İYİ Parti’nin işsizlik problemine kısa vadeli çözüm önerileri

Abone Ol
1) Çalışanların asgari ücrette eşitlenmesinin önüne geçmek. 2) İyi ve yeni işler yaratan şirketleri desteklemek. 3) Türkiye’de işsizlik-yoksulluk döngüsünü kırmak. 4) Yarının beceri ve yeteneklerini kazandıracak kurumsal altyapıyı oluşturma. Türkiye’de iktidar kuralsızlıklar üzerinden ekonomiyi idare etme gayreti içinde krizlerin döngüsel bir hal almasına neden oluyor. Büyümeye ve sadece büyümeye odaklı politikaların maliyeti giderek artarken ortalama bir öngörüde bulunmayı imkânsızlaştıran yüksek enflasyon gibi sorunlar bir yana, yoksulluk gibi, işsizlik gibi temel sorunlar da ıskalanmış oluyor.  Büyümenin temelleri yeniden kurgulanmadan, kalkınma ile eşgüdümlü şekilde yeni politikalar devreye sokmadan yapısal sorunlara çözüm üretmek imkânsız halde.  Yoksulluğun ve işsizliğin çok katmanlı yapısını irdelemeden genel geçer alınan önlemler, sorunların nesilden nesile aktarılmasına ve giderek derinleşmesi ile sonuçlanıyor. Seçim geri sayımı dönemindeyiz.  Hatta son yılların ekonomi yönetim şekliyle iyice kırılganlaşan Türkiye ekonomisi Ponzi Oyunu ile yönetildikçe erken seçim olasılığı da son derece gerçekçi bir hal alıyor.  Anketler iktidarın hızlı oy kaybının duraksadığını, Cumhur İttifakı kanadı ve Millet İttifakı bileşenleri kadar, kararsız kesimin de yerinde “kemikleştiğini” yansıtıyor.  İşin uzmanları ise günlük hayatta ekonomideki kötü yönetimin bu kadar elle tutulur hale gelmesine rağmen, muhalefet kanadında yaşanan dağınıklığa işaret etmekteler. İktidarın kaybetmesini beklemek yerine muhalefetin kazanmak için birkaç adım öne çıkması, seçmeni ikna ederek oy kazanması gereğine işaret ediyorlar. Son yılların her alanda kötü tecrübesi eşliğinde hatalı kurgulanmış başkanlık sistemini değiştirerek çoğulcu demokrasiye, sosyal hukuk devletine geçmek çok önemli elbette.  Bu nedenle muhalefet tarafının “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” çalışması çok değerli.  Fakat tek başına yeterli değil. Tüm muhalefet partilerinin ekonomi konusunda ilerici, gerçekçi ve geleceği yakalamamızı sağlayacak programlarla seslerini duyurmaları gerekli.  Aynı daha demokratik bir “Parlamenter Sisteme” dönüş ortak çalışmasında olduğu gibi, ekonomi tarafında da farklı yaklaşımların tek ve ortak bir çalışma olarak seçmene inandırıcı ve cezbedici bir alternatif sunabilmesi gerekli. Ekonomik krizin akut kısmından çıkabilmek için yapılacaklar listesi açısından Millet İttifakı ve bileşenleri arasında büyük farklılıklar izlenmiyor. Zaten içinden geçtiğimiz dönemin tüm zorlayıcılığına karşın, çıkar odaklı ve doğal olarak deneysel politikalardan vazgeçerek, kurallı bir ekonomi yönetimine geçmek hızlı bir düzelme sağlayacak. Asıl zorluk, krizin akut kısmını aştıktan sonra köklü yapısal sorunların çözümlerine yönelmek ve dengeli kalkınmacı politikalar tasarlayarak Türkiye’nin kaybolan geleceğini yakalayabilmek.  Geniş muhalefet kanadında ortak bir vizyon yakalayarak adım adım yıllar boyunca ilerleyebilmek. Geçen hafta İYİ Parti (İYİP) Kalkınma Politikaları Başkanı Sayın Ümit Özlale’nin yoksullukla mücadele için hazırladığı detaylı, kapsamlı ve gerçekçi programını odağa koyduk.  