönünü çeviren bu siyasi tahayyülde, Türk milletinin seçim demokrasisi ile kararını aydınlığa çevirmesi gerektiğini belirtmekte bir sakınca yoktur. Çünkü, özgürlüklerle yenilenecek olan toplumsal hayat ve siyasi aydınlanma merkezde olması tahmin edilen CHP’nin, kurucu ilkelerle, Doğu ve Batı arasındaki eşitsizliği, “eğitimde meritokrasi (eğitim kariyeri ve yurttaşlık harmonisi (uyum) dengeleyerek, beşeri üretim sermayesini yeni söylem (iletişim diliyle) bir model geliştirerek yurttaşa ulaşması, seçim demokrasisindeki yerini güçlendirerek faaliyet raporu hazırlaması gerekmektedir. Konuşulması ve hazırlanması gereken konular, merkezde olması gereken CHP’nin sağa evrilen siyasetinin kırmızı noktalarını (trafık ışıklarında durmak) geçişlerinin nasıl olması gerektiğini de açıklayarak belirsizliği sonlandıracaktır. Türkiye siyasal tarihinde, yıllardır, sağ-aşırı sağ ve aşırı bağnaz milliyetçilikle sınanmış bir geçmiş seçimde, demokrasiler yenilenmelidir!
Hangi konulara yönelmelidir? CHP, çağdaş yapıcı tarihte nasıl merkezde olmalıdır?
- Kurucu ilkelere bağlılık, yeni bir iletişim diliyle yurttaşa aktarılmalıdır. Örneğin, medyadaki iletişim, sözcülerin ve temsilcilerin aktarımını güçlendirici bir formülle kuvvetlendirmelidir. Yurttaşa ulaşma hususunda ev ev dolaşma, siyasi parti yapılanmasında zayıf eski bir dur noktasıdır!
- Ekonomideki resesyonla (durgunluk) nasıl mücadele edilmelidir ve yurttaşın sorumlulukları nasıl hatırlatılmalıdır? Nasıl bir sosyal demokrasi modeline yönelinmelidir?
- Sınır güvenliği konusunda, göç yönetimi nasıl beşeri sermayeyi kalkınmaya dönüştürmelidir? Gönüllü göç nasıl yönetilmelidir?
- Üniversitelerde etik bilim kurulları oluşturularak, mesleğin önemi uygulamalı bilimlerle yeni Türkiye kalkınma modeli uygulaması ile, “sosyal sınıfsal, kültürel ve toplumsal haklar” nasıl korunmalıdır?
Hep sağa evrilen bu siyasal yönsüz yolu, şimdi sarı ışıkta “hazırlan” diyerek, çağırıyoruz! Doğu ve Batı nazarında köprüler kurarak, bu eşitsizliğe son ver diyoruz! Merkezdedir CHP!