Gündem

Narin Güran cinayeti davasında ikinci duruşma: 'Bir senaryo peşindesiniz gibi görünüyor'

Diyarbakır'da öldürülen Narin Güran cinayeti davasının ikinci duruşmasında, tutuklu bulunan 15 yaşındaki R.A., pedagog eşliğinde SEGBİS aracılığıyla ifade verdi. Ardından çoban Ahmet Akgün, tanık olarak dinlendi. Mahkeme Başkanı, ifade verdiği sırada ağlayan çobanı sakinleştirdi. Tanık olarak dinlenen amca Erhan Güran'a Mahkeme Başkanı, "Bir senaryo peşindesiniz gibi görünüyor" dedi.

Abone Ol

Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kayboldu süsü verilmesinin ardından, 19 gün sonra 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ikinci duruşması sürüyor.

Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmada, ''iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanacak olan Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran ile Narin'in cansız bedeninin bulunduğu dereye taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar, yargılanıyor.

Duruşmaya, Narin'in babası Arif Güran, "müşteki", 1'i tutuklu 3 kişi "tanık", Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla katıldı. Duruşmayı, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, Komisyon Başkanvekili ve CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Komisyon Üyesi ve CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal takip ediyor.

Tanıkların kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, 15 yaşındaki tutuklu R.A., pedagog eşliğinde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla ifade verdi.

Davanın ikinci duruşmasında tanıklar dinleniliyor.

'Salim Güran her gün nasılsa o günü de öyle görünüyordu'

Sanık R.A., Narin'in kaybolduğu 21 Ağustos günü neler yaptığını anlattı. Salim Güran'ın o gün tarlaya geldiğini aktaran R.A., şunları söyledi:

* Her gün nasılsa o gün de aynıydı. Suyumuzu açar kapatırdık. Köye gittiğim saati hatırlamıyorum. Tarlaya gittik. Salim Güran da tarlaya geldi. Olay günü geldiğinde sabah 8-9 gibi geldi yanımıza. Bir saat kaldıktan sonra gitti. Daha sonra saat 15-16 gibi Salim tarlaya yanımıza geldi. Oturduk biraz, çay yaptık. Babamı aradı Salim. Babam da kendisine yemek yiyip geleceğini söyledi. Ben ve Salim Güran ile çay içerken babam yanımıza geldi. Salim Güran her gün nasılsa o günü de öyle görünüyordu.

* Babam yanımıza geldiğinde ona da çay doldurdum. Daha sonra Salim üstünü değiştirmek için yanımızdan ayrıldı. Kıyafetlerinin kirli olduğunu söyledi. Akşam 18.00 gibi de ben Salim ve babam yemek yapıp yedik. Birisi Salim Güran’ı o sırada aradı. Kim olduğunu hatırlamıyorum. Kız kaybolmuş dediler. Salim, araca binip gittiler babamla. Onlar gidince ben ve kardeşim tarlada kaldık.

Mahkemede, R.A.’ya Salim Güran ile telefon görüşmesine ilişkin soru sorularak ses dinlettirildi. Ses kaydına ilişkin R.A., "Mısır tarlasındaki fıskiyeler yere düşüyor. Onu konuşmuşuz. Orada bir fıskiye düşmüş. Onu söylemiş. Olay günü mü konuştuk hatırlamıyorum. Sadece o gün tek aramadı. Her zaman arardı" diyerek savunma yaptı.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, R.A.’ya "Tutuklandığında tutulan bir tutanakta Salim’e küfür ederek ‘senin yüzünden başımız belaya girdi. Komutanım Salim geldiğinde kıyafetleri kirliydi ayakları ıslaktı’ demişsin ve ağlamışsın. Neden böyle yaptın" diye sordu.