Bu hafta da aynı ekibin Türkiye’nin yakıcı istihdam, işsizlik ve kalkınma sorunlarına çözüm önerilerine yöneleceğiz. İYİP’E GÖRE İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ BOZULMA 2018’DE BAŞLADI İstihdam sorununa çözüm önce tespitlerle başlıyor. Elde edilen büyümeden emeğin payının giderek azalması ve saat başı ücretlerin büyümeye paralel yükselmeyişi çalışan kesimin ana problemlerinin başlangıç noktası. İYİP, işgücü piyasasındaki bozulmanın esasta pandemi öncesinde, 2018’de başladığına işaret ediyor. 2020’nin ikinci çeyreğinden sonra başlayan toparlanmaya karşın istihdamın halen 2018’in ikinci çeyreğindeki seviyesinin sadece %0,8 üzerinde olduğunu vurgularken, fiili olarak çalışanların sayısının hala 2018 ikinciçeyrek düzeyinin %3,4 gerisinde olduğunun altı çiziliyor.  Bu farkın nedenleri de istihdam ve işgücüne katılım oranlarının 2018 ikinci çeyrek düzeylerinin sırasıyla 2,1 ve 1,7 puan gerisinde kalışı. Daha vurucu bir kıyaslama da Türkiye’nin kendi gelir grubu içindeki ülkelerle yapılan karşılaştırma: 2020’de Çin 15+ yaş nüfusunun %63,5’ine, kendi gelir grubumuzdaki ülkeler ise ortalamada %58,8’ine istihdam sağlarken, Türkiye’de bu oran %42,9’dur. Ortalamayı yakalamak için bu durumda en az 10 milyon kişiye istihdam sağlamak şart ki bu da ancak üretim modelinin değişmesi ile mümkün. Çünkü işsizliğin, istihdam piyasası dışında kalmanın en acıtan maliyeti artan yoksulluk döngüsü. Pandemi sürecinde uygulanan ekonomi politikası tercihleri daha da büyük bozulmalara yol açmış görünüyor.  Bir yandan işe en çok ihtiyacı olan kesim işsiz kalırken, bir yandan da işgücü piyasasına zaten yeterince katılamayan kadınlar ve gençler pandemiden en olumsuz etkilenen grup olarak ön plana çıkmış durumda. İstihdamın kalitesi de sorunlu.  Örneğin son dört yılda özel sektör istihdamını 340 bin azaltırken, kamunun istihdamını 1,3 milyon kişi artırması sürdürülebilir bir durum değil. Asgari ücret artışı tartışmalarında farkındalığın yükseldiği bir durum da Türkiye’de zaten yüksek olan asgari ücretlilerin toplam çalışanlara oranının zaman içindeki yükselme eğilimi.  Üstelik asgari ücret dışında kalan diğer ücretlerin de çok yüksek olmayışı sorunu derinleştiriyor. Bir diğer önemli sorun alanı da Türkiye’de iş gücü talebi ve arzındaki uyumsuzluk; bunun yarattığı verimlilik sorunu. Türkiye’de istihdamın yaklaşık %36’sında mezuniyet branş uyumsuzluğu, %43’ünde de yeterlilik uyumsuzluğu tespit edilmekte. Bilgi ve beceri uyumsuzluğundan daha önemlisi ise Türkiye’deki yetenek açığı problemi. Kökeninde kalitesiz eğitimin yattığı bu durum hem çalışan hem işveren için de büyük problem. Türkiye ekonomisi ve sosyal yapısındaki bozulmalar da mevcut yeteneklerin firmalardan da ülkeden de kaçmasıyla sonuçlanıyor. İstihdamın özellikle arttığı 2006-2016 döneminde yaratılan yeni ve çağı yakalayan işlerin %40’a yakını küçük işletmeler tarafından sağlanmışken bu firmaların ekonomik krizlere dayanıklılığın düşük olması istihdam kaybına neden oluyor. Önümüzdeki onyıllar daha da zorlu istihdam şartları yaratacak.  İYİP’in dikkat çektiği konulardan bir tanesi de yapay zeka teknolojilerinin gelişmiş ekonomilerdeki büyümeyi gelişmekte olan ülke düzeylerine çıkaracağı beklentisi.  Bu da elbette yetenek göçünü hızlandıracak. Türkiye’nin bu kaybı azaltması için sanayi ve hizmetlerde iş gücünü yeni nesil teknolojilere dönük aktif politikalarla yarına hazırlaması gerek. Çağı yakalamak ve büyümek için mevcut ve potansiyel işgücümüze sosyal ve teknolojik yetkinlikler kazandırılması şart. Bu temel tespitlerden sonra İYİP bir yandan yeni bir eğitim programı tasarlarken bir yandan da mevcut işgücünün daha fazla istihdam elde etmesi için temel bir çerçeve belirlemekle işe başlıyor:
