Ülkeye nereden girdiği belli olmayan 17 milyar dolarda var. İktidar bunu hep yapıyor. Ne zaman cari açık uçsa, bir yerlerden ülkeye para giriyor. Haziran 2022 ye göre cari açık 32 milyar dolara çıkınca bir yerlerden 17 milyar dolar döviz girdi.
Dünya durgunluğa girdi. Kış ile birlikte sanki ortalık daha da kızışacak gibi. Dünya da aslında güzel bir Temmuz, Ağustos ayı geçirdi. Ekim ayı ile birlikte dünya da gerilmesini artıracak gibi duruyor. Dünyadaki özellikle Avrupa daki durgunluk ihracat yapan firmalarımızı şimdiden vurmaya başladı. Etrafınızdakilere sorun. Çoğu fabrika on günlük kapanıp işçilerini yıllık izne çıkardı.
Türkiye ise bahar tadında bir yaz geçirdi. Mayıs ayında yazdığım gibi “Yurtdışı vatandaşların ve turistlerin dövizleri, dünyada gevşeyen emtia fiyatları” ile Temmuz ve Ağustos ayını rahat geçirdik. Eylül ayını da hafif geçirebiliriz. Sonrası “Ne sarayım abime?” günleri. Dünyadaki durgunluktan farklı olarak Türkiye bir de yüksek enflasyon ile boğuşmaya başlayacak ne yazık ki!
TCMB: Perşembe günü MB süpriz karar ile politika faizini 100 baz puan indirdi. Aslında Perşembe sabahı bu indirimi fark edip yazdım. İki gün banka hisseleri ralli yapmıştı. Üç haftada ülkeye 15 milyar dolar girdiği halde rezervlerde 5 milyar dolar görünüyordu. Birileri kokuyu almış, pozisyonunu ayarlamış.
Niye Faiz indirdi? Diyorlar ki “İktidar yüksek enflasyona katlanıp yüksek büyüme için faiz indirimi yaptı.” Bankalara ucuz para ver. Onlar şirketlere ucuz kredi versin, ayrıca devlet tahvili alsın. Yüksek enflasyon ortamında şirket ve banka karları patlasın, yüksek vergi ödesinler ve devletin kasası biraz para görsün.
Ben bunu öngörecek liyakatta olduklarına inanmıyorum. Keşke olsalar. Bence hatalı bir uygulama ama yine de “bir fikir” deyip saygı duyardım. Üstelik orta ve uzun vadeli bir karar. İktidarın günü kurtarmaya ihtiyacı var. Yurtdışında çalışanlarımızın ve turistlerin getirdiği döviz, dünyada gevşeyen emtia fiyatları, doların son enflasyon sonrası sakinleşmesi, körfez ve son zamanlarda akan Rus parasını görünce bunu fırsat bildiler. Akıllarınca reise yarandılar ve “İşte Faizi düşürdük” dediler.
Zaten ülkeye nereden girdiği belli olmayan 17 milyar dolarda var. İktidar bunu hep yapıyor. Ne zaman cari açık uçsa, bir yerlerden ülkeye para giriyor. Haziran 2022 ye göre cari açık 32 milyar dolara çıkınca bir yerlerden 17 milyar dolar döviz girdi. Haziran 2018 ayında da benzer durum yaşamıştık. Cari açık 30 milyar olunca, ülkeye bir anda 11 milyar sahibi belirsiz para girmişti.
Ancak hep yanlarında olan şans bu sefer onları terk etti. Dolar tam “TCMB faiz indirimi” günü birden hareketlendi. Tüm dünya paraları karşısında %1 ile %2 arasında değer kazandı. TL karşısında faiz indirimi olmasına rağmen değer artışı %1 altında kaldı. Dolar/TL deki hareket doların tüm dünyada değer kazanmasından kaynaklandı bence. Bu artış olmasa hem faiz indirimi yapacak hem doları sabir tutarak primlerini artıracaklardı, olmadı.
Fed: “belirlediğimiz faize oranına ulaşana kadar faiz artırımını aynen devam edeceğiz” açıklaması tetikledi piyasayı. Oysa hatırlarsanız geçen yazımda enflasyon düşük geldi ama Fed faiz artırımını aynen devam edecektir diye yazmıştım. Ben piyasalar tarafından bunun satıldığını düşünüyordum. Meğerse satmamışlar. O yüzden beni şaşırtarak dolar endeksi yukarı tırmandı.
Fed “Enflasyon umurumda değil; faizi, hedefime gelene kadar artıracağım” deyince ortalık karıştı. Halbuki geçen hafta da yazdığım gibi Fed’in faizde ısrarcı olacağını tahmin ediyordum.
TCMB’den yeni kredi tebliği: cuma gecesi açıklanan tebliğ ile MB, bankalara aslında kredi faizlerinde tavan belirledi. “Serbest piyasa ekonomisinde polisiye tedbirler işe yaramaz” demekten dilimizde tüy bitti ama anlamıyorlar. İhtiyaç kredilerini durdurmaya, ticari kredileri ucuzlatmaya çabalayan bir karar. Uyanlara sıkıntı yok.