R.A., "Komutanlar karakolda sorduğunda ayakları ıslak olduğuna dair sorularına ‘yok’ demiştim. Ben böyle bir şey demedim. Salim’in ayaklarına fazla bakmadım ama normaldi. Fazla dikkatimi çekmedi" sözleriyle yanıt verdi.

Ardından Mahkeme Başkanının, "‘Salim 15-16 gibi yanımıza geldi’ dedin. 15.52 gibi telefon görüşmen oldu. Neden aramış? Yanında olduğunu söyledin. Çelişkiyi gidermek için soruyoruz" demesi üzerine R. A. "Salim Güran bir kez kıyafetini değiştirmek için eve gidip geldi. 15 dakika sürdü. Bu saat 18.00 gibiydi" dedi.

R.A.'ya daha sonra duruşma savcısı soru yöneltti. Savcının, "Salim ile 15.52’de telefon görüşmeni hatırlıyor musun? Babanı iki kez aramış. Buna ilişkin ne diyorsun" sorusu üzerine R.A., "Salim 15.00-16.00 gibi yanımdaydı. Hatırlamıyorum. Tahmini olarak söylemişim. Saatleri net hatırlamıyorum" dedi.

Mahkeme Başkanı, R.A.ya, "Salim yanına geldikten sonra ne zaman aradı" diye sordu. R.A ise, "Yanıma gelir gelmez babamı sorarak aradı" diye yanıtladı.

Eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren ise, R.A.’ya, "Soruşturma aşamasında herhangi bir telkinde bulunuldu mu? Saatler konusunda sana uyarılarda bulundular mı" sorusunu yöneltti. R.A. buna, "Kimse bana bir şey söylemedi. Saat konusunda kimse uyarıda bulunmadı" yanıtını verdi.

Eren’in, o gün Salim Güran'ın kıyafetini değiştirip, değiştirmediğini sorması üzerine de R.A., "Üzerindeki kıyafetleri net hatırlamıyorum" dedi.

Duruşma, diğer tanıkların beyanlarının alınmasıyla sürüyor.

Mahkeme Başkanı, ağlayan çobanı sakinleştirdi

Tanıklardan Tavşantepe Mahallesi'nde çobanlık yapan ve Narin Güran'ın cesedinin bulunmadan bir gün amca Erhan Güran'ın evinde yapılan toplantıya katılan Ahmet Akgün, mahkemede ifade verdi.

Ahmet Akgün, toplantıda, Narin'in kaybolmasına yönelik, "'Ben bir şey görmedim' dedim. Ama bana biri vurdu. Allah hakkımı bırakmasın" ifadeleri kullandı ve ardından gözyaşı döktü. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, Ahmet Akgün'ün yanına gidip müdahale etti ve peçete verip, sakinleştirmeye çalıştı.

"Sen Enes'in kız getirdiğini gördün mü" sorusuna çoban Akgün, "Ben görmedim. Olay günü Enes'i Erhan'ın evinde görmedim. Şerefim ve namusum üzerine bir şey görmedim. Nevzat ile Salim kardeş gibiydi. Ben Narin'e ne olduğunu görmedim ve duymadım" diyerek yanıt verdi.

Savcı ise Akgün'e, "Kürtçe bilmesem de Türkçe biliyorum. Enes ismi çok duyuluyor. O videoda Enes ismi geçiyor. O videoda Enes kelimesini duyuyorum. Neden ısrarla 'duymadım' diyorsun" diye sordu.

Akgün, savcının sorusuna "Kendi aralarında demişlerdir belki" diye yanıt verdi.

Savcının tekrar, "Yanında ne konuştular? Enes'i gördün mü diyeceklerine, neden Enes'le seni yüzleştirmediler" sorusuna ise Akgün,"Neden toplantıya çağırdıklarını bilmiyorum" dedi.

Eski Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Nahit Eren, Ahmet Akgün'e "Biri sana orada 'Konuş eşeğin oğlu, konuş' diyor" demesi üzerine Akgün, "Ben garibanın tekiyim, okuma yazma bilmiyorum. Siz benden ne istiyorsunuz Allah aşkına" diyerek tepki gösterdi.