  1. Çalışanların asgari ücrette eşitlenmesinin önüne geçmek
  2. İyi ve yeni işler yaratan şirketleri desteklemek
  3. Türkiye’de işsizlik-yoksulluk döngüsünü kırmak
  4. Yarının beceri ve yeteneklerini kazandıracak kurumsal altyapıyı oluşturma.
Bu çerçevenin içini dolduracak dört ayrı proje belirlemiş durumda:
  1. Teknoloji Kampüsleri ile tüm genç nüfusa beceri kazandırmak: Kurulan çok sayıda üniversitenin sadece işsizliği dört seneliğine öteleyen kurumlar haline dönmesi ve faaliyet gösterdikleri bölgelerde işdünyasının ihtiyacı olan beceri ve yetenekleri sağlamaktan uzak halleri sonucunda bu kurumları değiştirme planları var. Bazı kampüsleri bölgedeki gençlere yeni dönemde ihtiyaç duyulan yetkinlikleri kazandıran ve nitelikli istihdam olanakları sunan eğitim merkezlerine dönüştürerek ve bölgedeki özel sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikleri gençlere sağlamak amaç. Böylece “beceri uyumsuzluğu ve yetenek açığı” sorunlarına kısa vadede hızlı çözüm bulmak mümkün olabilecek.
  2. İkinci Şans Okulları ve Yarına Hazırlık Fonu: Burada hedef uzun süreli işsizler, işsizler ve işgücünden çıkmış olanlara yeni beceriler ve yetenekler kazandırılarak istihdama geri dönüşlerinin sağlanması. Projenin finansmanı için %2 olan işsizlik sigortası fonu, işveren katkısının yarısı ve İŞKUR bütçesinin bir kısmı kaynak olarak kullanılacak.
  3. Yetenek Yönetim Merkezleri: Amaç çocukların yetenekleri ve gelişimleri çok erken yaşlarda takip edilerek doğru eğitim ve kariyer yönlendirmesi yapabilmek. Aile hekimliği gibi çalışacak bu merkezlerde çocuklar ve gençlere iş ve meslek danışmanları, psikologlar ve mentörler doğru yönlendirmeler sağlanacak.
  4. Yatırım İzleme ve Destekleme Sistemi: Kurulacak yatırım ajansı, ilk aşamada potansiyeli yüksek yatırımları tespit edecek; ikinci aşamada proaktif davranarak potansiyel yatırımcılarla temas kuracak ve onlara tedarik zinciri, insan kaynağı, yatırım bölgesi, teşvik gibi alanlarda yatırım danışmanlığı hizmeti verecek; üçüncü aşamada da yatırımcılarla dijital etkileşimi sürdürmeye olanak sağlayacak arayüz sayesinde talep ve beklentilere daha hızlı cevap verecek. Odakta iş arama maliyetlerinin düşürülmesi, gençlerin istihdama daha hızlı ve becerileriyle uyumlu işlerle eşleşerek dahil olması var. Böyle bir sistemin çalışması için hukukun üstünlüğünün Türkiye’de yeniden inşa edilmiş olması gerektiğini de eklemek gerek.
Tüm bu adımlar, projeler İYİP istihdam ve işsizlik sorununa kısa vadeli çözüm adımları. Zaman içinde daha uzun vadeli, kapsayıcı büyüme sağlamak için yeni bir kalkınma modeli ile desteklenme planları da mevcut.  İYİP uzun vadeli değişim programını açıkladığında yeniden değerlendireceğiz. Haftaya da Gelecek Partisi ekonomi kurmaylarının hazırladığı kapsamlı ekonomi programına değineceğiz.