Yüksek faizli ticari kredi veya ihtiyaç kredisi vermekte ısrar edenelere MB nezdinde karşılık olarak devlet tahvili tutmalarını artırdı. Özel bankaların bu tebliği dinleyeceklerini pek sanmıyorum. Sıkıntı kredi vermek değil, krediyi geri alamamak. Bu yüzden tahvil alacaklardır. Tahvil faizleri gevşer. Daha önce iktidar bir gece yarısı tebliği ile yine bankaları tahvil almaya yönlerdirmişti. Beş yıllık tahviler %23 den %17 ye düştü. Bankalar tahvilden kazandı. Bu yeni tebliğ ile yine tahvil alıp faizi düşürecekler. Çünkü satıcı yok. Tahvilde 1,5 milyar dolarlık yabancı kalmış. 2001 krizinde bile sanırım 5 milyar dolar üstündeydi. O zaman 200 milyar olar büyüklükteki ekonomimiz bugün 700 milyar dolar civarında. Böyle bakarsanız tahvilde aslında yabancının olmadığını görürsünüz.
PİYASA
ALTIN/ONS: Geçen hafta üç destek kırdı. Biliyorsunuz ben altına hâlen sıcak bakamıyorum. Sert gevşeme yapma olasılığından bir türlü vazgeçmiyor teknik. Bu hafta direnci 1770 dolar. Destek 1725 dolarda. 1740 dolar altının Ağustos ayında görülebileceğini sanmıyorum. 1795 dolarında üstü zor görülüyor.
Bu ay önemli daha öncede defalarca yazdığım gibi. Ayı 1770, 1780 dolar bandında kapatırsa Eylül ayını düşerek geçirmesi yüksek olasılık olarak gözüküyor. Sonra da uzunca aylar boyunca belini doğrultamayabilir. Ağustos ayını 1810 doların üstünde kapatabilirse “düşecek” senaryom çöp olur. Zamanı gelince bunu ayrıca konuşuruz.
DOLAR ENDEKSİ: ABD Temmuz enflasyonun düşük gelmesi sonrası endeksin 104 puana kadar gevşeyeceğini düşünüyordum. Fed “Enflasyon umurumda değil; faizi, hedefime gelene kadar artıracağım” deyince ortalık karıştı. Halbuki geçen hafta da yazdığım gibi Fed’in faizde ısrarcı olacağını tahmin ediyordum. Demek ki piyasa bunu tahmin etmiyormuş. Bu hafta 109,30 direncini test etme olasılığı yüksek. Orası hemen kırılmaz. Kırılacaksa da iki, üç hafta buranın altında oyalanır. Kırdığında da 113 puan hedefe girer ki eyvah, eyvah. Ben yine de bu olasılığı zayıf görüyorum.
ABD 10 YR TAHVİL: Haftaya %2.95 altında başlayamazsa sıkıntı. %3.04 ve %3.10 direnç.
DOLAR/TÜRK LİRASI: Dolar tüm dünya paraları karşısında değer kazanınca, TL da etkilenip değer kaybetti. Artık 18.03 – 18.12 bandında 15 gün ile otuz gün arasında kalmasını bekliyorum. Zaman zaman 18.16 denese de kapanışların 18.12 altında olması daha olası. Tüm bunlar 18.37 kırılıp üstünde kaldığı anda biter.
Hedef 20 ile 22 lira arası olur. Erken seçim kararı alınsa da bu değişmez. Kasım 2001 krizinde dolar 1.7025 seviyesini görmüştü. Erken seçim kararı alınan Temmuz 2002 tarihinde yeni zirve yapıp 1.7140 gördü. Seçim bittiği ve AKP iktidara geldiği Kasım 2002’de ise yine yeni bir zirve yapıp 1.74 lirayı gördü. Bu yıl erken seçim kararı alınırsa benzer hareketleri göreceğimizi tahmin ediyorum.
AVRO/DOLAR: 1.008 ve 0.9950 aylık desteklerine yeniden yaklaştı. 1.0415 üzerinde iki hafta kalmadan Euro güçleniyor demek zor. Doların güçsüzlüğünü atıp yataya geçmesi daha öncede belirtiğim gibi 2023 ikinci çeyreğini bulacak.
Dolar tüm dünya paraları karşısında değer kazanınca, TL da etkilenip değer kaybetti. Artık 18.03 – 18.12 bandında 15 gün ile otuz gün arasında kalmasını bekliyorum.
BITCOIN: “Daha fazla sıkışmaya dayanamayıp ya aşağı ya yukarı bir hareket yapacağını ama aşağı yapma olasılığının daha fazla olduğunu” yazmıştım geçen hafta başı. Geçen haftayı aşağı inmeyi kuvvetlendirecek şekilde yaptı. Yine de 19650 doların altında kapanış yapmadan kesin diyemiyorum.
BİST: İki hafta önce “ Hedefi 3000 puan artık.” Tahmininde bulunmuştuk. 3050 puanı gördük. Cuma hariç, hacim de fena değildi. Cuma günü de kar realizasyonu gelmiş zaten. Bir yılı geçkin süredir “ Bist i 1,30 dolardan al, 1,60 dolar ve üstünden sat kısa vadeli düşünüyorsan” dedim hep. Ben hep endeks bazında baktım ama hisse bazında inanılmaz gelir oluştu son bir buçuk yılda.
İki haftadır yabancı girişi de var. Ağustosun ilk iki haftası 360 milyon alış yaptılar. Zaten yabancı gelir gelmez hacim artıyor. Direnç 3100 puanda, destek 2980 ve 2925 puanda. 2925 önemli.