Mülteci çocuk işçiler ne yaşar ne yaşamaz
Mültecilik bir sonuçtur. Nedeninin yol açtığı sonuçla değil, neden ile kavga vermek gerekiyor.
Sorunların çözümünde doğru istatistiksel bilgiler çözüme giden yol kadar önemli. Türkiye’de işçi cinayetleri ve çocuk işçiliği verileri diğer verilerde olduğu gibi sağlaması yapıldığında doğru sonuca ulaştırmıyor. TÜİK’in açıkladığı çocuk işçiliği raporunda yer almayan mülteci çocukların açıklanan rakamdan fazla olması devletin bu sorunun çözümündeki ciddiyetinin sınanması açısından da önemli. 2020 yılında açıklanan bu raporda 5 ile 17 yaş arası çalışan 720 bin çocuk işçi bulunuyor.
TÜİK
Yine bu raporun üzerinden 2 yıl gibi bir zaman geçmişken Türkiye’de yerinde durmayan hareketli bazı ekonomik durumlar var. Artan enflasyon oranları = yoksulluk = çocuk işçiliği olarak karşılık buluyor. Çocuk işçiliğinde yazdığım yazıların birçok yerinde yoksulluk geçiyor. Mülteci çocuk işçiliğinde ise savaşları da başa yazarak devam etmem gerekiyor.
Türkiye’nin bulunduğu bölgede emperyalist ülkeler tarafından gerçekleştirilen işgaller ve onların girişimleri sonucu ortaya çıkardıkları iç savaşların neden olduğu mültecilik sorunu, bugün hayatın her alanında kendisini hissettiriyor. Yaşamak için ülkelerini terk etmek zorunda kalanların gittikleri ülkelerde ekonomiye katkıları ucuz işgücü olarak sömürü çarkına katılmak oluyor.
Mültecilerin çocukları ise sürekli ya da dönemsel iş gücü oluyorlar. Tarımdan, tekstile, sanayiden, sokağa mülteci çocuklar işçi oluyorlar.
Yine hangi sektörlerde mülteci çocuk işçilerin ağırlıklı olarak çalıştığı bilinmiyor. TÜİK açıkladığı çocuk işçiliği raporuna mülteci çocukları dâhil etmiyor. Kimi derneklerin yaptıkları araştırmalar tabii Suriyeli mülteci çocukların daha çok verilere dâhil edilmesiyle kısıtlı da olsa bir fikir edinilmesini sağlıyor.
” Deri Tekstil ve Kundura İşçileri Derneği, İzmir’de 100 mülteci aileyle görüştü. Çocuğun çalışma saatleri sorulan mülteci ailelerden 26’sı çocuğunun 11-12 saat, 8'i 6-7 saat çalıştığını söylerken, 9'u ise belirsiz olduğunu belirtti. 11-12 saat çalışan çocukların tamamının tekstil ve kundura atölyelerinde ya da lokanta ve büfelerde çalıştığı görüldü.” (https://isigmeclisi.org/20674-pandemi-de-multeci-cocuk-isciligi-raporu-deri-tekstil-ve-kundura-is)
Mülteciler, yetişkiniyle çocuğu ile hayatta kalmanın bedelini kayıtsız kötü koşullarda çalışarak ödüyorlar.
Savaşlar halkın büyük bir bölümü için yoksulluk iken, belirli bir azınlık için ise servet biriktirme ve artırma olanağı demek. Çocukların bombaların arasında can güvenliği riski ile değil, karnı tok sırtı pek olmasının yolu savaşlara ve yoksulluğa karşı birlikte olmamızdan geçiyor. Mültecilik bir sonuçtur. Nedeninin yol açtığı sonuçla değil, neden ile kavga vermek gerekiyor.