Ardından Mahkeme Başkanı, kürsüden inerek Ahmet Akgün'ün yanına gidip, "Biz sana Narin'i gördün demiyoruz. Bize 'böyle bir aile toplantısı olmadı' demişlerdi. Ama böyle bir video geldi. O konuşmalarda bir senaryonun peşinde oldukları gibi görünüyor. Bunu soruyoruz, orada 'Enes' diyorlar" dedi.

Ahmet Akgün, "Ben duymadım Enes'i. Allah hakkımızı bırakmasın" deyip bir kez daha ağladı. Mahkeme Başkanı da "Allah kimsenin hakkını bırakmasın" ifadeleri kullandı.

Mahkeme Başkanı'ndan amca Erhan Güran'a: Bir senaryo peşindesiniz gibi görünüyor

Duruşmada, Narin'in cansız bedeninin bulunduğu bir gün önce evinde aile toplantısı yapılan amca Erhan Güran, tanık olarak ifade verdi. Güran, ifadesinde, çoban Ahmet Akgün ile yaşadığı olayı şu sözlerle aktardı:

* Biz çocuğu kaybolan bir aileydik. Saat 18:00 gibi köye gelirken Ahmet'i çağırdım. ‘Sen bir şey gördün mü’ diye sordum. Bunun üzerine Ahmet kaçınca peşinden gittim. Kapıyı açamayınca duvardan atladı. Bu şüpheli hareketleri nedeniyle jandarmaya bilgi verdim. Bir gün sonra evime çağırdım. Ahmet'in şüpheli hareketleri nedeniyle eve çağırıp soru sorduk. Ahmet bir şey biliyor mu, bilmiyor mu diye sorduk.

Enes'in bir kızla görüldüğü iddialarıyla ilgili amca Erhan Güran, "O söylenen kız benim kızım. Kızımın Enes ile ahırda olduğu söylendi. Ama benim kızımın çarşıda alışveriş yaparken görüntüsü var. Yeter artık namusumuzla uğraşmasınlar. Bizi kızımızla öldürmekle artık itham etmesinler" dedi.

‘Enes, neden toplantıda yoktu’ sorusuna ise Erhan Güran, "Bilinçli bir toplantı değildi, Enes'in ise nerede olduğunu bilmiyorum" diye yanıt verdi.

Aile toplantısında çoban Ahmet Akgün'ün dövüldüğü iddialarıyla ilgili de Erhan Güran, şunları söyledi:

* Arkaya gittim çobanla konuştum, bana ‘İsa'yı ve bir kadını gördüm’ dedi. Ama çoban yalan söyledi. Çok dövmedik. Bir iki tokat atıldı. Ben çobana vuranlara da kızdım. Biz bir senaryo kurmadık, Güran ailesi olarak bir senaryonun içindeyiz. Güran ailesine bir senaryo kuruldu.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "Bir senaryo peşindesiniz gibi görünüyor" dedi. Erhan Güran ise, "Yeter artık bu namus namus nedir ya. Benim kızımın ahırda olduğunu iddia ediyorlar. Biz şüpheli hareketleri için çobanı çağırdık" dedi.

Mahkeme Başkanı, bu kez, Erhan Güran'a "Geçen celse sordum, başka biri geldi mi diye? Niye söylemediniz bu çobanı" sorusunu yöneltti. Erhan Güran ise, "Aklıma gelmedi" diye yanıt verdi.

Ardından Mahkeme Başkanı, "Bırak Allah'ını seversen hepinize sordum. Hiçbir şey söylemediniz. Siz bizden bir şey gizliyorsunuz." ifadelerini kullandı.

Çobanın şüpheli hareketlerinden dolayı sorguladıklarını belirterek bir art niyetlerinin olmadığını öne sürdü.